İlk randevu Serhatın. Birlikte gidiyoruz. Ürolog hemen sperm sayımı için laboratuvara yönlendiriyor. Laboratuvardan küçük plastik bir kapla ayrılıyoruz. Küçük, sevimsiz bir sperm kabı. Hayır, evden getiremezmişiz ve bu meselenin halledileceği yer olarak devlet hastanesinin erkekler tuvaleti gösteriliyor. Bu ortamda bu spermler ya bezgin ya ölü doğarlar diye geyik yapıyoruz ve ben bu geyikten canım kocamın aslında endişeli olduğunu anlıyorum. Serhatın daha sonra yan kabindeki adamın boşaltım sistemine dair tespitler yaparak o plastik kabı doldurma çabasını dinleyeceğim. Canımızı sıkmıyoruz. Bir hedefimiz var ve bunlar geçilmesi gereken yollar. Sonuçlar birkaç gün sonra alınacak, beklemeye başlıyoruz.


Bu arada ben rahim filmi için randevu alıyorum, bir hafta sonraya veriyorlar. Bir takım araştırmalara giriyorum, bu rahim filmi denen şey nasıl çekiliyor yahu? Bu yola daha önce girmiş eşe dosta soruyorum ve duyduğum şey çok net. Devlet hastanesinde yaptırma! Bin yıl öncesinin teknikleriyle yapıyorlarmış, çok acılı oluyormuş, oysa özelde öyle miymiş, beş dakikada bitiyormuş, hiçbir şey anlamıyormuşsun. Çanakkale çevresinde araştırma yapıyorum. Bunu yaptırabileceğim bir yer yok. İstanbul’da birkaç merkez arıyorum, bu ne yahu? Araba mı alıyoruz? Neden bu kadar pahalı? Kim kazanıyor bu paraları? En fazla ne kadar acılı olabilir deyip randevu tarihimi beklemeye başlıyorum.


Birkaç gün sonunda Serhatım sonuçları almak için hastaneye gidiyor. Eve dönüyor. Alı al moru mor. En sevdiği soruyu soruyor “Bu ne demek?”. “Bilmiyorum” diyorum. “Sorarız”. Aslında biliyorum. Zira Türkçe yazıyor ve hiç de teknik bir anlatım yok. "Canlı sperm örneğine rastlanmamış işte. Daha ne desin. Doktor bir arkadaşıma soruyorum. Nedense o da anlamıyor! Bir ürologla konuşmak iyi olabilir diyor. Bir zamanlar bir adamın ölü köpeği için veteriner açtırmıştım. Çünkü adama köpeğiniz kucağımda öldü diyememiştim. Veteriner söylesin istemiştim. Bunu anımsıyorum. Tamam diyorum arkadaşıma, bir üroloğa gidelim.


Canım kocam, o tuvalette o iş ancak bu kadar olur diyor. Güzelim. İstanbul’da bir özel hastaneden randevu alıyor. Kendisine bir bilgisayar, birkaç porno, bir baba koltuğu olan bir oda tahsis ediliyor. İstediğiniz kadar kalabilirsiniz de deniyor. Lüks bir plastik kap doldurma deneyimi yaşıyor. Bakalım bu neyi değiştirecek?


Çok şey değiştiriyor! Bu sefer sekiz adet spermimiz var. Yirmi milyondan fazlasına ihtiyacımız var.


Yazının beşinci bölümü 28 Ekim Pazartesi hthayat.haberturk.com’da!


Önceki yazılar





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.