Başarıya takıntılı bir toplumda yaşıyoruz. Sosyal medyada birkaç dakika vakit geçirdiğimizde aldığımız mesaj açıktır: Daha fazlasını yapmanız ve daha fazlası olmanız gerekir. Bu mesaja maruz kaldığınızda, toplumdaki insanların gerisinde olduğunuzu hissetmemeniz imkansızdır. Sonuç olarak, onlara ayak uydurmak için daha çok çalışma isteği duyarsınız. Sonunda hiçbir yere varmayan çılgın bir tempoda koşturmak için fedakarlıklar yaparsınız. Bu kültür, her zaman çabalanacak daha çok şey olduğu fikri etrafında şekillenir: kazanılacak daha çok para, yaşanacak daha büyük bir ev, elde edilecek daha prestijli bir iş veya satın alınacak daha gösterişli maddi varlıklar…


Siz de bu tüketimin ve daha çok kazanma kültürünün etkisinde misiniz? Bunu anlamak için şu işaretlere bakmanızda fayda var:

  • Üretken ve başarılı olmak hayatınızın en önemli önceliği haline geldi.

  • Kariyer hedeflerinizi ve isteklerinizi düşündüğünüz için sevdiklerinize vakit ayırmakta zorluk çekiyorsunuz.

  • Hafta sonları veya tatillerde bile çalışma isteği duyuyorsunuz.

  • Beklentileri aşmak uğruna yemek, mola veya uyku gibi temel ihtiyaçlarınızdan bile fedakarlık eden bir işkoliğe dönüştünüz.

  • Yorgun olduğunuzu ve bir molaya ihtiyaç duyduğunuzu itiraf etmekten utanıyorsunuz.

  • Birisi yorgun olduğunu paylaştığında, ona ne kadar çok çalıştığınızı söyleyerek onun yorgunluğunu geçersiz kılıyorsunuz.


İlginizi çekebilir: Ebeveynlerdeki başarı algısı çocukları etkiliyor



Bilişsel düzeyde, insanların hem işte hem de sosyal medyada kim olduklarının bir görüntüsünü sunduklarını biliyorsunuz. Sağlığınızı, mutluluğunuzu ve sevdiklerinizle ilişkinizi feda etmek anlamına gelse bile daha fazlasını elde edebilmek için telaşlanma tuzağına düşmemeniz mümkün değil. Çözüm, gördüklerinize ayak uydurmak için daha çok çalışmak değildir. Bu sizi yalnızca kaygıya ve tükenmişliğe karşı savunmasız hale getirir. Çözüm, akıntıya karşı gitmek ve toplumun emrettiği şeylerden ziyade değerlerinizle tutarlı, gerçek bir hayat yaşayarak yavaşlayarak direnmektir. Daha fazlasını yapma isteği nedeniyle yavaşlamakta zorluk çekiyorsanız, umutsuzluğa kapılmayın. İşte bu konuda işinize yarayacak beş ipucu:


1- Başarıyı yeniden tanımlayın

Başarılı insanlar bazen başarıyı sadece kariyer üzerinden tanımlar. Oysa gerçek başarı, hayatımızdaki diğer önemli rolleri de kapsamalı: ebeveyn, eş, kardeş, arkadaş… Kariyeriniz için gösterdiğiniz özen ve çabayı bu rollere de yansıtın. Çünkü toplumun sizi takdir etmesi, kim olduğunuzun gerçek ölçüsü değildir. Önemli olan; verdiğiniz sözleri tutmanız ve kimse sizi izlemiyorken insanlara nasıl davrandığınızdır. Özellikle de en yakınlarınıza, evinizin içinde…

2- Öz değerinizi kabullenin

Çoğu zaman kendimizi sadece başarılarımız üzerinden değerlendiririz. Oysa hiçbir şey başarmasanız da değerlisiniz. Değeriniz, insan olmanızdan gelir. Alçakgönüllü olmak, ne kimseden üstün ne de aşağı olduğunuzu kabul etmektir. Başarı sizi daha değerli yapmaz. Bu dünyada yaşamış milyarlarca insandan birisiniz. Bu gerçeği hatırlamak, hem sizi sakinleştirir hem de aşırı iniş çıkışlardan korur.


3- Kendinize zaman ayırın

Hayat yoğunlaştığında, en kolay vazgeçtiğimiz şey kendimize bakmaktır. Oysa kendinize “hayır” demek, uzun vadede kendinizi ihmal etmek anlamına gelir. Dinlenmek, zevk aldığınız şeyleri yapmak ya da sadece kendinize vakit ayırmak bir lüks değil, bir ihtiyaçtır. Kendinizi ihmal ettiğinizde, “Ben daha az önemliyim” mesajını vermiş olursunuz. Bu da zamanla tükenmişlik yaratır.


4- Başarıya aşırı anlam yüklemeyin

Başarıyı mutluluğun anahtarı sanmak yanlıştır. Elde ettiğiniz başarı ne kadar tatlı olursa olsun, bu his uzun sürmez. Gerçek mutluluğu; sağlığınıza dikkat ederek, sağlam ilişkiler kurarak ve hayatın küçük güzelliklerini fark ederek bulabilirsiniz. Yani mutluluk dışarıda değil, yaşam biçiminizde gizlidir.


5- Değerlerinizi netleştirin

Bazen başkalarının beğenisini kazanmak uğruna çok şey yaparız. Ama ne yaparsanız yapın, herkesi memnun edemezsiniz. Bu da sizi tükenmeye ve sömürülmeye açık hale getirir. Kendinize şunu sorun: Ben neye inanıyorum, benim için ne değerli? Hayatınızı başkalarının beklentilerine göre değil, kendi değerlerinize göre şekillendirin. Bu, pişmanlık duymadan yaşamanın en güvenli yoludur.


Referanslar

Dimitrios Tsatiris. “How to Rise Above Hustle Culture”. Şuradan alındı: https://www.psychologytoday.com/ie/blog/anxiety-in-high-achievers/202505/how-to-rise-above-hustle-culture (17.05.2025).



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.