Bekar kadının günlüğü – 10


Sabah pastaneye gideceğim diye evden çıktım, kendimi hastanede buldum.


Uyuz Banu’ya nispet yapmak için giydiğim kalem topuklardan biri, iki kaldırım taşının arasına girdi ve yere kapaklandım. Pastanenin sahibiyle oğlu gelip kaldırdı, topuğu sıkıştığı yerde bırakıp ayakkabımı giydirdiler, beni bir masaya oturttular. İçeyim diye su, ayaklarımı uzatayım diye sandalye getirdiler. İki dizimle alnımın sol yanı sızlarken, içimden “Hilmi’yle Banu gelmese, beni görmese” diye geçiriyordum.


Ama geldiler. Önce Banu’nun sesini duydum.

“Ha ha ha... Kadının biri kaleye mum diker gibi kaldırıma topuk dikmiş. Ay hiç güleceğim yoktu.”

Hilmi beni o halde görünce, yanındaki uyuzun tepkisini örtmek için olsa gerek, telaşla yanıma geldi. Banu geçmiş olsun deyip başka yer olmadığı için yanıma oturdu. Ben suratına bakmadan teşekkür ettim.

“İyi misin?” dedi Hilmi.

“Siz”den “sen”e geçtik.

“Biraz sızlıyor ama iyiyim. Eczaneye pansumana gideceğim birazdan.”

“Böyle olmaz. Başını da çarpmışsın, bir göstermek lazım.”

“Gerek yok” diye ayağa kalkmaya çalışırken sağ ayağımın üzerine basamadım. Baktım şişmeye başlamış, parmağımla bile dokununca canım yanıyor.

“Hadi hastaneye gidiyoruz.”

Hilmi’nin taksi çevirmesine itiraz etmedim. O arada “Arabası yok mu bunun?” dedim.


Acilin beyaz çarşaflı yataklarından birinde uzanmış yatıyorum. Hilmi pansumanlı alnıma düşen saçlarımı ufak parmak hareketleriyle düzeltiyor. Dizlerime, sargılı bileğime şefkatle bakıyor. Neyse ki kırık çıkık yok, ama fena burkulmuş, doktor şişi inene kadar, iki-üç gün istirahat yazıyor. Eve gideceğim ama nasıl? Hilmi aklımdakini okumuş gibi:

“Ben seni eve bırakırım.”

“İşlerin kalmıyor mu benim yüzümden?”

“Aradım, her şey yolunda.”

Hep yanımdaydı, hangi ara aradı anlamadım.


Eve varıyoruz. Salonda uzanıp yatmak istiyorum.

“Çağırmak istediğin biri var mı?”

“Arkadaşlarımdan birini ararım.”

“Biri gelene kadar gerekenleri ben hazırlayayım.”

Başucuma bir şişe su, bardak ve ilaçlarımı koyarken soruyor.

“Mesela yiyeceğin var mı, alışveriş etmek lazım mı? Şu iki gün yemene içmene de dikkat etmen lazım.”

“Bugün çarşıya çıkacaktım. Arkadaşıma söylerim bir şeyler alır gelirken.”

“Ne istiyorsun söyle bana. Unuttuğun bir şey varsa sonra arkadaşına söylersin alır.”


Bileğimin acısı, kısa süreliğine yitirdiğim hareket kabiliyetim sırasında gördüğüm ilgi ve şefkat, Hilmi’nin vergi borcunun, yurtdışına çıkma yasağının yalan olabileceğini düşündürüyor. İnsan isterse kendini ne çabuk kandırıyor.


Apartmanın altındaki markete bir koşu gidip geliyor.

“Arkadaşım gelmek üzere, sen git merak etme.”

Tamam ama bir şey lazım olursa saat kaç olursa olsun beni ara, sakın çekinme.”

Demek ki Banu’yla aralarında bir şey yok.


O gittikten sonra sızmışım. Uyandığımda saat altıya geliyordu. Akşam Ertan geldi.

“Kızım elin ne idiği belirsiz adamını niye evine alıyorsun?”

“Ne yapsaydım?”

“Beni arasaydın. İşyerinden birini arasaydın. Anneni arasaydın. Hiç mi kimsen yok?”

“Yeter” diye susturdum onu. Sonra da gönderdim. Biraz yalnız kalasım vardı. Hilmi mesaj yazdı.

“Nasılsın? Daha iyi misin? Yalnız mısın? Gelmemi ister misin?”

“Teşekkür ederim. Arkadaşım yanımda.”


Biraz yalnız kalmaya, düşünmeye ihtiyacım vardı. İnsan zayıf anında her şeye, herkese teslim olabilir. Bugün bunu anladım.


Evde yatarken yapabileceğin birkaç şey var. Televizyon izlemek, telefonda çene çalmak, internette gezinmek. Bilgisayarım kucağımda Facebook sayfasını aşağı doğru sürüklerken bir reklam düştü önüme. “Ruh eşinizi hayatınıza nasıl çekersiniz?” Tıkladım. Bir video açıldı ve bir kadın konuşmaya başladı. Soruları önce saçma geldi:


Gerçekten bir ilişki istediğinize emin misiniz?”

“Nasıl bir ilişki istiyorsunuz?”

“Nasıl biriyle beraber olmak istiyorsunuz?”


İlgimi çeken bundan sonrası oldu. “Nasıl bir ruh eşi istediğinizi bütün detaylarıyla boş bir sayfaya yazın. Aklınıza yeni bir özellik geldikçe ekleyin.”


Videoyu durdurup bir sayfa açtım bilgisayarda. Hemen yazmaya başladım.


1. Çok yakışıklı

2. Zengin

3. İyi bir kariyeri olan

4. Sadık

5. Zeki

6. Doğal

7. Baba olmak isteyen

8. Aile kurmak isteyen

9. Güçlü bir kadınla beraber olmak isteyen

10. Herkes tarafından sevilen ve saygı duyulan

Sonra videoya döndüm. Kadın dedi ki:

“Ama kendinize şunun cevabını vermeyi de unutmayın: Bu özellikler bende de var mı? Listeye yazdığınıza göre, bunlar sizde hayranlık uyandıran özelliklerdir. Siz kendinize baktığınızda ne görüyorsunuz?”


Şaşırdım. Baştan başladım.


1. Fena değilim ama çok güzel olduğumu söyleyemem.

2. Biraz birikimim var ama zengin değilim.

3. Kariyerim orta karar.

4. Bildiğim kadarıyla sadığım.

5. Evet kendimi zeki buluyorum.

6. Doğal değilim, kendimi olduğumdan farklı gösteriyorum.

7. Anne olmak istiyorum.

8. Aile kurmak istiyorum.

9. Güçlü bir erkekle beraber olmak istiyorum.

10. Herkesin beni sevmediğini biliyorum, saygı duyduklarından emin değilim.


Videoya geri döndüm.

Eğer sizde de bu özellikler yoksa, aradığınız kişiyi hayatınıza çekemezsiniz. Çünkü siz yüksek enerjili birini isterken kendiniz aslında düşük enerjidesiniz. Önce aradığınız özelliklerde biri olun, sonra bu kişiyle yollarınız zaten kesişir.”


Durdum. Niye çeke çeke hayatıma Hilmi’yi çektiğimi sordum kendime. Ve derin sondaja böylece başladım.


Devamı 18 Eylül 2017 Pazartesi...



Diğer bölümler




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir merhaba öncelikle yazınızı çok beğendim kendimden çok fala şey buldum içinde fakat bahsetmiş olduğunuz videoyu internette bulmadım sakıncası yoksa yardımcı olur musunuz bu konuda.başarılarınızın devamını dilerim.
    CEVAPLA
  • Misafir sanki evrim balıkçı olabilir
    CEVAPLA
  • Misafir ayın 18 ine daha bi hafta var yaaa
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.