“Nereden biliyorsun o kızın eski nişanlın olduğunu?”


“...”


“Baştan anlatır mısın Taner!”


“...”


“Seni dinliyorum.”


“Ayrıldığımız günlerde iş arıyordu. Bir arkadaşının arkadaşı, çalıştığı bankada onun ilgilenebileceği bir pozisyon olduğunu söyleyince görüşmeye gitti. Arkadaşının arkadaşı dediğim kişi, senin sitede oturan Mehmet’ti.”


“Nasıl anladın aynı Mehmet olduğunu?”


“Bir arkadaş toplantısında tanışmıştım bu oğlanla. Nerede oturduğunu, ne iş yaptığını biliyordum. Bankada karşılaştığımız gün itibarı ile bana anlattıklarından, aynı kişi olduğunu çıkarmam zor olmadı. Ayrılığı kolay kabullenmesi için, eski nişanlımla arada bir buluştuğumuzu söylemiştim sana. Mehmet’ten fazla bahsettiği için, yakınlaştıklarını tahmin etmem zor olmadı. Sen ‘Mehmet’in yanında bir kız vardı’ deyince” de o olduğunu anladım.”


“Bu kızın adı yok mu? Niye başından beri eski nişanlım deyip duruyorsun?”


“Var.”


“Adı ne?”


“Banu.”


“Şaka mı yapıyorsun?”


“Hayır. Banu, anlamadığını söyleme.”


“Neyi?”


“Anladın da bana söyletmeye çalışıyorsun.”


“Açıklama borcu olan sensin. Konuşmanı bekliyorum.”


“Peki... Aramız çok iyi değildi. Sınırdaydık ama ikimiz de ayrılmaktan bahsetmiyorduk. Seninle bankada karşılaşmak beni cesaretlendirdi. O akşam artık devam edemeyeceğimi söyledim. Biraz tartıştık. Beni suçladı, ağladı. Ertesi gün eşyalarını alıp ablasının yanına taşındı.”


“Bu kız bana benziyor, ismi de Banu!”


“Banu ben sana üniversitedeyken âşıktım. Aynı arkadaş grubu içinde, hep bir aradaydık. Sana açılamadım, belli etmeye çalıştım ama sen hiç oralı olmadın.”


“...”


“Senin gözün hep havalı oğlanlardaydı. Okula kendi arabasıyla gelip giden, kantinde değil civardaki şık kafelerde takılanlara bakarken gözün parlıyordu.”


“...”


“Günün birinde sana benzeyen ve senin ismini taşıyan biri gelince... Onunla olmak istedim.”


“Meslekî bilgi ve becerini kullandığın için de amacına ulaşmakta zorlanmadın.”


“...”


“ ‘Şunu yapmak istediğinde beni ara.’ ‘Şöyle hissettiğinde hemen beni ara.’ Böyle diye diye kızı kendine bağımlı hale getirdin.”


“...”


“Bana da yapmaya çalıştığın buydu!”


“Sana yardım etmek istedim.”


“Yardım, karşılık beklemeden yapılır. Sen bana bütçe yapmayı öğretirken, beni sensiz karar alamaz hale getirmeye çalıştın. ‘Beni ara Banu... Saat kaç olursa olsun ara fark etmez Banu...’”


“Benimle temasta olmaktan, görüşmekten memnundun ama...”


“Bana yardım etmek istediğini söyledin, ben de teklifini kabul ettim.”


“Hepsi bundan mı ibaretti?”


“Evet.”


“Peki Banu.”


“Kredi kartımı alabilir miyim Taner?”


“Banu bütçe yapmayı bırakırsan tekrar başa döneceksin.”


“Bu artık sadece beni ilgilendirir.”


“Bütün bu konuştuklarımızı unutalım. Altı ayı tamamlayalım, sonra tek başına devam et.”


“Taner, mesleğini kötüye kullanmaktan şikâyet edildin mi hiç?”


“Profesyonel desteğe ihtiyacın var bu konuda.”


“Verdiğin bütün bilgiler için teşekkür ederim. Hepsinin ne kadar işe yaradığını gördüm. Şimdi ihtiyacım olan, bunları uygulamak. Deneyeceğim. Ama kendi başıma. Artık senin yanında kendimi güvende hissetmiyorum.”


“Başa dönmenden korkuyorum.”


“Ben korkmuyorum. Bütçe dediğin şeyi yapabilmek için önce yanlış inançlarımdan ve zaaflarımdan vazgeçmem gerektiğini kavradım. Sandığından daha akıllı olabilirim.”


“Bana bir şans veremez misin?”


“Başta dürüstçe söyleseydin etkilenebilirdim ve evet, sana bir şans verebilirdim.”


“Bir daha görüşmeyecek miyiz?”


“Hoşçakal Taner.”




Son


Diğer bölümler:


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir çok severek okudum. bu yazı dizisi yeni fikirler edinmeme yardımcı oldu. sağ olun.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.