Yıllar önce Cezayir asıllı Fransız yönetmen Tony Gatlif’in 2000 yapımı ‘Vengo’ adlı İspanyol film müzikalini izlerken gerek açılış sahnesinde hayatımda ilk kez karşılaştığım efsunlu Sufi Flamenko’dan gerekse La Caita’nın yanık sesiyle coşkuyla seslendirdiği Calle del Aire şarkısından ve ardından gelen Gritos de Guerra’nın capcanlı Arrinconamela performansından kelimenin tam anlamıyla mest olmuştum. Fakat o anlarda Endülüs’ün dar sokaklarında farklı kültürlerin ortak acı ve özlemlerinden beslenerek isyankar bir edayla yükselen bu tutkulu dansın bir gün Gazze için de yaşam sesi olacağını hiç aklımdan geçirmemiştim.
Aradan yıllar geçti ve İspanya’da doğup coğrafyaları özgürce aşarak dünyanın dört bir yanına dalga dalga yayılan flamenko ruhu, 9 Ekim akşamı İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde ‘Rüzgar gibi Özgür Filistin için Tek Yürek’ isimli özel flamenko gösterisinde yeniden hayat buldu. Bu anlamlı etkinliği ilk duyuranlar arasında 1 Ekim’de Türkiye’deki İspanya Büyükelçiliği yer almıştı. Nitekim söz konusu yardım konseri, Sevilla Cristina Heeren Flamenko Sanatı Vakfı öncülüğünde Türkiye’deki İspanya Büyükelçiliği, Muğla Fahri Konsolosluğu ile Türk Kızılayı iş birliğiyle düzenlendi ve gelirleri Gazze’deki mağdurlara ulaştırılacak.
Ritmi bazen bir çığlık, bazen bir dua gibi yankılanan flamenko, nesiller boyu zulme karşı direnişin ve özgürlüğün evrensel sembolü olarak günümüzde de Filistin’in acısını adalet adına omuzluyor. İspanya ve Türkiye arasında Filistinliler için sanatın birleştirici gücüyle kurulan bu dayanışma köprüsü, iki ülkenin süregelen dostluğunu ve ortak insani değerlerini derinleştiriyor; Gazze halkına umut taşıyor, çocuklara yalnız olmadıklarını hatırlatıyor.
9 Ekim 2025’in bir başka güzelliği de İsrail ve Filistin arasında ilan edilen ateşkesti. Sanki flamenkonun barış için attığı adımlar, dünyanın kalbinde yankı uyandırmıştı. Sanatın ve barışın aynı gün buluşması, hayatım boyunca hatırlayacağım tarihin en güzel mucizelerinden biri. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’in o gün söylediği sözler duygularımızın tercümanıydı: “Hepimiz bu anı çok uzun süre bekledik. Şimdi onu gerçekten anlamlı kılmalıyız.”
Dilerim bu ateşkes, yalnızca bir duraklama değil, insanlık onuruna yakışır kalıcı bir barış melodisinin ilk notası olur.
YORUMLAR