Transferden sonraki üçüncü gün, sabah biraz ağrılı vaziyette uyanıyorum. Mutfaktan güzel yemek kokuları geliyor. Hayırdır bu saatte demeye kalmadan, kayınvalideciğimin telefon konuşmasına kulak misafiri oluyorum. Canım benim, akşama evde yemek veriyor. Ben odamın kapısını açamıyorum. Günde iki fitil, üç ilaç ile yataktan çıkamıyorum. Üstelik gaz sancısından kendimi kesmek üzereyim. Karnıma giren kramplardan bir hal olmuşum, yemek verecekmiş. Henüz konsepti çözememiş halimle yeterince sinirliyim. Odadan yüzüme en samimiyetsiz gülümsememi yapıştırıp çıkıyorum ki şimdiye kadar duyduğum en çılgın şeyi suratıma suratıma duyuyorum; “Ay benim de torunum oluyor, herkesi çağırıp bir yemek vermek benim de hakkım!”


Ay yok, kadınlar kulübünün bedbaht gelinleri beni paklamaz, ben Müge Anlı’ya çıkıp ben öldürmedim demek istiyorum! Müge apla, valla yukarda Allah var, ben kaynanamın öldürüldüğü gece arkadaşlarnan kahvedeydim demek istiyorum.


“Yok” diyorum, “Senin torunun olmuyor. Yani oluyorsa da henüz biz bunu bilmiyoruz. Bir ihtimal. Güzel bir ihtimal ama net değil. Üstelik ben böyle bir şey duyduğumda üzerimde baskı hissediyorum. Biraz sakin mi olsak acaba? ” Olamayız. Çünkü; ay böyle gelin olmaz olsun, ne hevesi varsa kursağında bırakıyor, haydi bakalım, getirin sultanımızın dilaltı hapını!


Ben o gece o sofrada oturamıyorum. Ama gerçekten oturamamak. Sanki vajinamın içinde bir balon var, şişiyor, sönüyor. Gaz sancısı çekiyorum. Ama o gazı çıkaramıyorum. Karnımın üstünde bir şişlik var, karnım ağrıyor. Sinir bozucu bir şişkinlik. Popomun üstüne oturamıyorum, yerini tam tayin edemediğim bir bıçak var ve içimi dürtüyor.


Bu rahatsızlığımın adı “Gelin yaptı yapacağını hastalığı”. Çünkü ben deliyim.


Ertesi sabah burada rahat edemeyeceğimi anlayıp Pendik’e babamın evine geçiyoruz. Ben aslında embriyo tutsun derdini çoktan geçtim. O iş olduysa oldu, olmadıysa olmadı ama bende gezecek derman yok. Bu şişkinlik beni deli ediyor. Üstelik sanki her gün daha kötü oluyor.


Serhat doktorumun herhangi bir sıkıntıda lütfen arayın dediğini hatırlatıyor, "Yok" diyorum, "Ne gerek var. Gaz sancısı çekiyorum. İlaçlardan oldu. Zaten ilaçların ilk günleri de çok zor olmuştu. Bana yaramıyor bu işler. Gaz yaptı işte. Doktor sanki bana ne yapacak. İlaç mı verecek, verse de içmem ki ya hamileysem?"


Ah o dik burnum, ah o inatçılığım, ah bu nereden geldiği belli olmayan cehaletim?!


Önceki yazılar




















YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.