“Masada tanımadığı üç kişi vardı, bir tek Sedat’a ne iş yaptığını, nerede oturduğunu sordu mesela. Ama çok usturuplu yaptı bunu, bence Sedat bir şeyden şüphelenmemiştir. Onun çalıştığı ajansla görüşmekten memnun olacağını söyledi. Sedat’a baktım, o da halinden memnun görünüyordu.”
“Bu kadar mı?"
“Hayır. Sen masada olmadığın sırada sana hiç bakmadı, göz ucuyla bile. Sedat’ı huzursuz etmemek ya da uyandırmamak için böyle davrandığını düşünüyorum.”
“Başka?”
“Yanındaki arkadaşı ithalat-ihracat işi yapıyormuş. Sana yüklü kahve siparişi vermesi ihtimali yüksek. Bu da iyi bir taktik. Kendi işini kurma aşamasındayken, reddedemeyeceğin ve devamı gelmesi muhtemel bir kaynak yaratıyor sana. Yani seni görmek istediğinde onu reddetmeyeceğini hesap ediyor.”
“Benimle ilgili bir şey söyledi mi?”
“Sinem’le çalışmaktan hepimiz çok memnunduk ama o kendine yeni bir yol çizmeye karar verdi. Çalışma arkadaşları olarak bize onu desteklemek düşer.”
“Tam böyle mi söyledi?”
Ertan Güldü.
“Not alamadım ama evet. Yani başka bir dille dedi ki Sedat’a, biz Sinem’le iş için görüşmeye devam edeceğiz.”
“Sedat bana hiçbir şey söylemedi Atila’yla ilgili.”
“Sedat bence Atila’yı tehdit olarak görmedi. Belki kendisi ondan daha genç diye, belki daha yakışıklı diye, bilmiyorum, ama onu senin yanında hiç düşünmediğini düşünüyorum.”
Cumartesi öğleye doğru anneme gittim. İşten ayrıldığımı öğrenince “Yazık olmuş” dedi. “Tarçınlı-Zencefilli Kahve mi?” deyip kendine engel olamazmış gibi gülünce,gelir gelmez elime tutuşturduğu tatlı tabağını önümdeki zigon sehpaya bıraktım.“Keşke bir hayırlı olsun” deseydin deyip çıktım. Anladım ki annem beni asla onaylamayacak. Ama bu benimle değil, onunla ilgili. Hayatta hiçbir şeyden memnun olmuyor annem, her şeyi herkesi eleştirince rahatlıyor. Bana düşen sadece ona benzememek. İleride, tek çocuğunun yanında durmaya katlanamadığı bir anne olmak istemem.
Öğleden sonra Sedat’la alışverişe gittik. Kahve, tarçın, zencefil aldık. Sedat arkadaşıyla konuşmuş. Instagram’dan duyurup çarşamba-cuma akşamları Kahveci’de Tarçınlı-Zencefilli Kahve’mi anlatacağım. Ufak tefek gelen siparişler beni sevindiriyor. İşler yolunda gidecek gibi görünüyor.
Akşam evde olmak istedim. Film izlerken Atila’ya dün gece cevap yazmayı unuttuğumu fark ettim. “Telefonumu şarj etmem lazım” deyip mutfağa gittim. Atila’ya mesaj yazdım. “Teşekkür ederim Atila, görüşmek üzere.” Gönderdikten sonra sildim. Tam da Ertan’ın dediği gibi, Atila sayesinde alacağım siparişlerden olmak istemediğim için böyle yazdım. Yaptığımdan huzursuz oldum ve bir daha bu şekilde davranmamaya karar verdim. Kendime kurmaya karar verdiğim yeni dünyayı Atila’nın ya da bir başkasının taşımasına izin veremem. Kimseden beklenti içinde olmak istemiyorum. Kendimi kimseye bağımlı hissetmek istemiyorum.
Ya Sedat? Yanımda uyurken ona baktım.Yeni işim konusunda beni cesaretlendiren ve bana yol açan hep o. Bir an Sedat olmazsa ne yaparım deyip paniğe kapıldım. Aklımdaki düşünceleri kovmaya çalışıp kendimi biraz sakinleştirdiğimde hava aydınlanmaya başlamıştı.
Pazar kahvaltısını, “Sen hemen kalkma, ben bir çıkıp geliyorum” dedikten sonra Sedat hazırladı. Tekrar dalmışım, sıcacık açmayla dereotlu poğaçanın kokusuna uyandım. Sedat çalışırken ben bütün günü aylaklık ederek geçirdim. Üzerime yumuşacık battaniye alıp kanepenin bir bir ucuna, bir diğer ucuna kıvrılıp kitap okudum. Arada sızdım. Sonra kalkıp sahlep hazırladım. Sonra tekrar kanepede bu kez televizyon karşısında uykuya daldım. Akşama yemeğine otururken, dün geceki huzursuzluğumun biraz azaldığını hissettim.
Yemek yerken Sedat’a baktım. “Acaba evlenir miyiz, bir yuva kurar mıyız?” diye düşündüm. Peşinden kafamın içindeki sesi duydum: Yirmi iki günde bunu anlayamazsın. Şimdilik her şey iyi gidiyor, bu da sana yetiyor. Bırak, sevilmenin tadını çıkar.
Sedat evine gittikten sonra biraz televizyon izledim. Ertesi sabah uyanıp alelacele hazırlanıp işe gitmek zorunda olmadığını bilmek nasıl güzel bir duygu. Yatağıma yattım, elimi yastığımın altına yerleştirdim, huzurla uykuya daldım.
Pazartesi sabahı, her gün önünden geçtiğim, ama ben işe giderken henüz açılmadığı için bir türlü oturamadığım kafeye gittim. Kendime bir değil iki kahve ısmarladım. İlki Atila’yla çıkar ilişkisine girmekten vazgeçtiğim için. İkincisi, Sedat’la ilişkimi oluruna bırakmaya karar verdiğim için.
Belki Sedat’la ilişkimiz daha ileri bir seviyeye taşınacak. Belki yollarımız ayrılacak. Bu durumda Atila’ya kapılarımı açar mıyım bilemem. Hayat her gün sürprizlerle kapımı çalarken neden bunları düşünüyorum ki?
Sadece altı ayda bambaşka biri oldum. İlişkilerine kendini olduğundan farklı göstererek başlayan, sonra evlilik takıntısı yüzünden hızla terk edilen, kendine biraz ilgi gösteren erkeğe her an teslim olmaya hazır bir kadındım. Çiftleri kıskanıyordum. Şimdi olduğum gibiyim. Yeni iş heyecanının da etkisi olsa gerek, evlilik takıntım kendiliğinden dağıldı. İstikrarlı bir ilişkiye başladığımı hissediyorum. Bir erkek benimle ilgilendiğinde kendime ondan hoşlanıp hoşlanmadığımı sorabilecek ve hoşlanmıyorsam sırf evlenmek için o erkeğe toptan teslim olmayacak hale geldim. Hayatımda biri yokken başka çiftleri ölesiye kıskanmıyorum.
İkinci kahvemi bitirdim. Eve gidiyorum, yapacak çok iş var.
İçimden bir ses diyor ki: Her şey çok güzel olacak.
İçimdeki sese inanıyorum.
Diğer bölümler
Kadınların anlamadığı bir erkek dili var
Tarçınlı zencefilli kahve zayıflatır mı?
İlginin, fedakarlığın fazlası erkeği bozar
İşte güzel kadının hiç olduğu an!
?
Garantici değilim, gayet insani bir durum
Mutluluktan eriyorum
Hesapsız sevgililik güzel şey
Yeni yıla ne istediğimi bilerek giriyorum
Acımakla âşık olmak arasında gidip gelmek
Teşekkürler hayat
“Müsait değilim Atila, teşekkürler. Sinem.”
Sevgili değil pansuman arıyor!
Bazen bir erkeğe haddini ânında bildirmek gerekir
Güçlü kadın, erkek gibi olan kadın değildir
Belki de o kadar üzülecek bir şey yoktur
“Atila Bey, eşiniz aradı, telefonunuzu bekliyor”
Bazen birkaç saniye ne çok şeyi değiştirir
Hayatın sürprizlerle dolu olduğu doğrudur
Bileğimdeki paket lastiğine güveniyorum!
Mutluluğa layık olduğuma nasıl ikna olacağım?
“O olmazsa ben bir hiçim” ya da muhtaçlık duygusu
İlk gelene gene yapışacak mıyım?
Her yalnız kadın arada bir salaklaşır
Ruh eşimi hayatıma nasıl çekerim?
Bekâr kadın bazı gerçekleri hemen kabul etmek istemez
Sahtekardan sevgili olmaz
Çapkın mı, yoksa çapkın olmaya mı çalışıyor?
Hilmi’ye misilleme
Erkeklerin kafası kadınlarınki gibi çalışmıyor
Bir erkeğin sol elinden önce gözlerine bakmak
Ben bekarsam kimse evlenmesin
Erkekler güçlü kadından korktuğu için yalnızım
Koca adamsın ne yapacaksın 1+1 daireyi
Yorumlar
çok severek okudum çok.. yüreğinize sağlık gerçekten yol gösterici bir hikaye oldu teşekkürler..
çok severek okudum çok.. yüreğinize sağlık gerçekten yol gösterici bir hikaye oldu teşekkürler..
çok severek okudum çok.. yüreğinize sağlık gerçekten yol gösterici bir hikaye oldu teşekkürler..
çok severek okudum çok.. yüreğinize sağlık gerçekten yol gösterici bir hikaye oldu teşekkürler..
çok severek okudum çok.. yüreğinize sağlık gerçekten yol gösterici bir hikaye oldu teşekkürler..
çok severek okudum çok.. yüreğinize sağlık gerçekten yol gösterici bir hikaye oldu teşekkürler..
çok severek okudum çok.. yüreğinize sağlık gerçekten yol gösterici bir hikaye oldu teşekkürler..