Eşiniz iş yerinde stresli bir dönemden geçiyorsa, bu durumun sizi de etkilemesi mümkündür ve tersi de geçerlidir. Hatta bazen bu stres, sanki siz bizzat yaşıyormuşsunuz gibi yoğun hissedilebilir. Araştırmacıların “iş stresi geçişi” (ya da travma geçişi) olarak adlandırdığı bu deneyim, iş stresinin bir partnerden diğerine nasıl aktarıldığını açıklamak için kullanılır. Eşinizin iş stresi sizi üç yolla etkileyebilir: Doğrudan geçiş, dolaylı geçiş ve ortak stres etkenleri yolu ile.
Doğrudan geçiş
Eğer partnerinizin stresini kendi stresinizmiş gibi hissediyorsanız, bilim insanlarının “doğrudan geçiş” dediği durumu yaşıyor olabilirsiniz. Psikolog Dr. Yi-Ren Wang’a göre bu, kişinin partneriyle yoğun empati kurarak onun yerine kendini koyması durumudur. Yani stresli olayı siz yaşamamış olsanız da, onu yaşamışsınız gibi hissedersiniz.
Dolaylı geçiş
Dolaylı geçiş stresi, eşinizin iş stresiyle baş etme şeklinin ilişkinizde gerginlik yaratmasıyla ortaya çıkar ve bu da ilişkinizin kalitesini etkiler. Örneğin; partneriniz iş yerinde çok stresli bir dönemden geçiyorsa, içine kapanabilir; yaşadıklarını sizinle paylaşmak istemeyebilir. Bu iletişimsizlik yüzünden, stresin kaynağının siz ya da ilişkiniz olduğunu düşünebilir, aranızdaki bağın zedelendiğini hissedebilirsiniz.
Ortak stres etkenleri
Partnerinizin işi aynı zamanda sizi ve tüm evi etkileyen genel stres faktörleri de yaratabilir. Örneğin; partnerinizin iş yerinde terfi alamaması onun moralini bozabilir, ama aynı zamanda bu durum tüm ailenin finansal güvenliğini de olumsuz etkileyebilir.
İş stresi geçişiyle başa çıkmanın yolları
Evlilik ve aile terapisti Nina Westbrook, eşinizin iş stresi sizi hangi yoldan etkiliyor olursa olsun, bu durum ciddi bir psikolojik sıkıntıya yol açabilir, diyor. Bu durumda her iki partner de birbirini destekleyemez hale gelir; duygusal olarak tükenir ve ilişki içinde mantıklı, etkili bir şekilde ilerleyemezler. Bu noktaya gelmeden önce, siz ve partnerinizin göz önünde bulundurmansı gereken beş unsur...
1. Sağlıklı sınırlar oluşturun
Partnerinizin duygusal ihtiyaçlarını desteklemek önemlidir, şefkatli bir ilişkinin parçasıdır bu, ancak onun stresini üstlenmek etkili bir yöntem değildir. Yardımcı olduğumuzu sanıyoruz ama aslında hem biz hem partnerimiz bardağımızı boşaltıyoruz ve sonunda ikimiz de tükeniyoruz. Sınır koymak, herkesin kendi stresini yönetme yollarını geliştirmesine yardımcı olur ve stresli dönemlerin daha sağlıklı atlatılmasını sağlar.
2. İletişim kurun
Eğer iş yerinde stres yaşıyorsanız, bunu partnerinizle paylaşın. Bu sayede partneriniz durumu bilir ve yaşadığınız aşırı stresle baş ederken daha sabırlı ve anlayışlı olabilir. Ayrıca, stresin ilişkiden kaynaklandığını düşünmeleri de engellenmiş olur.
3. Duyarlı olun
Ne kadar stres altında olduğunuzun ve bu stresi partnerinize ne kadar yansıttığınızın farkında olmak önemlidir. Paylaşmadan önce partnerinize dinleme kapasitesinin olup olmadığını sorarak başlayabilirsiniz. Örneğin şöyle diyebilirsiniz: “İş yerinde çok stresliyim. Bunu konuşmak için senin için uygun bir zaman mı?”
İlginizi çekebilir: İş yerinde nasıl sabırlı olunur?
4. Destek alın
Bir kişinin tüm duygusal, sosyal, romantik, mahrem ve psikolojik ihtiyaçlarımızı karşılamasını bekleyemeyiz. Bu çok büyük bir yük. Güvendiğiniz bir iş arkadaşı, arkadaş veya terapist gibi başka kişilerle iş stresinizi paylaşmak, partnerinizin üstlendiği yükü hafifletebilir.
5. Bir planınız olsun
Profesyonel yaşamınızda stresli bir dönem yaklaşıyorsa, bunu önceden planlayın. Günlük olarak bireysel ya da birlikte gevşeme zamanları ayarlayabilir, stres azaltıcı meditasyonlar yapabilir ya da çocuklarınız varsa, hafta sonları onların büyükanne-büyükbabalarıyla vakit geçirmeleri için plan yapabilirsiniz. Sizin için ne işe yarıyorsa, bu tür ayarlamalar stresin hem siz hem de partneriniz üzerindeki etkisini azaltabilir.
Kaynak: Dr. Denise John. “Is Crossover Stress Affecting Your Relationship?”. Şuradan alındı: https://goop.com/wellness/relationships/crossover-stress-and-relationships/.
YORUMLAR