Dayanıklılık, zorluklara dayanma ve hayata geri dönme yeteneğimizdir. Kendisi de depresyonla mücadele etmesine rağmen hastalarına gülümseyerek hizmet eden bir hemşiredir. İlerlemiş kanserli bir hastanın her gün şükretmeyi seçmesidir. Evi temizlemek, faturaları ödemek, çamaşır yıkamak, işinize gitmek ve canınızın istemediği anlarda bile aileniz ve arkadaşlarınızla gülmek için zaman bulmaktır.

Dayanıklılık, sahip olduğunuz ya da olmadığınız sabit bir özellik değildir; geliştirdiğiniz ve üzerinde çalıştığınız becerilerdir. Bu beceriler üzerinde çalışmak, hayatın sayısız zorluğuyla başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Dayanıklılığın yaratıcı problem çözme, yeniden çerçeveleme, başkalarıyla bağlantı kurma, yardım alma ve geri dönme konularında yardımcı olmaktadır. Dirençli insanlar daha beceriklidir. Fiziksel olarak daha sağlıklıdırlar ve daha iyi ilişkilere sahiptirler.

Bizi dirençli kılan beceriler nelerdir? Her birini nasıl geliştirebilirsiniz?

1. Sakinlik

Sürpriz bir teşhis, asansörde kalmak, patlak bir lastik, kayıp bir cüzdan - hayat, dengemizi bozan sayısız senaryo sunar. Bu durumlar (özellikle rahatsız edici olanlar) düşünce kalıplarımızı rasyonel olanlardan tepkisel olanlara kaydırabilir.

Daha dayanıklı olmak için durun, aksaklıkları fark edin ve nasıl tepki vermek istediğinizi düşünmek için bir dakikanızı ayırın. Değerlerinizi temsil eden ve çıkarlarınızı koruyan çözümleri tercih edin. Birkaç derin nefes almak da adrenalin artışını engelleyerek yardımcı olabilir.

2. Sabır

Dinlemek sabrımızı sınayan bir sanattır, özellikle de karşımızdaki kişi duymak istemediğimiz bir şey paylaştığında ya da konuşanın biz olmasını tercih ettiğimizde. Sabır, dayanıklılığın bir göstergesidir.

Konuşurken olanlara tüm dikkatimizi vermek, yargılamayı ertelemek ve düşüncelerini kesintisiz olarak tamamlamalarına izin vermek bizi daha iyi dinleyici yapar. Dolayısıyla bizi daha dirençli yapar. Başkalarını dinlemenin onların kendilerini daha mutlu ve değerli hissetmelerine yardımcı olduğunu unutmayın!

Çocuklar bazen sabırsızlıklarıyla gerçekten de sınırlarımızı zorlayabiliyorlar... Oysa birkaç noktaya dikkat ederek onlara daha sabırlı olmayı öğretmek elimizde. Devamı: Çocuğuma sabırlı olmayı nasıl öğretebilirim?

3. İyimserlik

Daha iyi bir yarın beklentisidir. Umutlu olanlar daha mutlu, daha sağlıklı ve hatta daha uzun yaşarlar. Dünyanın bize iyi geldiği günlerde iyimser hissetmek çoğumuz için kesinlikle daha kolay olsa da, karanlık günlerde pozitif kalmak da bir o kadar önemlidir.

Zor zamanlardaki parlak noktaları daha iyi görebilmek (ve dirençli kalabilmek) için mutlu anları, sizi destekleyen insanları, güçlü yönlerinizi, amacınızı ve inandığınız şeyleri hatırlayın. Umut kısmen doğuştan gelir, ancak büyük ölçüde bir seçim meselesidir.

4. Minnettarlık

Minnettarlık tutumu ilişkilerimizi ve genel refahımızı güçlendirir. Şükretme konusunda daha iyi olmak için, bunu hem büyük hem de küçük anlarda uygulamanız gerekir. Başarılarınızın tadını çıkarmak ve sıradan olanın içinde olağanüstü olanı bulmak için. Derin bir nefes, bir bardak su, yaratıcı bir içgörü, bir gülümseme, bir kucaklaşma veya zamanında gelen bir şey gibi basit şeyler için şükredin.

5. Kabullenme

Çoğumuz kontrolü severiz, ancak hayatın büyük bir kısmı kontrolümüz dışındadır. Bir seçeneğiniz var: Ya belirsizlikle sarsılacaksınız ya da belirsizliğin gerçekliğini kabulleneceksiniz. (İpucu: İkincisi dayanıklılığı artıracaktır.) Belirsizliği kucaklamak, bilinmeyenle yaratıcı bir şekilde ilişki kurmak anlamına gelir. Bunu, önünüze ne çıkarsa çıksın açık ve kabullenici olarak yapın. Hayata evet diyorsunuz, iyiye olduğu kadar tatsız olana da.

6. Nezaket

Nazik olmayı biz seçeriz ve bunu yapmak önemli ölçüde irade gerektirir. Fiziksel hastalık, korku, kayıplar, güvensizlikler ve çoğu enerji tüketen deneyim, başkalarına ve kendimize karşı nazik davranma kapasitemizi azaltır. Sırtınız ağrıdığında veya işte stresli olduğunuzda öfkenizi düşünün. Ancak birbirimize nazik davranmamak, başa çıkma, iyileşme ve sorun çözme yolunda engel teşkil eder. Başkalarına ve kendinize karşı nazik olmaya karar verin, daha fazla çaba gerektirse bile... Zor zamanlarda nazik kalmak başlangıçta biraz daha fazla çaba gerektirebilir, ancak sonunda zahmetsiz hale gelir.

7. Amaç duygusu

Amacımızı tanımak enerjimizi odaklamamıza yardımcı olur, bizi meşgul eder, umutlu olmayı kolaylaştırır, bizi cesaretle doldurur ve dayanıklılığı artırır. Amaç, diğer insanlara yardım etme arayışından veya bir dizi değere uymaktan kaynaklanabilir. Hayatınıza neyin amaç ve anlam kattığını belirlemek için bunun hakkında düşünün ya da bir kağıda yazın. Bu büyük bir şey ya da küçük bir şey olabilir. Sizi gülümsetiyorsa, içinizi cesaretle dolduruyorsa ve günü ilham almış bir şekilde geçirmenizi sağlıyorsa, ona ulaştığınızı anlayacaksınız.

8. Bağışlama

Arkadaşlarınız, sevdikleriniz ve iş arkadaşlarınız ne kadar harika olursa olsun, yanlış anlamalar yaşayacaksınız ve sizi hayal kırıklığına uğratacaklar. Bir seçeneğiniz var: Ortaya çıkan incinmeyi sineye çekmek ya da şifa bulmak. Affetmek acılarınızın yükünü azaltır, bu da beyninizi hayatınızı anlamlı kılan ve size neşe getiren şeylere odaklanmak için serbest bırakır. Esnek olmak için, en azından bugün için kini bırakarak sizi inciten kişiden gücü geri alın ve enerjinizi hayatınızın amacını gerçekleştirecek eylemlere harcayın.

9. Bağlantı

Yalnızlık, etrafımızda insanların olmadığı ya da birlikte bir şeyler yapabileceğimiz insanların olmadığı anlamına gelmez. Yüz kişilik bir partide kendimizi yalnız hissedebilir ya da bir veya iki iyi arkadaşla derin bir bağ kurabiliriz. Yalnızlık başkalarıyla gerçek bir bağın olmamasıdır ve zihnimiz ve bedenimiz için zararlıdır. En azından birkaç kişiyle güçlü ilişkiler geliştirerek dayanıklılık oluşturun. Bu ilişkiler umut, cesareti beslemenize yardımcı olur. Fiziksel sağlık ve uzun ömürlülüğü de artırabilir.

Kaynak: Amit Sood. "9 Essential Skills That Make You Resilient". Şuradan alındı: https://www.everydayhealth.com/wellness/resilience/essential-skills-that-make-you-resilient/. (11.07.2023).