Duygularımız hakkında konuşmayı pek bilmeyiz. İnsanların büyük bölümünün terapiste gitmek istememelerinin nedenlerinden biri budur. Ortalama insana duyguların üzerini örtmek daha kolay bir çözüm gibi gelir.


Neden duygularımızı bu kadar görmezden geliyoruz? Duygular kafa karıştırır

Kendimizi baskı altında hissetmemize ve kafa karışıklığına neden olan duygularımız için çözümümüz onları yok saymak olur. Ancak bunun aslında yangın alarmı çalarken uyumaya çalışmaya benzediğini fark etmeyiz. Duygularımızın bize karşı olduğu fikrini bir kenara bırakıp aslında bizim birer parçamız olduğunu kabul edebilirsek onları kararlarımız için bir yol bulma aleti olarak kullanabiliriz. Çünkü onlar öylesine ortaya çıkmazlar, var olmalarının mutlaka bir nedeni vardır. Tıpkı fiziksel ağrılar gibi, bir yerde bir sorun olduğunda nasıl bir yerimiz ağrıyorsa, benzer şekilde duygularımız da bizi uyarır. Duygularımızla barışık olmak bize içgüdümüzü de dinleme fırsatı verir.


Bir duygu bir sebepten dolayı var olur

Duygularımızın çoğunlukla bir kaynağı vardır. Bu bir olay, durum, kişi ya da bir başka duygu olabilir. Fiziksel vücudumuzun kökü duygularımızdır, etrafımızda olan biteni ve yaşadığımız dünyayı duygularımızla anlarız. İçgüdülerimiz de duygularımızla birlikte çalışır ve almamız gereken kararlar konusunda bize yol gösterirler. Rahatsızlık, korku, kaygı gibi duyguları ne zaman ve neden hissettiğimize dikkat edebiliriz. Sürekli hale geldiğinde ise bu bir uyarı olabilir. Mantık ve duygular birlikte çalışarak bize çevremizle ilgili çok önemli bilgiler sağlayabilirler.


Duygular hareket eder

Latincede duygu kelimesinin karşılığı “mot” ve anlamı da harekettir. Bu hem duyguların hareket halinde olmasını hem de hareketlerimizi yönlendirmesini anlatır. Duygularımız aksiyon alma motivasyonumuzdur, duyguları bir kenara attığımızda ise hareket etmekte zorlanır ve sıkışırız. Kendimizi köşeye sıkışmış hissettiğimizde hangi duygumuzu bastırdığımızı düşünmeliyiz. Duygular çoğu zaman hissetmekten çok mutlu olmadığımız şeyler olabilir ancak onları göz ardı etmek de bize bir şey kazandırmayacaktır.



Değişimler rahatsızlık ile mümkün olur

Hayatımızda değişikliğe ihtiyacımız olan durumlar genelde hissettiğimiz rahatsız duygularından kurtulmak için gelir. Duyguları kabullenebilirsek işaret ettikleri rahatsızlıkları hayatımızda değişiklikler yapmak için kullanabiliriz. Örneğin öfke, sosyal normlar nedeniyle göstermekte zorlandığımız bir duygudur. Öfkeyi bastırmak pasif agresif sonuçlar doğurabilir. Öfkelendiğimizde bu hissi bastırmak yerine bunu neyin tetiklediğine odaklanabiliriz. Aynı şekilde öfkeyi inkar etmek de bu duyguyu çoğaltır. Bu noktada en mantıklısı öfkeyi kabul etmek ve iletişime yönlendirmektir. Öfke çok kuvvetli bir duygudur ve bize neyin önemli olduğunu, kendimize ne kadar sahip çıktığımızı gösterir.


Duygular ve iletişim

İnsanlarla her tipte ilişkide, kendine has özellikler vardır. İnsanları anladığımızı ve kendimizi en iyi şekilde anlattığımızı düşünürüz. Çatışmalar da bizim düşündüğümüzle karşımızdaki insanın hissettikleri arasındaki farklardan gelir. Detaylara takılan insanlar savunmaya geçerek asıl konuyu kaçırabilirler. Kendimizi daha fazla ön plana koyarak iletişim kurmaya çalışmak ise tartışmaların başladığı yer olur.


Duyguları tartışmak zordur

İlişkilerde duygularımızı ifade etmek gerginliği azaltmaya yardımcı olur. Açıkça ve karşılıklı olarak tüm yaşananları ve bunların yarattığı duyguları konuşabilmek, yanlış anlamaları ortadan kaldırdığı kadar birbirini anlamaya da yardımcı olur. Duygular evrenseldir ve insanların birbiriyle kurdukları iletişimin de tek gerçek dilidir.


Duygular yakınlaşmanın anahtarıdır

İnsanlar arasında yakınlaşmayı sağlayan en önemli etken duygulardır. İçgüdülerden, hareketlerden ya da iletişimden gelen duyguları biriyle paylaşmak isteriz. Bu paylaşım insanlar arasında oluşan yakınlığın ve bağın en değerli parçasıdır. Güvendiğimiz insanlar duygularımız paylaşarak, en güçlü şekilde bağlar kurarız. Gelecekte kolay yıkılmayacak bu bağları da yine dürüstlük ve paylaşımın devamı besler.


İnsanın gerçekliğini duyguları gösterir

Karşımızdaki insanların ne kadar gerçek olduklarını duygularından anlarız. Sürekli mutlu, neşeli, güler yüzlü insanların gerçekliğinden şüphe duyarız. O insanla ilgili hikayenin tamamını bilmediğimizi düşünürüz ve paylaşımda zorlanırız. Birine gerçekten güvenip duygularımız anlatmamız, zorlandığımızda bize nasıl yardımcı olacaklarını da göstermemiz anlamına gelir. Zor zamanlarında hem çevremizdeki insanlara yardımcı olmaya çalışırız hem de insanların bize aynı şekilde destek vermesini isteriz.


Onlara bu şansı vermek, bize de dengeli ilişkiler kurma fırsatı sunar.



Kaynak: Afshan Mohamedali. "Those Funny Feelings". Şuradan alındı: https://www.psychologytoday.com/intl/blog/the-inside-looking-out/202003/those-funny-feelings. (02.03.2020)




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.