Sevgili kızım,
Başkalarını kendine benzetmeye çalışma. Ya da beğendiğin, doğru bulduğun, onayladığın şekle girmeleri için zorlama. Kimse sana benzemek zorunda ya da senin doğrularına göre yaşamak zorunda değil. Kendisi istemediği sürece kimseyi değiştiremezsin. Değiştirmeye çalıştıklarının senden uzak durmaları, seni sevmemeleri ile kalırsın.
Etrafındakileri değiştirmeye çalışmak, kendini doğru ötekini yanlış kabul etmek, kendini tam ötekini eksik bulmaktır. Büyüklenmektir. Eleştirmektir. Neyi nasıl yapacağını, neyi nasıl yapmayacağını söylemektir. Öğretmenliğe soyunmaktır. Üstelemektir. Kendini fazla önemsemektir. Bilmişlik etmektir. Küstahlıktır. Haddini bilmemektir. Saygısızlıktır.
Sen sağlıklı beslenme kürleri uygulayıp spor yapabilirsin ve bunlar diğerinin hiç umurunda olmayabilir. Onu yemeyi seçtiği yiyecekler ve varsa fazla kiloları ile baş başa bırak. Niye form tutsun istiyorsun ki? Onun iyiliği için mi, senin görsel zevkin için mi? Biraz bunu düşün.
Sen hep gerçekleri görmekten yana olabilirsin ve öteki görmezden gelmeyi yaşam tarzı olarak seçmiş olabilir. Onu gönüllü körlüğü ile baş başa bırak. Niye görmek istemediklerini gözüne sokmaya çalışıyorsun ki? Onun iyiliği için mi, sen bunu doğru buluyorsun diye mi? Çok rahatsız oluyorsan mesafe al, olsun bitsin.
Doğum gününde sana çiçek almayan adamı ağlaya bağıra çiçekçiye gitmeye mecbur etme. Bugün alsa, yarın yine almaz. Ya da isteyerek almaz. Sen sana hiç çiçek almayan bir adamla yaşayabilir misin? Yaşayamam diyorsan nedenine bak. Önemli olan bu.
O, telefonunu “şarz etmek” isteyebilir, senin bütün “Şarz değil şarj!” düzeltmelerine rağmen. Kelimeyi doğru telaffuz etmesini niye istiyorsun? O doğrusunu öğrensin diye mi? Yoksa senin çevrenden biri cahil olamaz, böyle biri yanına yakışmaz diye mi?
Kimse sürekli eleştirilmekten, düzeltilmekten, ısrardan, zorlanmaktan, buyurgan söz ve tavırlardan hoşlanmaz. İstemediği bir şeyi yapmaya zorladığın senden önce rahatsız olur, sonra senden uzaklaşır, uzaklaşamıyorsa kendini sana kapatır ve sevmez. Kimseyi de seni sevmeye zorlayamazsın.
Kızım başkalarının huylarından, alışkanlıklarından, görüntülerinden, seçimlerinden rahatsız olman öncelikle senin sorunundur. Hiç değişmezlerse onlarla yaşayabilir misin, yaşayamaz mısın? Eğer yaşayamam diyorsan uzaklaş. Uzaklaşamıyorsan onları oldukları gibi kabul et.
Herkesi olduğu gibi kabul et. Çünkü sen kabul etmesen de, herkes zaten olduğu gibi. Çok değiştirmek istediğin bir şey varsa, vakit buldukça biraz kendine bak.
33. mektup, 20 Eylül 2019 Cuma hthayat.haberturk.com’da
Önceki mektuplar:
Bırak, hayal gücün seni uçursun
Sevgi ve şefkat görmek için çocuk kalınmaz
Ezberini boz biraz
Arkadaşlık biraz sevgililiğe benzer
Ne zaman ki “oldun” o zaman doğur
Annenin her bildiği doğru olmayabilir
Kimse aptal değil
Asıl zenginlik bildiklerindir
Rahat nasıl batar?
Bildiğin çektiğine yetmiyorsa yeni bir şeyler öğren
Erkek taklidi yapmana gerek yok
Tazelen, yenilen, özgürleş
Vücudunla iş görme
Evlenmiş olmak için evlenme
Su akar, yolunu bulur
İyi düşün, iyi olsun
Mükemmel insan diye biri yok
Bir kapı kapanır, başka bir kapı açılır
Şükret
Herkes parmak izi gibidir, bir eşi daha yoktur
Çıkarcı arkadaştan uzak dur
Kendini paralama, kimseyi mutlu edemezsin
Su gibi ol, ak git kızım
Aklından geçen başından geçer
Sen sen ol, kendini bırakma
Gökyüzü gibi ol kızım
Bağışla ki kalbin hafiflesin
Kendini dinle, etrafını değil
İnsansız olma ama insana da yaslanma
Hayallerin için emek ver ve hayata güven
Yara izini bile sev kızım
Üstteki mektup kimin acaba?