Sevgili kızım,


Bazen çevrendekilerle belli konularda fikir ayrılığına düşeceksin. Tam olarak ne düşündüğünü, neyi savunduğunu anlamak için sana sorular soracaklar. Onlara bazen çok açık, net cevaplar verecek, bazen düşüncelerini gizlemeye çalıştığını fark edeceksin.


İnsan iki nedenden açık ve net olamaz kızım. Bir, aslında karşısındakinin haklı olduğunu bilip, türlü bahanelerle onun haklılığını kabul etmek istemediğinden. İki, inandığı doğruları söylediği için reddedilecek diye.


Eğer fikrine kalpten inanıyorsan açık ol, net ol. Ne düşündüğünü tereddütsüz söyle. Seni eleştirirler, yargılarlar, kabul etmeyip yanlarından uzaklaştırırlar korkusuyla diyeceklerini yutma. Fikirlerine, inandığın değerlere sahip çık. Bulanık su, puslu hava gibi olma. Kendini, rengini belli etmemek için ortalama laflarla kıvrılıp bükülme. Seninle aynı değerleri paylaşmayanlarla günün birinde yolun zaten ayrılır. Susman, kıvrılıp bükülmen sadece bu süreyi uzatır.


Fakat yaptığın, kendi fikirlerini söylemek değil de karşı tarafın haklılığını kabul etmemek için bahaneler yaratmaksa, önce kendine cevap ver. Neden onu kabul etmek yerine bahaneler geliştiriyorsun? Karşı fikir diye geliştirdiğin bu bahanelere, bırak başkalarını sen kendin inanıyor musun? Bu bahanelerin seni bulandırdığının, anlaşılmaz kıldığının, dolayısıyla güvenilmez birine dönüştürdüğünün farkında mısın?


Karşındakinin haklılığını reddetmenin iki anlamı vardır. Doğruyu reddetmek, yanlışı kabul etmektir. Gerçeği reddetmek, yalanı kabul etmektir.


Yanlışı, yalanı savunmakta ısrar etme sebeplerine bak. İnsan en iyi kendi bilir yanlışın, yalanın elinden neden, ne için tuttuğunu. Neyi elinde tutmak istiyorsun, neyi kaybetmekten korkuyorsun ki yanlışta, yalanda, bahanede ısrar ediyorsun?


Bir fikir ayrılığı halinde meramının ötesine çekilmeye, başka türlü anlaşılmaya fırsat bırakmayacak kadar açık cevaplar ver. “Ben öyle demek istememiştim”, “Ben aslında şöyle demek istemiştim” ya da “Sen yanlış anladın” cümlelerini kullanmak için zemin hazırlama kendine.


Kızım, açık gerçekleri inkâr etmenin çok çirkin bir hali vardır. Kimse aptal değildir, herkesin sabrının, anlayışının ve sana duyduğu sevginin bir sınırı vardır. Karşındakinin senden beklediği, almaya çalıştığı bir cevaptır. Seni tam ve doğru anlamak için. O cevabı vermek yerine konuyu bulandırdığında, bahanelerinle elinde tuttukların sana kalır, sorunun sahibini kaybedersin.


Bir fikir ayrılığı halinde açık ol, net ol kızım. Kimse puslu havada yürümek, bulanık suda yüzmek istemez.


26. mektup, 27 Ağustos 2019 Salı hthayat.haberturk.com’da


Önceki mektuplar:



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.