Duyguların farkında olmak neden önemlidir?
Duygu farkındalığı, sadece ruhsal problemler ortaya çıktığında değil günlük yaşamın tamamında önemlidir. Ruhsal problemlerin önlenmesi için hem çocuk hem de yetişkinlerde geliştirilmesi gereken bir kavramdır. Duygusal okuryazarlığın gelişmesi, duygu farkındalığı sağlamak için oldukça faydalıdır. Ebeveynlerin duygusal okuryazarlığının gelişmesi de çocukların duygularıyla bağlantıda kalabilmeyi öğrenmesi için ilk adımdır. Duygusal okuryazarlık; bireyin kendisinin ve başkalarının duygularını sağlıklı bir şekilde tanıma, anlama ve bu duygulara karşılık verme yeteneği olarak tanımlanır. Duyguların farkında olmak ve onları yararımıza dönüştürmeyi başarmak, çocukların da bir duyguyu neden yaşadığını ve duyguları çok yoğun hissedip zorlandıkları zaman neler yapabileceklerini bilmeyi sağlar.
Duygusal zekâ kadar duygusal okuryazarlık da önemli!
Duygusal zekâ daha çok bireysel olarak duyguların tanınması, kontrol edilmesi ve yönetilmesi ile açıklanır. Duygusal okuryazarlıkta ise hem bireysel hem de sosyal ilişkiler içindeki duygusal süreçler bulunur. Duygusal okuryazarlık, duyguları ve duyguların nasıl yaşandığını algılamayı ve tepkileri kontrol etmekle ilgili beceriler bütününü ifade eder. Duygusal okuryazarlık terimini ilk olarak ortaya atan Steiner, bunu dil öğrenmeye benzetir ve erken yaştan itibaren geliştirilebileceğini söylerdi. Duygusal okuryazarlığı geliştirmedeki amaç; duyguların farkına varmak, bunları neden hissettiğimiz hakkında konuşabilme becerisini geliştirmek ve davranışlara dönüştürebilmektir.
Duygulardan kaçmayın
Duyguları bastırmadan yaşamak, onları açığa çıkarmayı getirse de bundan kaçınmak ileride daha büyük sıkıntılar doğurabilir. Duygular işlevseldir. Duyguların açığa çıkması, sonsuza kadar sürmeyeceklerini görmek için de iyi bir yoldur. Bir yetişkin olarak öncelikle duygularla olan kendi ilişkinize bakın. Duyguların yaşanmasına izin vermiyorsanız, evde ve yakın çevrede sessizlik ve gerginlik hakimse çocuğunuzun duygular konusunda geniş bir repertuvarı olmayabilir. Çocuğunuzun da sizi model aldığını hatırlayın ve duygular hakkında zaman zaman konuşma yapmaktan kaçınmayın. Elbette ki çocuklar, ruhsal olarak öz-düzenleme yeteneği olan ebeveynlerden güç alırlar. Çocuğunuza aslen bu konuda örnek olun.
Duygular üzerine konuşun
Bir duygunun nasıl dışa yansıyabildiğini görmek, kendi üzerimizdeki halini görmekten daha kolaydır. Çocuğunuzla birlikte duygusal okuryazarlığınızı arttırmak için bir çizgi film veya kitaptaki kahramanın yaşadığı duyguyu öncelikle kendiniz görmeye çalışın. Ardından çocuğunuzla bu duygu üzerine küçük bir sohbet başlatın. “Sence ne hissediyor?” “Kızgın görünüyor, ne dersin?” gibi diyaloglarla duygular üzerine farkındalık başlatın. Buna benzer bir şekilde, çocuğunuz hoşunuza gitmeyen bir davranış gösterdiğinde, davranışı düzeltmek yerine dikkatinizi duygu farkındalığına getirin. Çocuğunuzun gösterdiği davranışın kendisine değil altında yatan duyguya odaklanın. “Neden böyle yapıyorsun?” “Neden böyle davranıyorsun?” gibi sorular yerine “Kızgınsın” gibi ifadelerle duygusunu ona yansıtın. Çocuğunuzun yerine ifade etmek, yaşadığı duygu üzerinde konuşmaya başlamanın ilk adımı olur.
Duygu kartları gibi materyaller ve oyunlar kullanın
Duyguları tanımlamada güçlük çekiyorsanız, duygu dağarcığınızı geliştirmek için bir duygular listesi üzerinde çalışabilirsiniz. Temel duygular hakkında egzersizler yapmak hem sizin hem de çocuğunuzun farkındalığını arttırır. Böylece duygular arasındaki geçişleri fark etmeniz de kolaylaşır. Bu ayrıca, her bir duyguyu ve size yaşattığı etkileri fark etmeniz için de yardımcı olur. Çocuğunuzla duyguları konuşurken “Arkadaşının doğum günü kutlamasına gidememiştin ve çok üzülmüştün” diyerek örnekler verebilirsiniz.
Küçük çocuklar ile evde yapılabilecek duygu etkinlikleri
Okul öncesi dönemde, çocuklar duygular hakkında konuşmadan önce duyguları ayırt etmek konusunda biraz egzersize ihtiyaç duyarlar. Bunun içinse en iyi yöntem oyundur.
Okul öncesi dönemdeki çocuğunuza öğretebileceğiniz duygu durumları şunlardır;
Mutlu, üzgün, kızgın, şaşırmış/şaşkın, korkmuş, heyecanlı
Duygularla ilgili evde yapabileceğiniz etkinlikler;
• Çeşitli duyguları yansıtan surat ifadelerinin çizili olduğu resimleri çocuğunuza gösterin ve “Sence nasıl hissediyor? Sence ne olmuş?” gibi sorular sorun. Bunun için çocuk resimleri kullanabilirsiniz.
• Çocuğunuzla duygular hakkında bir sohbet başlatın. Çocuğunuz sohbete katılmıyorsa sohbeti kendinizden örnek vererek başlatabilir veya başka bir zamana erteleyebilirsiniz. Sorularınız, hangi durumlarda hangi duyguları hissedebildiğimizle ilgili olsun. “Seni en çok ne şaşırtır? Ne zaman şaşkın olursun?” “Seni en çok ne korkutur?” gibi sorular sorabilirsiniz. Her bir duygu için birer örnek durum veya olay belirleyin ve bu ihtimallerle ilgili olarak çocuğunuzla konuşun. Örneğin “Parka gitmek için hazırlanırken yağmur başlarsa…” gibi bir cümle kurun ve çocuğunuzun tamamlamasını isteyin.
• Duygular hakkında evde yapabileceğiniz etkinliklerden biri de evinizdeki atık malzemeler veya müsvedde kağıtlarla yapacağınız farklı duygu ifadeleridir. Yuvarlak formda kağıtların üzerinde kullanmak için kağıtlardan göz, ağız ve burun şekilleri kesin. “Diyelim ki yemekte en sevdiğin çorba var” gibi cümlelerle farklı durumlar dile getirin ve çocuğunuzdan, bu durumda yaşayacağı duyguyla ilgili farklı surat ifadeleri hazırlamasını isteyin.
• Duygulara eşlik edebilecek çeşitli müzikler seçin. Örneğin mutlu olduğunuz zaman dinleyebileceğiniz birkaç şarkı seçin. Çocuğunuzla birlikte ayna karşısına geçin ve her bir müzikte farklı surat ifadeleri yapın. Önceliği çocuğunuza verin ve duyguları göstermesi için ona fırsat tanıyın.
• Drama oyunu ile duyguları canlandırın. Birden fazla çocuğunuz varsa, grup oyunu halinde canlandırmalar yapabilirsiniz. Müziği açın ve yürür gibi yapmalarını isteyin. “Şimdi çok ilginç bir kuş gördün” gibi cümlelerle çeşitli duyguları yansıtacakları örnekler verin. “Şaşırmış” gibi yürümeleri için onları teşvik edin. Siz de yürüyormuş gibi yaparak hikâyeye katılabilir, drama içeriğini zenginleştirebilirsiniz.
• Çocuğunuz sohbet, oyun veya etkinlikler esnasında duygusal olarak tetiklenirse ve ağlamaya, bir duyguyu yoğun olarak yaşamaya başlarsa onu durdurmayın. “Neden ağlıyorsun? Ne güzel oyun oynuyorduk” gibi bir tutum göstermek veya öğretici olmaya çalışmak yerine “Dondurma yiyemediğin için üzülmüştün değil mi?” diyerek yaşadığı duyguyu adlandırın ve üzüntüsüne eşlik edin. “Üzülüyorsun” gibi ifadeler, çocuğunuzun yaşadığı şeye anlam vermesine yardımcı olur.
Yazı: Senem Tahmaz
Referanslar: “Duygusal Okuryazarlık Ölçeği’nin geçerlilik ve güvenirlik çalışması” M.Palancı, M.Kandemir, H.Dündar, A.R. Özpolat (2014) International Journal of Human Sciences. Şuradan alındı: file:///C:/Users/Senem/Downloads/2806-Article%20Text-8775-1-10-20140324.pdf
YORUMLAR