HTHAYAT
BİRKAÇ KELİME YAZARAK SİZE YARDIMCI OLABİLİRİZ
"Aranan düzgün adam bulundu!"
Giriş: 28 Eylül 2018, Cuma 16:29
Güncelleme: 26 Ekim 2018, Cuma 11:49

Pazar sabahı. Gökyüzü kapalı, yağmur yağdı yağacak. Hava serin. Üzerime hırka aldım. Ayaklarıma çorap giydim. Pencere kenarında oturdum, defterimle kalemim önümde. Son üç günü nasıl özetlesem? Ayaklarım sanki yere basmıyor. Yüzümde hep bir tebessüm var. Bakkaldan ekmek alırken, pastaneciden bir açma, bir poğaça isterken, kırtasiyeci aldığım defteri –yine defter aldım– poşete koyarken, yolda giderken adres sorana, hatta pazarda ayağıma basana hep gülümsüyorum.

O akşamüstü gittiğimde, Müfit müşterilerle sohbet ediyordu. Beni görünce kalktı.

“Gel bak ne göstereceğim” dedi.

İçeri girdik. Tezgâhta hafif çukurca bir tepsi, içinde kurabiyeler.

İkimize kahve hazırladı, yanına birer kurabiye koydu.

İçimden “Sürpriz bu muydu?” diye geçirdim. Hemen sonra kendime “Biraz yetinmeyi, memnun olmayı öğrensen artık” derken Müfit ekledi.

“Senin kahvelerle ikram etmek için vanilyalı kakaolu kurabiye yaptık. Eğer iznin olursa...”

Evden mini fırın getirmiş. Elemanı Yeliz erken gelmiş işe, kurabiyeleri pişirmek için. Annesinin tarif defterinden kopardığı sayfa, fırınla makinanın arasında duruyor. Tepesinde, kargacık burgacık harflerle “Tereyağlı Vanilyalı-Kakaolu Kurabiye” yazıyor. Yerken ağızda dağılıyor. Tarçınlı zencefilli kahveyle birleşince olağanüstü bir tat oluşuyor. Bir an bu tattan sarhoş olmuşum gibi hissettim. İlerleyen saatlerde gelenler de bayıldılar. Kimi kurabiye yemek için ikinci fincanı sipariş etti, daha girişken(!) olanlar fincanı bitirmeden ikinci kurabiyeyi istedi.

Bu hamlesiyle gönlümü çaldı Müfit. Akadaşının baştan savma logosunu tamir etmek için bir yol olarak düşündü herhalde. Benim de fikrimi aldıktan sonra Instagram hesabına bir fotoğraf yükleyip altına şöyle yazdı. “İkramımızdır.” Orada bulunanların birkaçı hemen yorum yaptı.

“Nefis”, “Harika”, “Muhteşem.”

Akşam sekize kadar anlaşmıştık aslında ama o gün kapanana kadar kaldım. İnternetten duyan beş kişi gelse zaten kafe doluyor. Saat onda kepenkleri indirirken sordu.

“Sinem, yarın müsaitsen biraz konuşabilir miyiz? Aklımda birkaç şey var, senin de fikrini almak isterim.”

Ertesi gün öğleden sonra gittim. Bilgisayarı masaya getirip açtı. Ekranda yeni logo var. Tam benim istediğim şey karşımda duruyor. Grafiker arkadaşından rica etmiş, o da yapmış. Telif işini de konuşmuş. Arkadaşı “Gerekmez” demiş, bunu da e-posta olarak yazmış. Herhalde gerekirse kanıt olarak kullanılabilir. Üzgünüm ama bunu düşünmek zorundayım.

Müfit açıklama yapma gereği duydu.

“Yanlış anlama. Senin el yazınla denemek istediğin şey de iyiydi ama bu daha profesyonel.”

“Bakkal işiydi değil mi benimki?”

Ben böyle deyince kahkaha attı.

“Ama istersen onu Instagram’dan paylaşırız.”

Düşünmüş Müfit. Benim kahveleri farklı fincanlarda ikram etmenin daha yerinde olacağına karar vermiş.

“Yeni fincanlar, yanında da vanilyalı-kakaolu kurabiyeler. Müşteriyi de özendirir. Pazartesi öğleden sonra müsaitsen beraber bakalım.”

Ne kadarı iş için, ne kadarı benim için kestiremiyorum. Tek bildiğim, bu adamda farklı bir şeyler olduğu ve benim ondan hoşlandığım.

Kasada oturup etrafı kesmiyor. “Oğlum, al şunu. Kızım şu masayı sil” demiyor. Kahve yapıyor, servis yapıyor, boşları topluyor. Makinayı dolduruyor, boşaltıyor. Tenhaysa elemanına söylüyor.

“Bak şu masada kırıntı var biraz.”

“Bugün paspas yapmadık mı biz?”

Ama kalabalıksa hep ayakta. Ben patronum havasında değil. Nasıl değil, anlamıyorum.

Üçüncü gidişimde dayanamadım, kahve makinasının başındaydık, sordum.

“Müfit, elemanlarının tepene çıkmasından, iyi niyetini suiistimal etmesinden korkmuyor musun?”

“Niye korkayım ki?”

“Ne bileyim, arkadaşmışsınız gibi davranıyorsun.”

“Değil miyiz?”

“Arkadaş mısın elemanlarınla?”

“Onlardan üç farkım var. Bir, yaşça büyüğüm. İki, daha fazla ve uzun süre okula gitmişim. Üç, onlara göre maddi açıdan daha rahatım. Eğer ben bunlardan birini üstünlük kurmak için kullanırsam ters teper. İnsan psikolojisidir. Kinlenir, zaman kollar, günü gelince kusar, akrep gibi sokar.

“İyi de sen patronsun.”

“Eee? Padişah gibi oturup ‘Bana bi kahve getirsene, şu boşu götürsene’ mi diyeyim? Bu laf tepedendir, emirdir. Kimse duymak istemez. Alttaki üstündekine ses etmiyorsa, dediğini getirip istemediğini götürüyorsa, ona mecbur olduğundandır. Mecburen yapılan işten hayır gelmez. Onlar da biliyor patronun ben olduğumu. Bütün işleri onlara yaptırabileceğimi. Ama o zaman ne olur biliyor musun? Bana kinlenmekle kalmaz, dükkânı da sevmezler, benimsemezler. Meselâ makinaların bakımını yapmayıp ömürlerini kısaltırlar, tuvalete mutfağa girmesem musluğun akıttığını görürler ama söylemezler. Kötü niyetli olan, kasadan para çalar. Eve giderken cebine kahve çekirdeği, kesme şeker atar. Sen hangi patronunu iyi hatırlıyorsun? Kaçıyla görüşüyorsun?”

“Hiçbiriyle!”

Ben de plazalarda çalıştığım patronlarımı hiç sevmedim, bugün arkadaşım değiller ve hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Üstünlük taslamalarından, emrederek iş istemelerinden, patronum olduklarını her sözlerinde, her adımlarında vurgulamalarından. Bugün, genel tabirleri kullanacak olursak, ben de patronum ve nefret edilen bir şahsiyet olmak istemiyorum, eski patronlarım gibi. Bilmem anlatabildim mi?”

“Zarar görmekten korktuğun için onlara iyi davranıyorsun. Kusura bakma, bunu anladım.”

“Ben bu işi seviyorum, keyif alarak yapmak istiyorum. Müşteri gelmezse yapamam. Müşterinin gelmesi için, bir daha bir daha gelmesi için, burada kendini hiçbir yerde olmadığı kadar rahat, mutlu, memnun hissetmesi için gülen suratlar görmesi lazım. Gülmeye çalışan değil, gerçekten gözünün içi gülen, mutlu suratlar görmesi lazım. Burada çalışan mutlu olmazsa müşteriye surat yapar, onu kaçırır. Ayrıca günün on saatini burada geçiriyorum. Ben de mutlu olmak istiyorum. Ben evimde hissetmezsem, müşteriye de evindeymiş gibi hissettiremem. O zaman hep beraber burada mutlu olacağız, hep beraber burayı seveceğiz, evimiz bileceğiz. Yatırım yapmışım, bunları göz ardı edemem. Sadece dediğin hesapla davransaydım, iki yılda bir düzine garson değiştirirdim. İkisi de iki yıldır burada. Bu sana bir şey anlatıyor mu?”

Makina başı konuşmasını, kahveleri soğutmamak için bitirirken kendi kendime mırıldandım:

"Aranan düzgün adam bulundu."

54. bölüm 2 Ekim 2018 Salı hthayat.haberturk.com’da...

Diğer bölümler

News Image
YAZI DİZİLERİ

Arkadaşa iş yaptırmayacaksın

News Image
YAZI DİZİLERİ

Canını sıkma, her şey hallolur

News Image
YAZI DİZİLERİ

Oyalayan erkek modeli

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bir maniniz yoksa sizi de bekleriz

News Image
YAZI DİZİLERİ

Evlenilecek kız kimdir?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bir kadın, bir erkeği ne zaman terk eder?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bir erkek, bir kadını ne zaman terk eder?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Hayatının erkeğini buldun mu?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bu erkekler nereye bakıyor?

News Image
YAZI DİZİLERİ

El âleme bakmayınca çiçek açıyorum

News Image
YAZI DİZİLERİ

Beğenilme, sevilme isteği = Onaylanma ihtiyacı

News Image
YAZI DİZİLERİ

Kıskançlığın diğer adı: Kendini kıyaslamak

News Image
YAZI DİZİLERİ

Her kadının nadasa ihtiyacı var

News Image
YAZI DİZİLERİ

Ağzı iyi laf yapan erkeğe gıcığım var

News Image
YAZI DİZİLERİ

Erkek, sonu gelen bir şey mi?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Babam seninle evlenmeyecek

News Image
YAZI DİZİLERİ

İtiraflar... İtiraflar...

News Image
YAZI DİZİLERİ

Her şey çok güzel olacak

News Image
YAZI DİZİLERİ

Kadınların anlamadığı bir erkek dili var

News Image
YAZI DİZİLERİ

Tarçınlı zencefilli kahve zayıflatır mı?

News Image
YAZI DİZİLERİ

İlginin, fedakarlığın fazlası erkeği bozar

News Image
YAZI DİZİLERİ

İşte güzel kadının hiç olduğu an!

News Image
YAZI DİZİLERİ

?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Garantici değilim, gayet insani bir durum

News Image
YAZI DİZİLERİ

Mutluluktan eriyorum

News Image
YAZI DİZİLERİ

Hesapsız sevgililik güzel şey

News Image
YAZI DİZİLERİ

Yeni yıla ne istediğimi bilerek giriyorum

News Image
YAZI DİZİLERİ

Acımakla âşık olmak arasında gidip gelmek

News Image
YAZI DİZİLERİ

Teşekkürler hayat

News Image
YAZI DİZİLERİ

“Müsait değilim Atila, teşekkürler. Sinem.”

News Image
YAZI DİZİLERİ

Sevgili değil pansuman arıyor!

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bazen bir erkeğe haddini ânında bildirmek gerekir

News Image
YAZI DİZİLERİ

Güçlü kadın, erkek gibi olan kadın değildir

News Image
YAZI DİZİLERİ

Belki de o kadar üzülecek bir şey yoktur

News Image
YAZI DİZİLERİ

“Atila Bey, eşiniz aradı, telefonunuzu bekliyor”

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bazen birkaç saniye ne çok şeyi değiştirir

News Image
YAZI DİZİLERİ

Hayatın sürprizlerle dolu olduğu doğrudur

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bileğimdeki paket lastiğine güveniyorum!

News Image
YAZI DİZİLERİ

Mutluluğa layık olduğuma nasıl ikna olacağım?

News Image
YAZI DİZİLERİ

“O olmazsa ben bir hiçim” ya da muhtaçlık duygusu

News Image
YAZI DİZİLERİ

İlk gelene gene yapışacak mıyım?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Her yalnız kadın arada bir salaklaşır

News Image
YAZI DİZİLERİ

Ruh eşimi hayatıma nasıl çekerim?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bekâr kadın bazı gerçekleri hemen kabul etmek istemez

News Image
YAZI DİZİLERİ

Sahtekardan sevgili olmaz

News Image
YAZI DİZİLERİ

Çapkın mı, yoksa çapkın olmaya mı çalışıyor?

News Image
YAZI DİZİLERİ

Hilmi’ye misilleme

News Image
YAZI DİZİLERİ

Erkeklerin kafası kadınlarınki gibi çalışmıyor

News Image
YAZI DİZİLERİ

Bir erkeğin sol elinden önce gözlerine bakmak

News Image
YAZI DİZİLERİ

Ben bekarsam kimse evlenmesin

News Image
YAZI DİZİLERİ

Erkekler güçlü kadından korktuğu için yalnızım

News Image
YAZI DİZİLERİ

Koca adamsın ne yapacaksın 1+1 daireyi

Paylaş:
brush-black

Yorumlar