Sevgili kızım,


Olayları, durumları, insanları kontrol etmeye çalışma. Bu, kontrolün altında tutmaya çalıştığın insanlara karşı terbiyesizlik, kendi ritmi içinde akıp giden hayata karşı ise büyük bir kibirdir. Ne insan kendine yapılan terbiyesizliği kabul eder ne de kendi ritminde akan hayat, onu değiştirmeye çalışan kibri.


Sakın “sevdiğim için”, “onun iyiliği için” diye bahaneler sıralama. Çevrendekilere müdahale etmen onlarla değil, seninle ilgilidir. Müdahalelerin, senin kendini gücünü görme, kanıtlama arzundan ileri gelir. Ve çokbilmişliğinden kaçılan, giderek daha az sevilen birine dönüşmenle sonuçlanır. Yardıma ihtiyaçları varsa, onlar için kendini paçavra etmeden elinden geleni yap, fakat sonraki seçimlerine karışma.


Dereler senin istediğin gibi akmaz. Sen istediğinde gece, istediğinde gündüz olmaz. İstediğin zaman güneşi doğduramaz, istediğin zaman yağmur yağdıramazsın. Kış sen istediğinde bitmez, bahar sen istediğinde gelmez. Hayatta değiştirmeye gücünün yetmeyeceği durumlar, oluşlar vardır. Sana düşen bu oluşları kabul etmek, onlara uyum sağlamaktır. Evini derenin yatağına kurmazsan, yönünü değiştirmeye çalışmazsın. Aydınlıkta göreceğin işleri geceye taşımazsan karanlıktan şikâyet etmezsin. Mor salkımlar açmak için vaktini beklerken onları görmek için acele etmezsen, kardelenlerin güzelliğini ıskalamazsın.


Hayata değiştirebileceklerin vardır, bir de hükmünün geçmediği, uymaktan başka çarenin olmadığı haller. Hükmünün geçmediğini kabul etmeyip zorladığın haller, sana bir şeyler söyler. Kulak verirsen duyarsın.


Yola gitmeye niyetlenirsin. Hazırlanır evden çıkarsın, kaldırımda ayağın burkulur. Kendine bunun seni geri döndüremeyeceğini söyler, taksi çevirirsin. Kazaya denk gelir gecikirsin, yine de vazgeçmezsin. Aceleden cüzdanını düşürdüğünü sonradan fark edersin. Aksilik diyeceğin bu engellerin hepsi, sana gittiğin yolun doğru olmadığını söyler. Ne var ki, sen bunu yolun sonuna vardığında anlarsın. Seni mutsuz eden, belki sana zarar veren, “Keşke gelmeseydim” dedirten durumu yaşadığında.


“Ayağın burkulunca hemen geri dön” mü diyorum? Hayır. Korkmanı, hemen pes etmeni, her şeyi bırakıp yerine dönmeni, hiçbir şey yapmadan, risk almadan öylece durmanı söylemiyorum. Yoksa hayatta attığın her adım, aldığın ilk nefes bile başlı başına bir risktir. Söylediğim şu: “Hiçbir şey beni yıldıramaz, yolumdan döndüremez” dediğinde bir daha düşün. Azimle mi söylüyorsun, hırsla mı? Azimle söylüyorsan kendine de yoluna da inanıyorsundur, çünkü kalbinin sesini duyuyorsundur. Hırsla söylüyorsan, kendini ispat çabasına girmişsindir, akıl yoluyla bir yere varma derdindesindir. Hayatı kontrol etmeye çalışmaktır yaptığın ve nafiledir. Aklın, zekânın yetmediği haller vardır.


“Devam et” diyen kalbini duyup dinlemene, azimle devam etmene rağmen bir şeyler yolunda gitmiyor, önüne hep engeller mi çıkıyor? O zaman hayatın bu engelleri karşına çıkararak sana ne dediğini anlamaya çalış. Belki hazır değilsin o yola çıkmaya, eksiklerin var. Belki yolda görmen gerekenler var, sana güç katacaklar, onları henüz fark etmedin. O zaman başını kaldır ve gördüklerine bir daha bak, yakından bak.


Hiçbir şey için acele etme kızım, hiçbir şeyi ve kimseyi zorlama. Herkesin kendi seçimleri ve her şeyin bir zamanı vardır. Su akar yolunu bulur.


18. mektup, 23 Temmuz 2019 Salı hthayat.haberturk.com’da



Önceki mektuplar:



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.