Sevgili kızım,
Bir insandan, bir yazardan, bir kitaptan, bir meyveyle sebzeden beslenme, bıkarsın.
Hep aynı kişiyle sohbet edilmez. Hep aynı yazar, hep aynı kitaplar okunmaz. Hep aynı yemişler, yemekler yenmez. Hep aynı yerlere tatile gidilmez. Bir an gelir, ezbere bildiğin için güvende hissettiğin, içinden çıkmadığın alana sığamazsın.
Değiştir. Görüş alışverişinde bulunduğun kişi sayısını artır. Farklı kafalardan çıkan kitaplar oku. Başka tatlar var, onları keşfet. Tanımadığın yerleri git, gör, yabancı yerlerde uyu.
Ezberini boz biraz. Bildiklerinin başka türlüsüne aç kendini. Aç, nasıl olsa istediğin zaman istediğin kişiye, tada, yere kendini kapatabilirsin.
Seçeneklerin olsun. İnsan tanıdığı bildiği ruh halindeyken güvende hisseder ve ona bu ruh halini sağlayan her ne ve kim varsa onu korumaya bakar, ötesini aramaz. Halbuki asıl güvensiz olan, alternatifsiz yaşamaktır, seçeneksiz hayattır.
Kızım, hayatında bir denge bul ve esnek ol.
Diple doruk arasında gidip gelmek kaçınılmazdır, ama o gidip gelmeler arasında bir yerde denge halini hissetmek de mümkündür. Kendini dinle, dengede hissettiğinde orada dur. Bu hissi tanımak için kendine izin verirsen, diple doruk arasında kontrolünü kaybetmez, hayatında sürekli zikzaklar çizmezsin.
Esnek ol. Yeni durumlar, yeni şartlar seni şaşırtabilir, ne yapacağını bilemeyebilirsin. Her yenilik, var olanı kaybettiğin duygusu doğurabilir. Sakin ol ve yeni duruma, şarta uyum sağla. Yanlış da olsa, seni çok zorlasa bile koşulları kabul et, “Peki şimdi ne yapıyorum?” de ve hemen değiştirme planı yapmaya koyul. Uyum sağlamak, bazen insanın kendini koruması anlamına gelir.
Bulmanı tavsiye ettiğim denge ve esneklik arasında bir ilişki vardır. Yaşadıkça göreceksin. Ne kadar esnek olursan o kadar kolay dengeye geldiğini ve dengedeyken esnediğini fark edeceksin.
Kendini kendi hızında akan su gibi hissedeceksin.
İstediğin bu değil mi?
30. mektup, 10 Eylül 2019 Salı hthayat.haberturk.com’da
Önceki mektuplar:
YORUMLAR