Işık genellikle hayatımızda yan rolde kalır, ruh hâlimize ve ortama yön verir ama dikkat çekmez. Ama muhtemelen, size iyi gelen bir anı düşündüğünüzde, o güzel anda ya yumuşak gün ışığı, ya altın rengi bir gün batımı, ya da sıcak bir iç mekân ışığı vardır. Bunun bir nedeni var: En büyüleyici karşılaşmalarımızın ve en hoş, gerçeküstü anlarımızın çoğu güzel bir ışık altında olur. Çünkü ışığın ruh hâlimiz, algımız ve bakış açımız üzerinde kanıtlanmış bir etkisi vardır.
Işığın bizi nasıl etkilediğini, ve buna göre nasıl tasarım yapabileceğimizi, daha iyi anlamak için tıp uzmanlarının ve iç mimarların önerilerini derledik.
Ruh haline iyi gelen ışık kullanımı nasıl olmalıdır?
Muhtemelen sosyal medyada “büyük ışığı asla kullanma” trendini görmüşsünüzdür; bu çoğu insanın müteahhit tipi tavandaki sert ışıkların altında kendini iyi hissetmediğini hatırlatan bir akım. Nedenini bilmesek de bazı ışıkların bizi daha iyi ya da daha kötü hissettirdiği açık. Psikiyatri hemşiresi Shebna N. Osanmoh "Bunun nedeni, beynimizin farklı ışık türlerini farklı duygusal hâllerle ilişkilendirmesidir" diyor. Sıcak, daha yumuşak ışık rahatlamaya yardımcı olurken, tahmin edilebileceği gibi, daha parlak ışık daha uyarıcı ve yoğun hissettirir. Ancak nihayetinde ışıkla ilgili hislerimiz çok kişisel; hatta biyolojik bile olabilir. Osanmoh, daha kaygılı bireylerin, sıcak, ortam ışığına yönelme eğiliminde olabileceğini söylüyor. Bu aynı zamanda travma geçmişiniz varsa ya da kendinizi aşırı duyarlı biri olarak görüyorsanız da geçerli olabilir. Öte yandan, örneğin DEHB belirtileriniz varsa, Osanmoh, daha parlak ve doğrudan ışıkta çok daha iyi performans gösterebileceğini söylüyor. Yani bir ampulü değiştirmek ya da bir lambanın parlaklığını ayarlamak ruh hâlinizi doğrudan etkileyebilir.
Ruh haline uygun evler tasarlamak üzerine çalışan iç mimar Lesley Ray. “İnsanın sinir sistemi üzerindeki ışık etkisini olduğundan çok daha az önemseriz,” diyor ve şöyle açıklıyor: “Tavandaki sert bir ampulü daha sıcak olanla değiştirmek ya da sadece akşamları ışıkları kısmak bile tüm ruh hâlinizi değiştirebilir. Böylesi bir ışık, beyninize şu mesajı verir: Güvendesin, artık rahatlayabilirsin. Işık biyolojine sürekli sinyal gönderir, farkında olsak da olmasak da."
Peki ya daha yaratıcı, odaklanmış ya da sakin hissetmek için ışığı nasıl kullanabiliriz? Ray, işin detaylarda olduğunu söylüyor. "Serin, mavi tonlu ışık uyanık kalmak ve işe odaklanmak için idealdir. Hatta bir araştırma, serin tonlu ışığın ruh hâlinin yoğunluğunu azaltabildiğini ve böylece odakta kalmaya yardımcı olduğunu göstermiştir. Ama aynı soğuk ışık, yaratıcı düşünmeye çalışırken biraz baskılayıcı gelebilir." Bunun için Ray, “orta seviye ışık” (ne çok parlak ne çok karanlık) öneriyor; bu tür ışık sizi hem meşgul hem de rahat hissettirebilir. Öte yandan, amber ve yumuşak kırmızı ışık tonları sinir sisteminizin gün sonunda (ya da bir molaya ihtiyacınız olduğunda) sakinleşme hâline geçmesine yardımcı olur.
Uyku ışığı nasıl olmalıdır?
Peki ya uyku? Elbette, ışık ve ruh hâli hakkında konuşurken uykudan bahsetmeden geçemeyiz; çünkü uyku, nasıl hissettiğimiz üzerinde en büyük etkenlerden biridir. Göğüs hastalıkları ve uyku tıbbı uzmanı Dr. Emma Lin, uyku bozukluğu olan hastalarına sorduğu ilk sorunun ışıkla ilgili olduğunu söylüyor. "İşin özü, ışık beynimize nasıl uyuyacağımızı ve nasıl uyanık olacağımızı söyler. Çünkü ışık, iç saatimizi düzenlemeye yardımcı hormon olan melatonin üretimini doğrudan etkiler. Eğer gece parlak ışıklar, özellikle mavi tonlu ışıklar, altında gevşemeye çalışırsak, melatonini baskılamış oluruz ve beynimize uyanık olma sinyali vermiş oluruz. Tersine, sabahları düşük ışıkta uyanmak, kendimizi sersem, motivasyonsuz veya biraz somurtkan hissetmemize neden olabilir. Bu yüzden alarm çaldığında perdeleri açın. Doğal ışığın beyninize 'yeni bir gün başladı' mesajı göndermesine izin verin. Akşamları ise yatmadan önce ekranları kapatın ve bedeninizi dinlenmeye hazırlamak için ateş ışığı ve mum ışığını taklit eden aydınlatmaları tercih edin." Daha fazlası için: Hangi renk ışık uyumanıza yardımcı olur?
Işığı kendi avantajınıza nasıl kullanabilirsiniz?
Kendimizin en iyi ve en tatmin olmuş hâllerine ulaşmak için pek çok şey deneriz. Açıkçası, çoğu zaman bu çabalar çabadan fazlasını gerektirir. Sonuçta, ışık evin diğer bölümleri gibi bir öz ifade biçimi olabilir. Bu, en iyi hissettiren ışığın herkese aynı olmayacağı anlamına geliyor. Hangi ışığın size iyi geldiğini anlamak için farklı “sıcaklıklara” sahip ampuller alıp evinizdeki mevcut lambalara takmanız öneriliyor. Birkaç hafta bu ışıklarla yaşayın ve farklı tonların sizi nasıl hissettirdiğini gözlemleyin. Eğer belirli bir ışık enerjinizi artırıyorsa, o ampulleri mutfak ve ofis gibi aktif alanlarda kullanın. Daha rahatlatıcı ışıkları ise yatak odası ve oturma odasında kullanın. Aydınlatma uzmanları ayrıca, evinizin her alanının kullanım amacını gözden geçirmenizi ve buna göre aydınlatmanızı öneriyor. Kitap okumak için oturduğunuz sandalyenin yanına bir görev lambası ekleyebilirsiniz. Ya da tavandaki ışığın ulaşmadığı alanları fark edip bir lamba ekleyin. Bu küçük değişiklikler, yaşam alanınızı daha kişisel ve erişilebilir hissettirir ve kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olur.
Hayatı biraz daha keyifli hâle getirmek için ışığı nasıl kullanabileceğimizle ilgili daha fazla yöntem için, birkaç iç mimarın önerilerilerini de aşağıda bulabilirsiniz.
• En sevdiğiniz sanat eserinin veya aynanızın her iki yanına aplikler ekleyin; evinize sıcaklık ve derinlik katacaktır.
• Her odada en az iki ışık kaynağı kullanın; biri tavandan, biri vurgu ışığı olsun. Farklı yükseklik ve açılarda tutarak sert gölgelerden kaçının.
• Farklı renklerde veya dokulu abajurlar ve ampuller kullanarak ışığın organik hissettirmesini sağlayın, steril görünmesini engelleyin.
• Akıllı ampuller alın; böylece ruh hâlinize göre ışıkları telefonunuzdan ayarlayabilirsiniz.
• LED şeritler gibi küçük aksanlarla evinizin aydınlatmasını pahalı armatürler almadan yükseltin.
İyi hissetmeyi hak ettiğimizi ve kendimiz gibi hissetmeyi hak ettiğimizi unutmak kolaydır! Farklı ışık türleriyle ilişkimize dikkat etmek, bunu sağlamanın basit ve akıllıca bir yolu olabilir. Ayrıca, sıklıkla aşırı uyarılmış bir dünyada duyusal ihtiyaçlarımıza nazikçe kulak vermek için de güzel bir fırsattır.
Birkaç gün boyunca farklı ışık senaryolarında nasıl hissettiğinize dikkat edebilirsiniz. İsterseniz günlük tutabilir veya sadece zihinsel olarak not alabilirsiniz. Sabah güneşinde enerji dolu hissettiğinizi fark edebilir veya bazı insanların sevmediği sert “büyük ışığın” aslında sizin işinize odaklamanıza yardımcı olduğunu görebilirsiniz. Bu küçük farkındalıklar, alanınızı nasıl düzenleyeceğinizi değiştirebilir; örneğin yatak odanıza bir masa lambası eklemek veya bir koltuğu pencereye daha yakın veya daha uzak konumlandırmak gibi.
Hangi ışığın size en iyi hissettirdiğini öğrendiğinizde, bu bilgiyi hayata geçirme izni verin! Çok maliyetli olmak zorunda değil ve sonuçlar aydınlatıcı olabilir. Hatta kendinizi iyi hissetmenin diğer basit ve çoğu zaman göz ardı edilen yollarını bulmaya götürebilir.
İlginizi çekebilir: Işık açık halde uyumanın zararları
Kaynak: Nicole Ahlering, “Can The Right Lighting Help You Feel More Like Yourself?”, Şuradan alındı: https://www.thegoodtrade.com/features/interior-lighting-benefits/
YORUMLAR