Sevgili kızım,
Günün birinde anneni de babanı da sorumlu tutacağın durumlar olabilir. Ağzından şunlara benzer sözler çıkabilir:
“Onun yüzünden şu okulda okuyamadım.”
“Onun yüzünden şu işe giremedim.”
“Onun yüzünden bu kişiyle evlendim.”
“Onun yüzünden yüzemiyorum.”
“Onun yüzünden dans edemiyorum.”
“Onun yüzünden kendime güvensizim.”
“Onun yüzünden arkadaşım az.”
“Bana ... yaptırmadı.”
“Beni ... göndermedi.”
“Bana ... izin vermedi.”
Seni bildiğimiz doğrulara göre yetiştiriyoruz. Kendi inançlarımıza, düşüncelerimize, eğitimimize göre. Ancak bildiklerimizin bir kısmı yanlış olabilir. İnançlarımız, düşüncelerimiz, eğitimimiz senin bugününe uymayabilir. Bizim seni korumak için koyduğumuz sınırlar, sana kendini engellenmiş, mahrum kalmış hissettirebilir. Bu engellenmişlik ve mahrumiyet duyguları, içinde öfke doğurabilir. Ve bu öfke öncelikle, özellikle en çok vakit geçirdiğin anneni, beni suçlamana neden olabilir.
Beni ergenliğinde suçlaman normaldir. İnsanın isyan edecek yer, yön, kişi aradığı dönemdir. Ama yetişkin bir insansan ve hâlâ beni suçluyorsan oturup düşünmeni tavsiye ederim.
Sen annenle babanı istersen sonsuza dek suçlayabilirsin, ama yuvadan uçtuktan sonraki seçimlerinden onların sorumlu olmadığı gerçeğini kimse değiştiremez.
Eğer yetişkinsen ve hayatında bir şeyleri gerçekten değiştirmek istiyorsan, değiştirmek istediklerine odaklan. Tanımlarını doğru yap. Bugünkü durumun nasıl? Sen aslında nasıl olsun istiyorsun? Olmasını istediğin durumu yaratmak için ne yapıyorsun?
Mevcut durumla içinde olmak istediğin durum arasında doğru köprüler kur. O köprülerde kimler, neler var, dürüstçe söyle kendine. Meselâ daha iyi kazandığın bir işin mi olsun istiyorsun? Bunun için yapman gerekenleri peş peşe sırala. Başkalarından senin için yapmalarını beklediklerini değil, senin kendin için yapman gerekenleri say.
Bugün hayal ettiğin yere gelmek için kendi üzerine düşeni yapmak yerine, benim sana geçmişte yapmadıklarımı, yaptırmadıklarımı konuşursan kaybedersin. Bugün daha iyi bir yerde olmamanın sorumlusunu bularak kendini haklı çıkarırsın. Fakat haklılığın, bir hayalin olduğu ve bu hayaline ulaşmak için bir planın olmadığı gerçeğini değiştirmez.
Sana doğru olduğunu düşünerek ya da hiç farkında bile olmadan yaşattığım zorluklar, koyduğum engeller için şimdiden özür dilerim. Bilseydim, daha iyisini yapardım. Senden özür dilemem geçmişi değiştirmeyebilir. Fakat senin bu özrü kabul edip geçmişe değil geleceğe bakman, senin hayatını çok değiştirebilir.
İnsan, çocuk kimliğiyle çok şey ister kızım. İnsan bu role büründüğünde, annesiyle babasından çok şey bekler. Sevgi, ilgi, şefkat, yiyecek sofra, yatacak oda, yıkanacak su, giyecek elbise ve zaruri olmadığı halde sahip olmak istediği her şeyi bu iki kişiden bekler. Anneyle baba verebildiği kadar vermeye çalışır. Hatta diyebilirim ki, ömrünü çocuğunu iyi yaşatmaya ve ona bir şeyler bırakmaya adar. Ne var ki aldıkları, çocuğa hiç yetmez. Annesiyle babasının da birer hayatı olduğunu, onun bütün isteklerini gerçekleştirmenin görevleri olmadığını düşünmez. Kendi sorumluluğunu üstlenmez, onların sırtına yükler.
Kendi sorumluluğunu alan insan, düne değil bugüne ve yarına bakar, dünde değil bugünde yaşar. Hayatında olmayanlardan, olduramadıklarından annesiyle babasını sorumlu tutmaz. Yapamadıkları için onları suçlamaz.
O okula gitseydin, o işte çalışsaydın, onunla değil de ötekiyle evlenseydin, daha girişken olsaydın, daha fazla kazansaydın... Bunlar daha iyi bir hayatı garanti eder miydi bilemezsin. Kimse de bilemez.
Eğer yanlışlarım olduysa özür dilerim. Bu geçmişi değiştirmez, ama sen sorumlu, suçlu aramayı bırakırsan kendine, geleceğine ayıracak vaktin bol olur. Hem huzur bulursun, hem de hayatın o vakit değişmeye başlar.
38. mektup, 8 Ekim 2019 Salı hthayat.haberturk.com’da...
Önceki mektuplar:
Önce kendini sev
Geçmişte yaşama
Yeteneklerini, güçlü yönlerini bil
Hırslı değil azimli ol
Şarz değil şarj!
Bırak, hayal gücün seni uçursun
Sevgi ve şefkat görmek için çocuk kalınmaz
Ezberini boz biraz
Arkadaşlık biraz sevgililiğe benzer
Ne zaman ki “oldun” o zaman doğur
Annenin her bildiği doğru olmayabilir
Kimse aptal değil
Asıl zenginlik bildiklerindir
Rahat nasıl batar?
Bildiğin çektiğine yetmiyorsa yeni bir şeyler öğren
Erkek taklidi yapmana gerek yok
Tazelen, yenilen, özgürleş
Vücudunla iş görme
Evlenmiş olmak için evlenme
Su akar, yolunu bulur
İyi düşün, iyi olsun
Mükemmel insan diye biri yok
Bir kapı kapanır, başka bir kapı açılır
Şükret
Herkes parmak izi gibidir, bir eşi daha yoktur
Çıkarcı arkadaştan uzak dur
Kendini paralama, kimseyi mutlu edemezsin
Su gibi ol, ak git kızım
Aklından geçen başından geçer
Sen sen ol, kendini bırakma
Gökyüzü gibi ol kızım
Bağışla ki kalbin hafiflesin
Kendini dinle, etrafını değil
İnsansız olma ama insana da yaslanma
Hayallerin için emek ver ve hayata güven
Yara izini bile sev kızım