1. Para kazanmak çok zor.
  2. Çok para kazanmak için çok çalışmak gerekir.
  3. Fazla para mutsuz eder.
  4. Parası çok olan kadını erkekler sevmez.
  5. Para durduk yerde gelmez.
  6. Çok para kazanmak için illegal yollara başvurmak gerekir.
  7. Çok param olursa beni param için severler.
  8. Çok param olursa herkes borç ister.
  9. Param olmazsa kimse beni sevmez.
  10. Para geldiği gibi gider, durmaz.
  11. Para biriktirmek çok zor.
  12. Para kirlidir.

“Harikasın Banu.”


“Niye harikayım?”


“Parayla ilgili olumsuz inançların olduğunu kabul ettiğin, onlarla yüzleşme cesareti gösterdiğin için.”


“Sağ ol. Şimdi ne yapacağız?”


“Biraz sohbet edeceğiz.”


“Hadi edelim.”


“Günde kaç saat çalışıyorsun?”


“Sekiz saat ofiste, bazen iki-üç saat evde, arada bir de hafta sonları. Günde ortalama on saat diyelim.”


“Madde 1 ve 2’ye bak. Çok çalışıyorsun, çünkü daha fazla kazanmanın yolunun bu olduğunu düşünüyorsun.”


“Değil mi?”


“Çok değil, yeterince çalışmak kâfi. Çıkardığın işin kalitesine para ödüyorlar. Uzun süreler çalışmak senin tercihin.”


“...”


“Parayla ilgili inançlarına bak şimdi. Çok paran olursa mutsuz olacağına, sadece erkeklerin değil kimsenin seni sevmeyeceğine, sevenin de paran için seveceğine, herkesin senden para isteyeceğine inanıyorsun. Üstelik parayı kirli buluyorsun. Seni mutsuz edecek, kimseye sevdirmeyecek ve kirletecek bir şeye sahip olmak ister misin?


“Evet, daha çok param olsun istiyorum aslında.”


“Hayır işte, istemiyorsun aslında.”


“...”


“Yazarken nasıl hissettin?”


“Utandım biraz. Senden başka kimseye gösteremezdim bunları.”


“Her şeyi yazdın mı sence?”


“Aklıma ilk gelenleri yazmamı istedin.”


“Her gün bir on dakika ayırıp düşünebilir, eklemeler yapabilirsin. İşte değil ama evde, kendinle baş başa kaldığında, sakinken.”


“Olur.”


“Banu hiçbirinden utanma. Çünkü bunlar senin düşüncelerin değil. Çevrende büyüklerinden duyup kabul ettiğin fikirler. Çocukken annemizin, babamızın, aile büyüklerinin, öğretmenlerimizin fikirlerini sorgulamadan kabul ederiz. Bunlar inançlarımız haline gelir. Hepimiz inançlarımıza göre davranır, öyle yaşarız. Yapmamız gereken yaşamımızı bugün olumsuz etkileyen bu tip inançları dönüştürmek.”


“Nasıl dönüştürmek?”


“İnsan beyni bilgisayar değil Banu. Bilgisayarın hafızasındaki dosyaları bir tuşa basıp silebilirsin ama kendi hafızandaki bilgileri silemezsin. Bu olumsuz fikirlerin yerine olumluları yerleştireceğiz.”


“Meselâ birinci maddenin yanına ‘Para kazanmak kolaydır”’ mı yazacağım?”


“Aynen.”


“Eee yazdım, hemen dönüşecek mi?”


“Hemen değil. Tekrar ettikçe olumlu düşünceleri benimseyeceksin. Yani düşünceleri kovmak, silmek için çabalamak yok. Varlıklarını kabul edip yavaş yavaş dönüşmelerine izin vermek var.”


“İlginç.”


“İlginç ama gerçek.”


“Deneyeceğim.”


“Altı aylık bir süreç gibi düşünebilirsin.”


“Off! Çok uzun...”


“Merak etme. Ben buradayım.”


“Sağol Taner.”


“Yine aynı örneği vereceğim. Diyet yapıyorsun ama kalıcı kilo vermek için, verdiğin kiloları tekrar almak için değil. Bunun için de beslenme alışkanlıklarını değiştiriyorsun. Sevdiğin yiyeceklerle hep tok ve hep formda kalman mümkün. Aynı hesap. Sevdiğin, yeni bir yaşam tarzına geçiş yapman.”


“Taner, kızma ama, sen konuşurken bazen kız arkadaşlarımdan birini dinliyormuşum gibi hissediyorum.”


“Niye kızayım canım. Kadın danışanım çok, bir kadınla konuşurken onların dilini kullanıyorum sanırım. Daha kolay anlaşılmak ve kabul edilmek için.”


“Kabul edilmek mi?”


“Evet. Bazen dediklerimi kabul etmeyip, uygulamayıp terapiye gelmekte ısrar edenler oluyor.”


“Sen ne yapıyorsun?”


“Yaptıklarını fark etmelerini sağlıyorum.”


“Yüzde yüz işe yarıyor mu?”


Can sıkıntısından kuaföre gider gibi terapiye gelenlerde işe yaramıyor. Bu tipte birkaç danışanım oldu. Terapiye son verdim.”


“Bırak gelsinler, ücretini ödemiyorlar mı neticede?”


“Boş ver şimdi başkalarını. Sen şimdi bu olumsuz maddelerin her birinin karşısına olumlularını yazıyorsun. Bir de...”


“Bir de ne?”


“Zenginliğe ve zenginlere dair olumsuz düşüncelerini yazar mısın?”


“Aynı şey değil mi?”


“Yazarken öyle olmadığını göreceksin.”


“Olur.”


“Yazarken kendini gözlemle. Her madde bir düşünce. Her biri sende hangi duyguyu uyandırıyor, bak biraz ne hissettiğine.”


“Peki. Dur, telefonum çalıyor.”


“Bak telefonuna sen.”


“Alo? Evet, benim. Nasıl, anlamadım? Bekleyin, lütfen, hemen geliyorum.”


“Ne oldu?”


“Haciz memurları evin kapısında beni bekliyor!”



9. bölüm 22 Mart 2019 Cuma hthayat.com’da...



Diğer bölümler:





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.