Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir haberde, evin faturalarını ödemeyen ve sorumsuz davranan kocasına boşanma davası açan bir kadının mahkeme tarafından haklı bulunduğu belirtiliyordu. Faturaları ödemediği gibi kira ödemelerini de zamanında yapmayan koca, iki çocuklu ailenin ev sahipleri tarafından tahliye edilmelerine neden olmuştu. “Ekonomik şiddet içeren ağır kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin devamına imkân kalmayacak derecede temelinden sarsıldığına” kanaat getiren mahkeme, emsal bir karara imza attı ve Türkiye’de ilk kez ‘ekonomik şiddet’ kavramı hukuksal olarak tanınmış oldu.
Ekonomik şiddet nedir?
Kişinin (genellikle kocanın) ekonomik kaynaklarını ve parasını düzenli olarak kadın üzerinde bir tehdit ve kontrol aracı olarak kullanılması, kadının ekonomik olarak mağdur edilmesi ekonomik şiddet olarak tanımlanıyor.
Ekonomik şiddet örnekleri
Eğer bir eş (koca) koşulları uygun olmasına rağmen evin masraflarını karşılamıyorsa, ailesine para vermiyor ya da çok kısıtlı para veriyorsa, ailesine ve eşine şiddet uyguladığı kabul edilir. Ailenin gelir ve giderleri konularında eşini bilgilendirmiyor ve aileyi ilgilendiren konularda tek başına karar veriyorsa, eşinin mallarına veya gelirine el koyuyorsa, çalışmasına engel oluyor veya zorla çalıştırıyorsa da bu yaptıkları ekonomik şiddet olarak tanımlanır. Ayrıca eşler bazen kadınların harcamalarını gereksiz bularak ve bahane göstererek onlara fiziksel şiddet de uygulayabilmektedirler.2003 yılında yapılan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’nda 15–49 yaş grubundaki kadınların % 39’u kadının parayı lüzumsuz yere harcaması durumunda kocanın karısını dövmeye hakkı olduğunu belirtmiştir. Bu veri kadınların da şiddeti onaylayabildiklerini gösteren en önemli göstergelerdendir.
Ekonomik şiddet yalnızca eşler arasında değil, aile-akrabalık ilişkileri içerisinde de yaşanabiliyor. Yalnızca kadın olduğu için mirastan mahrum ediliyorsa, mirastan pay istememesi için zorla yönlendiriliyorsa, ailece sahip olunan mal ve mülklerin sadece erkeklerin üzerinde olması sağlanıyorsa da kadınlar ekonomik şiddet mağduru sayılıyor.
Kamusal alanda da ekonomik şiddet türleri mevcut. İşyerlerinde kadınlara erkeklerden daha az ücretin uygun görülmesi, sigortasız çalıştırma, hamilelik durumlarında işten çıkarılma gibi durumlar da kadınlara uygulanan ekonomik şiddete örnek olarak gösterilebilir.
Ekonomik şiddetin kadın yaşamındaki etkileri
Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Özlem Can Gürkan ve Fatma Coşar’ın yaptığı araştırmada ekonomik şiddetin etkileri aşağıdaki gibi tanımlanıyor:
- Ekonomik şiddet gören kadınlar ciddi biçimde yoksullaşabiliyor. Buna bağlı olarak daha fazla fiziksel şiddete maruz kalıyor ve ruh sağlıkları bozuluyor, bu durum varsa çocuklarına da yansıyor. Kadın ve çocuğun eğitim, beslenme, sağlık ve yaşam hakkı da engellenmiş oluyor.
- Ekonomik şiddet genel bir öfke haline yol açtığından gerilim atmosferi yaratıyor ve bu da fiziksel şiddeti körüklüyor.
- Sosyal yetersizliğe sahip kadınların daha yaşlı erkekler tarafından cinsel amaçlı istismar edilmeleri de mümkün olabiliyor. İş bulamama, bakmakla yükümlü olduğu çocuğun ekonomik baskısı ve eşinden yeterli finansal desteği alamayan ve bu amaçla bedenini kullanan kadın cinsel şiddetle incinebilir, HIV’le karşılaşma riski artar.
- Ekonomik şiddet sonucunda ekonomik ve üretken iş gücü azalır. Korku iklimi oluşur, ülkelerin gelişim ve üretimleri azalır. Kadınlar için eğitim ve gelişim imkânları azalır. Böylece onların beceri ve fırsatları ziyan edilmiş olur. Bazı kız çocukları örgün eğitim almayabilir. Kadınlar eğitimleri az olduğu için çiftçi, seyyar satıcı, ev işleri, çıraklık gibi vasıfsız işlere sahip olurlar ya da erken yaşta evlenirler.
- Ekonomik şiddete maruz kalan kadın diğer kadınlardan farklı olarak 6 kat depresyon, stresle ilişkili semptomlar, kimyasallara bağımlılık, kötüye kullanım ve intihar girişimi yaşar.
- Ekonomik şiddet mağduru kadınların kadın sağlığı konusunda ve hamileliklerinde de çok ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Yapılan araştırmalar ekonomik şiddete maruz kalan kadınların hamilelikte ya da doğumda hayatını kaybetmeleri, cinsel yolla bulaşan hastalıklara maruz kalmaları, güvensiz kürtaj gibi durumlarda zarar görmeleri ve gebelik komplikasyonları yaşama risklerinin arttığını gösteriyor.
YORUMLAR