Arayan kişinin pes etmemesi üzerine söylene söylene telefonu açtı. Telefonun diğer ucunda yakın arkadaşı Sinem vardı,


“Günaydın gece kuşu! Yine başını kitaptan kaldıramadın herhalde.”

“Sinem, saatten haberin var mı senin?”

“Ne varmış saatte? Hem aramızda saat hesabı mı olur, aşk olsun.”

“İyi, iyi tamam. Dinliyorum.”

“Sana, bir diyeceğim var ama nasıl söyleyeceğimi düşünmekten gözüme uyku girmez oldu. Sabah sabah seni aramam da bundan.”

“Sinem, sadede gel nolur.”

“Tamam, tamam. Mahmut burada. Bir hafta önce gelmiş diyorlar.”

“…”

“Öyle işte.”

“Sağ ol Sinem.”


Geçen gün mahallede bir nişan kutlaması yapılmıştı. Böyle boydan boya bir rakı masası kuruldu. Sesi güzel olanlar, eli saz tutanlar damar parçalardan girmeye başladılar. Bakkal Sami, türkünün bir yerinde kadehini masaya vurup “Ah ulan Necla!” diye bağırmasın mı? Herkes, bir bakkal Sami’ye bir yanında oturan eşi Sevim teyzeye bakıyordu. Neyse ki hemen hareketli bir türküye geçildi de ortam yeniden şenlendi. Bakkal Sami’nin yürek sızısı Necla, onunki de Mahmut’tu.


O gün Sinem’in üçüncü araması üzerine,

“Sinem, sabaha seninle başladım diye geceyi de mi seninle bitireceğim? Arama artık, yeter.”

“Bak o gereksizi sakın kafana takma. Defolup gider birkaç güne. Bir ihtiyacın olursa buradayım.”

“Biliyorum, bilmem mi hiç! Az ağlamadım omzunda. Merak etme, artık ne ben ne de onun bendeki yeri aynı.”


Mahmut ile birlikteliklerinin sekizinci ayında her şey Mahmut’un hayat planına göre şekillenmişti. Bir yandan düğün hazırlıkları bir yandan Mahmut ile ofis kurmaları, birbirlerini tanıma dönemini bir koşturmacaya dönüştürmüştü. Düğünden bir hafta önce Mahmut, yurtdışında olan dayısının düğüne gelebilmesini sağlamak için düğünü bir ay erteleme kararı aldı. Mahmut’un tek başına aldığı bu kararla bir şeyler değişmeye başladı. Bundan iki hafta sonra da Mahmut’u eski kız arkadaşıyla telefonda konuşurken yakaladı. Köşeye sıkışan ve panikleyen Mahmut, kendisini bırakmasın diye onu yerlerde sürükledi. Birkaç hafta sonra yuva kuracağı insan bir anda vücudundaki morlukların sebebi oluvermişti. En acısı da Mahmut’un eski kız arkadaşı ile görüşmek olmuştu. Meğer Mahmut her ikisiyle de nişanlanmış. Üstelik Mahmut’un ailesi de bu işin içindeymiş.


Yarasını iyileştirmek yıllarını aldı. Mahmut ve ailesi de hem cepleri hem de yürekli dolandıran bir sızı olarak içinde kaldı.



Önceki bölümler:



















Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.