Gönül gözünüze netlik ayarı

Uzun süreli ilişkilerde sık karşılaşılan bir durum da taraflardan birinin bir süre sonra ilişki dinamiğindeki sağlıksız noktaları keşfedip daha berrak bir bilince ulaşması oluyor. Bu durumda deyim yerindeyse "gönül gözü açılan" taraf, kendisini mutsuz eden ve kendi özüne uygun yaşamasını önemli ölçüde engelleyen tavır ve davranışları daha net görmeye başlıyor.


Peki bu net görüş ne zaman ortaya çıkıyor? İlişkinin başında neden net görüş sağlanamıyor? Daha önceki yazılarımda da birçok kez değinmiştim; romantik ilişkilerin başında iki tarafın bedenine yoğun şekilde etki eden hormon miktarı, zihinsel süreçleri etkin kullanmayı zorlaştırıyor. İlişki ilerledikçe sorun yaratabileceği sezgisel olarak hissedilen konuların üstünde pek durulmuyor, çünkü tarafların arasındaki yoğun heyecan ve coşku duygusuna gölge düşmesi pek istenmiyor. Bazı tutum ve davranışlardan, sözlerden, yaklaşımlardan rahatsız olunsa bile bunlar pek dile getirilmiyor ya da bu konular konuşulsa bile tarafların "kırmızı çizgiler"inden ödün vermesi daha kolay gerçekleşiyor. Ancak ilişkinin başlarında benimsenen bu tutum, yıllar geçtikçe iki tarafın birbirinden beklentisine dönüşüyor. Yani ilişkinin devam edebilmesi uğruna, herkesin kendisi için önemli konularda geri adım atması ya da bu konuları ikinci plana atması bir alışkanlık haline geliyor hatta bunu beklemek bir hak olarak algılanıyor.


Ancak ne yazık ki insan doğası, kendi özgürlüğünden ve konforundan uzun süre önemli ölçüde taviz vermeye müsait bir yapıda değil. Zaten böyle bir yaşam uzun vadede kendi ruh ve beden sağlığı için tehlike yaratacak nitelikte... Bunu içten içe bilen insanlar, bir süre sonra tükenme sınırına geldiklerinde görüşleri ancak netlik kazanıyor. Çünkü artık ilişkide sorun çıkmaması, karşı tarafı sinirlendirmemek/üzmemek/kırmamak ya da uyumsuzluk yaratan kişi olarak etiketlenmemek adına o ana kadar yaptıklarını yapacak (kendilerini ezip geçecek) güçleri kalmıyor. Dolayısıyla "gönül gözü ilk açılan taraf" ilişkide en çok yorulan ve özen gösterilmeyen taraf oluyor.


Bu bilinçlenmenin veya farkındalığın bedeli de oluyor elbette... Çünkü o güne kadar işleyen düzene çomak sokan taraf olunca, çeşitli suçlamalarla karşılaşma ihtimali doğuyor. Ancak bilinçlenen taraf artık kendisini korumaya alması gerektiğini, yoksa artık değil bu ilişkiye kendisine bile verecek enerjisi kalmayacağını bildiğinden doğabilecek sonuçlardan korkmuyor. Sadece bugüne kadarki düzenin ona iyi gelmeyeceğini biliyor ve kendisine sahip çıkıyor.


Bu net görüş, o ilişkinin bundan sonraki kaderini belirleyecek olan rotayı çiziyor. Daha önceki gibi kaygısal bir motivasyonla değil, insanın kendi özüne dair net ve kesin bir bilgiye dayalı bir duruş/tavır ortaya çıkıyor. Uzun süredir illişkisinde mutsuzluk hisseden, bu ilişkide kaldığı sürece ruhsal olarak gelişemediğini ve zenginleşemediğini düşünen herkes, mutlaka bir gün bu gönül gözü netliğine ulaşıyor. Bu netlik ayarını erken teşhisle yapmak da mümkün tükendiğinizi hissettiğiniz bir anda son dakika müdahalesi gibi yapmak da... Erken teşhis döneminde yapmayı tercih edenler, genellikle mutsuzluklarını fark ettikleri anda objektif görüşlerine güvendikleriyle dostlarıyla konuşarak ya da profesyonel destek alarak süreci hızlandırabiliyorlar. O zaman belki ilişkinin yeniden daha sağlam temeller üzerinde yapılandırılması da mümkün olabiliyor. Ancak tükenme noktasında netlik kazananlar için, ilişkinin sürekliliği bu kez karşı tarafın olağanüstü çabasına bağlı hale geliyor.


Öyle ya da böyle insanın kendi yüreğini ve zihnini koruması, tamamen kendisine ait bir sorumluluk... Bu sorumluluğu en baştan itibaren sağlıklı bir zeminde taşımak, ilişkilerin uzun ömürlü olmasının tek yolu sayılabilir.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.