“Niye ayrıldınız?”


“Uzun hikâye.”


“Bir cümleyle özetleyemeyecek kadar uzun mu?”


“Hayatının merkezine beni koymuştu.”


“Nasıl?”


“Her şeyi beni memnun etmek için yapıyordu, kendini unutmuş gibiydi. Benim de aynısını onun için yapmamı bekliyordu ve hayatımın her alanına nüfuz etmek istiyordu.”


“Nasıl tanıştınız?”


“Danışanımdı.”


“Ciddi misin, Taner!”


“Kabul ediyorum. Hataydı. Etik de değildi. Bir gün ayrıca konuşuruz, bu akşam değil.”


“Olur.”



“İkinci haftaya başladık. Nasıl gidiyor?”


“Fena değil.”


Canın sıkıldığı zaman dolaştığın yerlere dikkat Banu. Alışveriş merkezine, markete, mağazaların dizildiği caddelere gitme. Vitrinlerde gördüklerin senin olsun istersin. Etiketlerine bakıp alamadığını düşünürsün. Bu da sana kendini eksik ve yetersiz hissettirir.”

“İyi de etrafımda hep bunlar var. Öğle tatilinde başka nereye gideyim?”


“Park yok mu ofisin etrafında?”


“Bastonlu emeklilerin oturup çene çaldığı bir park var. Güzel bir yer aslında ama...”


“Güvende olduğun sürece etrafta kimlerin olduğunu boş ver. Önemli olan, bir şeyin satılmadığı, elini cüzdanına atmayacağın yerlerde vakit geçirmen. Doğaya yakın olmak iyi gelir hem. Ağaçlara dokunabilirsin. Ayakkabılarını çıkarıp çimlere basabilirsin. Stresini alır.”


“Tek başıma mı?”


“İş arkadaşlarını da davet edebilirsin. Öğle üzeri piknik yapabilirsiniz.”


“Tuhaf bulurlar.”


“Daha teklif etmedin ki... Herkesin biraz çayıra çimene ihtiyacı var. Bak, ben sana ‘her gün oraya git, gidin’ demiyorum. Boş zamanlarında alışveriş etme alışkanlığı yerine yavaş yavaş başka bir alışkanlık koymaktan bahsediyorum. Bir alışkanlığı bırakırken yerine seveceğin başka bir şey koymak her şeyi kolaylaştırır.”


“Tamam, deneyeceğim. Bir şey soracağım sana. Bana demiştin ki, bir şey satın almak için dayanılmaz bir istek duyduğunda beni ara. Herkese söylüyor musun bunu?”


“Tabii ki hayır. Sen arkadaşımsın.”


“Sağol. Peki işe yarıyor mu bu yöntem?”


“Yüzde seksen diyebilirim.”


“Psikolojik-ekonomik danışman Taner!”


“Bana gelenlerin yarısının sorunu, ekonomik problemlerinden kaynaklanan gelecek korkusu. Benim yaptığım, hayatlarının şu ânının kontrolünü kendi ellerine almalarını sağlamak. Şu ânı kontrol edebiliyorsan, geleceği zaten kontrol edersin.


“Ne kadar sürede başarıyorlar bunu?”


“Kişiden kişiye değişiyor. Ama birkaç ay yetiyor.”


“O tabloyu doldura doldura alışveriş etmekten vazgeçiyorlar yani.”


“Öyle değil.”


“Başka alıştırmalar da var. Seninle de yapacağız. Şu ikinci haftayı geçelim, sonra. Çok zorlanmadın ilk yedi gün.”


“Sayende. Beş kere aramışımdır seni.”


“İkinci hafta da beni arayabilirsin, ne zaman bir şey almak istersen.”


“Sağol. Artık söyleyecek misin bütün borcumu nasıl sileceğimi?”


“Önce söz ver. Beni itiraz etmeden dinleyeceksin.”


“Tamam.”


“Arabanı satıp sıfırlayabilirsin.”


“Hayatta olmaz!”


“!”


“Tamam, dinliyorum.”


“Şimdi Banucuğum, on sekiz aya uzattıkları için borcun iki katına çıktı. Aylık

taksitleri ödeyerek bunu iki yılda ancak bitirebilirsin. Sırtında hep yük hissedeceksin. Hep borçlu olacaksın. Üstelik kartı yeniden kullanıp yeni borç yaratma, onu da ödeyemeyip üzerine faiz bindirme riskin yüksek.”


“Evet.”


“Eğer arabanı satarsan borcunu kapatıp rahat bir nefes alabilirsin. Bankayla pazarlık edersen tek seferde ödeme indirimi yaparlar. Yaptıklarını biliyorum. Borçsuz hayat, nakit yaşama alışkanlığını edinmene yardımcı olur. Bu önerimi kaç kişi denedi ve başka bir hayata adım attı, bir bilsen...”


“Kaç kişi denedi?”


“En az on.”


“Saçma geliyor, Taner. Arabasız bir hayat düşünemiyorum.”


“Şu anda zaten arabasız bir hayat yaşıyorsun. Evin önüne park ettin, orada duruyor.

İşe başkalarıyla gidip geliyorsun. Tamire götürecek vaktin olmadığını söylüyorsun. Kendini oyalayıp zaman kazanıyorsun. İlk fırsatta tekrar kullanacaksın. Sana yeniden masraf çıkaracak. Benzini, bakımı, sigortası, otopark bedeli derken seni yine dibe çekecek.”


“Arabasız nasıl yaşarım, Taner?”


“Arabasız yaşa demiyorum ki Banucuğum. Bunu sat, borcunu sıfırla, biraz rahatla, sonra yenisini alırsın.”


“...”


“Bankaya ödeyeceğin faizle yeni araba almak iyi fikir değil mi?”


“Düşüneceğim.”


“Düşünürken bir kâğıda not alabilir misin? Araban olmasa ne olur?”


“Tamam. Artık yemekleri söyleyelim mi? Acıktım.”



6. bölüm 12 Mart 2019 Salı hthayat.com’da...



Diğer bölümler:


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Çok güzel oldu canım kardeşim
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.