Emzirerek 100 km’lik ultra maraton tamamlayan Stephanie Case
Kanadalı koşucu ve insani yardım çalışanı Stephanie Case, bebeğinin doğumundan 6 ay sonra katıldığı ultra maratonu, emzirme seanslarını aksatmadan 16 saat 53 dakikada tamamladı.

Patika koşucusu Stephanie Case, 3 yıl aradan sonra katıldığı Ultra-Trail Snowdonia ultra maratonunda diğer katılımcılardan 30 dakika sonra başlamasına ve kızı Pepper'ı emzirme seanslarına rağmen, 100 kilometreyi 16:53:22'lik bir zamanlamayla tamamlama başarısı gösterdi. Koşucu, maraton boyunca yardım istasyonlarında kızını birkaç kez emzirdi.
Case, tekrarlayan düşükler ve IVF başarısızlıkları nedeniyle 3 yıldır yarışmıyordu. Hiçbir beklentisi olmadan girdiği yarışı başarıyla tamamlayan Case, profesyonel yaşamında BM insan hakları avukatı olarak çalışıyor.
100 kilometrelik parkurda üç emzirme molası
Case, 100 km boyunca kendi enerji seviyesini yüksek tutarken süt tedarikini de sürdürmesi gerektiğini biliyordu. Stephanie Case, Ultra-Trail Snowdonia'daki yardım istasyonlarına yaklaştığında hem “yakıt”alıyor hem de veriyordu. Altı aylık anne olan ultra maratoncu, Kuzey Galler'de yer alan 100 kilometrelik parkur boyunca üç farklı durakta emzirdi.
6 aylık kızı Pepper’ı emzirirken kendisi de jeller ve sıvılar tüketerek besin alımı konusunda özenli davranan 42 yaşındaki Case, doğurganlık problemleri sonrasında kavuştuğu annelik ile birlikte maraton koşma fikrinin başlarda neşe yerine suçluluk yarattığını ifade ediyor. Ancak, birkaç tüp bebek denemesi sonrasında dünyaya gelen kızı ve 3 yıl aradan sonra katıldığı ilk engebeli arazi koşusunda, 20'li yaşlarında koşarken yaşadığı mutluluğu nihayet hissettiğini söyledi.
İlginizi çekebilir: Emzirirken süt artırmanın yolları ve anne sütünü artıran gıdalar
“Anne olmak daha fazla keyif ve güç verdi”
“Bu benim Hardrock Maratonu’na ısınma turum olacaktı. Hedefim eğlenmek ve kızımın yardım istasyonlarında beslendiğinden emin olmaktı. Uzun süredir yarışmadığım için maratona liderlerden 30 dakika sonra başladım. Elbette önümde yüzlerce koşucu vardı ama sıralamamdan habersiz şekilde, kendi hızımda gidebiliyordum. Gerçekten bisiklete binmek gibiydi - geçen her kilometre bana son üç yılda hiçbir şey kaybetmediğimi hatırlattı. Aslında, bir anne olarak bu spordan daha önce hiç almadığım kadar keyif ve güç aldım. Küçük Pepper'ı yardım istasyonlarında bırakmak kalbimi kırsa da, ona - ikimize de - anne koşucuların ne kadar harika olabileceğini göstermek istedim. Çizgiyi geçene kadar kazandığımı bile bilmiyordum.
“Sosyal baskıları aşmam için koçum yardımcı oldu”
İster anne olmayı düşünen bir kadın, ister hamile, ister yeni bir anne olun, kendinize büyük hedefler koymaktan korkmayın. Herkesin yeni annelerin ne yapması ya da yapmaması gerektiğine dair bir fikri var ve bu da ultra koşu gibi “sıradışı” fikirler için çok fazla alan açmıyor. Bebeğimden uzakta bu kadar zaman geçirmeli miyim? Vücudum için zararlı mı? Peki ya süt kaynağım? Koçum Dr. Megan Roche bu soruları ve yeni bir anne koşucu olmanın getirdiği sosyal baskıları aşmamda bana yardımcı oldu, ancak en başta baskıyı ortadan kaldırmak ve daha fazla destek sağlamak için birlikte çalışmamız gerekiyor.
“Pelvik taban egzersizine çok şey borçluyum”
Bu hafta sonu yaşananlar, bazıları için ilham verici olsa da, diğerleri için motivasyon kırıcı olabilir. Çok fazla pelvik taban çalışması sayesinde, doğumdan sonra fiziksel olarak iyi olduğum için şanslıyım. Diğerleri o kadar şanslı değil. Ve yarış hakkında gerçekçi olalım, yarışın son 5 kilometresinde yani 95. km'de tüm mesane kontrolümü kaybettim. Doğumdan sonra “geri dönüş” diye bir şey yoktur. Sadece bir sonraki aşama vardır. Ve her neye benzerse benzesin, ister patikada ister patika dışında, sizin doğrunuz o olacak.”
Tarihe adını altın harflerle kazımış kadınlar
Onlar ilk olmayı başardılar ve kadınların yolunu açtılar. İşte dünyayı değiştiren, tarihe adını yazdıran kadınlar...
















































































YORUMLAR