Son birkaç günü küçük bir kız çocuğuna dönmüş olan arkadaşı ile ilgilenmekle geçmişti. Elit toplantıların aranan ismi, sanat diyarının peri kızı Serap kendini boyalı bir kağıt parçası sanıyordu. Böyle görmeye devam ederse o kağıt parçasına dönüşeceği de kesindi.


Dizleri yerde evin köşesindeki çiçeğin önünde neden ve ne kadar oturduğunu anlayamadı. Yine mi olmuştu? Annesinin sesini işitti çok uzaklardan “Ne olmuş ki, yok bir şey, şımarıklık yapma.”


Kapı zili ile ancak yerden kalkabildi. Gelen Semih’in kargosuydu. Tam iki haftadır geldi mi diye başının etini yiyordu Semih.


“Hadi sor? Her gün sorduğun o soruyu bir kez daha duymadan söylemeyeceğim?”

“Yoksa geldi mi? Dur, bak şaka yapma, çok kızarım. Gelmedi değil mi?”

“Beklediğin kargo geldi. Atla gel, bekliyorum.”


Semih ile aynı mahallede büyümüşlerdi ve hala aynı mahallede oturmaya devam ediyorlardı. Semih bisiklet tamircisiydi ve o en iyisiydi. Semih’e ilk bisikleti 5 yaşında verilmiş. Evet, verilmiş, alınmamış daha doğrusu alınamamış. Semih’in babasının bisiklete verecek parası olmadığından, hurda yığınlarından bisiklet parçaları bulup birleştirmiş. Fakat bisikleti bitiremeden ortadan kaybolmuş. Annesi, babasının anısı diye bitmemiş bisikleti Semih’e yine de vermiş. Semih’in bisiklet tutkusu da işte o an başlamış.


“Ne o, sonunda buldun mu aradığın parçayı?”

“Eski bir model, biliyorsun. Altı aydır bu parçaya ulaşmaya çalışıyorum.”

“Semih sürekli bir parça geliyor ve sen paketi burada açıp daha bisikletinde denemeden geri gönderiyorsun. Neden tamirhanene gelmiyor kargo ve neden denemeden geri gidiyor bu parçalar?”

“Kafamda yeri hazır; çokça takıp çıkarırken gördüm kendimi. Denememe ne hacet, anlarım ben bir bakışta.”

“Bunca zamandır tek bir kişiden yapamadığın bir bisiklet duymadım. Nasıl olur da bir bisiklet bu kadar süre tamamlanamaz?”

“Uğraşıyorum işte, görüyorsun. Hem kargo gelmesi seni rahatsız ediyorsa lafı geveleme. Bulurum başka bir yol.”

“Laflara bak. Anladığın bu mu yani?”

“…”

“Öf be Semih! Neyse ne, tamam. Kargo tezgahın üzerinde. Git bak da geri gönderelim.”

“Eksik parça tamirhaneye gelirse o hiç gelmez.”

“Kim gelmez?”

“Bisiklet yapıyordu bana. Bitirmemişti daha. Unutmamıştır, geri dönecektir. Bitmedi çünkü.”

“Hadi şu kargoyu açalım.”


Fotoğraf: Tuğçe Özdeniz Arslan


Diğer bölümler...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.