Bugün bulaşık yıkarken aklıma geldi. Kiminle beraber olsam hep aynı şeyi yaptım. Bir yere gittik oturuyor muyuz, yolda mı yürüyoruz, o araba kullanıyor ben yanında mı oturuyorum, dönüp dönüp bakışlarını kontrol ettim. Nereye bakıyor? Kime bakıyor? Bir kadına mı bakıyor? Esas soru buydu elbet!
Başlarda bir şey söylemiyordum. Kafamın kenarına notlar alıyordum. Baktığı kadınlar nasıl? Bana benziyorlar mı, benzemiyorlar mı? Esmerler mi, sarışınlar mı, yoksa kumrallar mı? Gözleri hangi renk? Memeleri iri mi, yoksa benimkiler gibi küçük mü? Zayıflar mı, yoksa yuvarlak hatlara mı sahipler? Saçları uzun mu, kısa mı, omuzlarda mı? Üstlerinde nasıl giysiler var? Klasik mi, spor mu? Ayakkabıları yüksek topuklu mu? Makyajları nasıl? Güneş gözlükleri hangi tip? Parfümlerinin kokusunu duymaya çalışıyordum. Evet ya! Mesela asansördeysek bunu da yapıyordum.
Kendi kendime ortak noktalar çıkarıyordum. Mesela birinin, kesinlikle şık giyinen kadınlara fazla baktığından emindim. Bir diğerinin, iri göğüslü kadın sevdiğine kuşkum yoktu. Aralarından birinin, uzun saçlı kadınlara karşı takıntılı bir ilgisi olduğu çok açıktı.
Böylece, yanımdaki erkeklerin şöyle bir bakıp geçtiği kadınlar, kâbusum haline geliyordu. O erkeklerle dışarı çıkmak da! Sanki ben kontrol ettikçe onlar etrafı daha çok kolaçan ediyorlardı. Birkaç hafta dayanabiliyor, sonra kendime olamıyordum. “Nereye bakıyorsun?” sorusu ile tartışma başlıyor, “Hayır, hep aynı şeyi yapıyorsun” ile alevleniyordu. En son Atila’ya da aynısını yaptım. Ertesi gün bana çiçek alınca hemen yelkenleri suya indirdim.
Bir defasından Ertan’a dert yanmıştım. O da bana gülmüştü.
“Sinem, bütün erkekler yanlarında bir kadın varken başka kadınlara bakar, yüzde doksan kadın da bunu sorun eder senin gibi.”
Hırsımdan ağlamaya başlamıştım.
“Niye peki? Söyle bana, erkekler niye başka kadınlara bakıyor?”
“Özel bir açıklaması yok. İlgimizi çekiyor herhalde.”
“Sevgilisi olan erkek niye baksın ki başka kadına?”
“Yani, nasıl diyeyim, gerçekten çok önemsiz bir şey bu bizim için. Dikkatle baksak, çok beğensek bile bir şey ifade etmiyor. Bakıyoruz, o kadar.”
“Anlamıyorum Ertan.”
“Anlamadığını anlıyorum Sinem. Yüzde doksanınız anlamıyor işte.”
“Yüzde on kim?”
“Bir grup kadın var, erkekleri oldukları gibi kabul ediyor ve kendisi için bir tehdit yoksa üzerinde durmuyor. İlişkisini yaşamaya, korumaya bakıyor.”
“Adam yanımda başkasını beğeniyor, o başkasını beğenirken ben ilişkimi nasıl korurum? Saçma saçma konuşma.”
“Başkasına bakmak, o baktığını beğenmek değil ki. Sen her baktığını beğeniyor musun?”
“Arayıştaysam bakıyorum, biriyle beraberken kimseye bakmıyorum ki ben.”
“Emin misin?”
“Tabii ki eminim.”
“Bak, sen de biriyle beraberken başka erkeklere bakıyorsun, inceliyorsun ama bunu yaptığının farkında değilsin.”
“Kiminle beraberken kime baktım?”
“Senin bir yatırım uzmanın vardı. Ayaklarının yerden kesildiği bir dönemdi ama sen de kırmızı ışıkta beklerken, direksiyon başında adamın birine bakakaldın.”
“Baka mı kaldım?”
“Evet. Karşıdan karşıya geçen adamdan resmen gözlerini ayıramadın. Uzun boylu, spor giyimli, mavi gözlü bir adamdı.”
“Hatırlamıyorum bile.”
“Bak, gördün mü? Senin sevgilin de sonradan hatırlamıyor işte. Dediğim bu.”
“Sen bunu nasıl hatırlıyorsun peki? Beni mi inceliyordun?”
“Eh, ben de kadınları anlamaya çalışan bir erkeğim. Bir erkekle çok mutluyken kadın niye başka bir erkeği tepeden tırnağa dikkatle inceler?”
“Bunu yapan kadın azdır.”
“Erkeklerin daha fazla yaptığını kabul ediyorum. Ama biriyle beraberken başka bir erkeğe beğeniyle bakan kadınların da sayısı hiç az değil.”
“...”
“Sinem, aklıma bir şey geldi.”
“Ne?”
“Sen kendin inceliyor olabilir misin o kadınları?”
“Saçmalama!”
“Ciddiyim.”
“Tamam Ertan kapatalım bu konuyu, daraldım.”
“Sen bilirsin, ama yine de bir düşün.”
İşte şimdi, neredeyse bir buçuk yıl sonra düşünüyorum. Doğru, yine aynı yerdeyim. Yanımda bir erkek yokken de başka kadınları inceliyorum ve tek başımayken de dünyayı kendime dar ediyorum.
Galiba önemli olan yanımdaki erkeğin nereye baktığı değil, benim nereye baktığım, kendi içime bakıp bakmadığım.
Biraz kahve hazırlamam lazım. Sonra defter almaya çıkacağım. Ardından spora gideceğim.
45. bölüm 31 Ağustos 2018 Cuma hthayat.haberturk.com’da...
Diğer bölümler
El âleme bakmayınca çiçek açıyorum
Beğenilme, sevilme isteği = Onaylanma ihtiyacı
Kıskançlığın diğer adı: Kendini kıyaslamak
Her kadının nadasa ihtiyacı var
Ağzı iyi laf yapan erkeğe gıcığım var
Erkek, sonu gelen bir şey mi?
Babam seninle evlenmeyecek
İtiraflar... İtiraflar...
Her şey çok güzel olacak
Kadınların anlamadığı bir erkek dili var
Tarçınlı zencefilli kahve zayıflatır mı?
İlginin, fedakarlığın fazlası erkeği bozar
İşte güzel kadının hiç olduğu an!
?
Garantici değilim, gayet insani bir durum
Mutluluktan eriyorum
Hesapsız sevgililik güzel şey
Yeni yıla ne istediğimi bilerek giriyorum
Acımakla âşık olmak arasında gidip gelmek
Teşekkürler hayat
“Müsait değilim Atila, teşekkürler. Sinem.”
Sevgili değil pansuman arıyor!
Bazen bir erkeğe haddini ânında bildirmek gerekir
Güçlü kadın, erkek gibi olan kadın değildir
Belki de o kadar üzülecek bir şey yoktur
“Atila Bey, eşiniz aradı, telefonunuzu bekliyor”
Bazen birkaç saniye ne çok şeyi değiştirir
Hayatın sürprizlerle dolu olduğu doğrudur
Bileğimdeki paket lastiğine güveniyorum!
Mutluluğa layık olduğuma nasıl ikna olacağım?
“O olmazsa ben bir hiçim” ya da muhtaçlık duygusu
İlk gelene gene yapışacak mıyım?
Her yalnız kadın arada bir salaklaşır
Ruh eşimi hayatıma nasıl çekerim?
Bekâr kadın bazı gerçekleri hemen kabul etmek istemez
Sahtekardan sevgili olmaz
Çapkın mı, yoksa çapkın olmaya mı çalışıyor?
Hilmi’ye misilleme
Erkeklerin kafası kadınlarınki gibi çalışmıyor
Bir erkeğin sol elinden önce gözlerine bakmak
Ben bekarsam kimse evlenmesin
Erkekler güçlü kadından korktuğu için yalnızım
Koca adamsın ne yapacaksın 1+1 daireyi