Anneler, bebekleri doğduğunda ne kadar kitap okurlarsa okusun mutlaka bazı konularda tereddüt yaşar. Hatta anneleri, kayınvalideleri, arkadaşları ve kız kardeşlerinden bebek bakımı konusunda destek de alsalar, bebeklerini büyütürken onlarca soruyla karşı karşıya kalırlar. Bunların içinden en sık karşılaşılanıysa bebişin bitmek tükenmek bilmeyen ağlamaları!
Sürekli ağlıyor
Evet, ağlayacak. Ağlama bebişinizin tek iletişim kurma yolu. Bebeğiniz genellikle açlık, uykusuzluk, rahatsızlık hissi nedeniyle ağlar. Bazen de kolik denilen gaz sancısı nedeniyle veya nedensiz ağlar. Yeni doğan bebeğin ilk günlerinde ağlaması ailelerde panik duygusuna yol açabilir ama zamanla bonunla iletişim kurmayı öğrenirsiniz. Ağlamanın şeklinden bebeğin ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilirsiniz. Nedensiz ağlamalar genellikle akşamları olur. Bebeğiniz günün yorgunluğunu atmaya çalışır. Eğer sabredip kendi haline bırakırsanız ve sakin bir ortam yaratırsa beş-on dakika içinde mışıl mışıl uyumaya başlar.
Ağladığında ne yapmalı?
- Ağlama nedeninin açlık olduğunu düşünüyorsanız öncelikle bebeğinizi emzirmeye çalışın.
- Yorgun olduğunu düşünüyorsanız kucağınızda sakinleştirin.
- Gerekiyorsa altını değiştirin.
- Ortam ısısının normal olup olmadığını kontrol edin.
Bebeğinizi sakinleştirmek için en çok hoşuna giden yöntemi rutin haline getirmeye çalışın. Her seferinde aynı yöntemi uygulamaya çalışmak bebeğinizi de bu rutine alıştıracak ve işinizi kolaylaştırır.
Temiz havaya çıkarmak, kucakta sallamak, emzik vermek gibi yöntemleri deneyin.
Eğer hiçbir teknik işe yaramıyor ve bebeğinizin kolik olduğunu düşünüyorsanız doktorunuza başvurmanızı tavsiye ederiz.
Kolik tanısı konduysa…
Bu durumda doktorunuz rahatlatıcı ilaçlar önerecektir ama ilaçlar da her zaman işe yaramayabilir. Kolikli bebek genellikle dizlerini karnına doğru çeker, yumruklarını sıkar ve hareketlidir. Kolik ağlaması normalden şiddetlidir ve saatlerce sürer. Kolik genellikle 2-3. haftada başlar ve 6. haftada en yoğun seviyeye ulaşır. Genellikle üçüncü ayda sonlanır. Koliğin kesin nedeni maalesef bilinmiyor. Ancak kalıtsal olabileceği, sigara dumanının ve annenin stresinin koliği artırabileceği, bebeklerin sinir sisteminin tam olgunlaşmamış olması gibi teoriler öne sürülür. Miniğinize sıcak bir duş aldırmak, hafif bir kundak yapmak bazen bebeğinizi rahatlatabilir. Arabayla veya pusetiyle dolaştırmak da çoğunlukla işe yarar. Ritmik sesler ve elektrikli süpürge sesi miniğinizi rahatlatabilir.
Beyaz gürültü
Kolikli bebekler için tüm ses frekanslarını içerdiği için ‘beyaz gürültü’ adı verilen ses ve müzik CD’leri üretildi. Bu CD’lerden birini edinmek hem sizin hem bebeğiniz için yararlı olur. Bu türdeki müzikler, arka fondaki diğer sesleri gölgelediği için bebeğinizizi çok rahatlatır. Hem ne demişler biliyorsunuz: Müzik ruhun gıdası! Onunla bu özel müziğin rahatlatıcı tınılarıyla iletişime geçebilirsiniz. Tüm bu yöntemlere karşın bebeğinizin ağlamasıyla başa çıkamıyorsanız ve bir sağlık sorunu olduğunu düşünüyorsanız doktorunuza başvurmanızı öneririz. Çünkü daha önce pek ağlamayan bebekte ani başlayan ve uzun süren ağlamalar doktora başvurmayı gerektirir.
Püf noktaları
Annelerin bebek bakımında artık halk efsanesine dönüşmüş bilgilerin doğrularını bulup mini bir rehber oluşturduk. Rehberimiz 20 maddelik.
- Emziren anne üşütünce kendi karnı ağrır, bebeğe bir şey olmaz! Anne üşütürse en fazla kendi karnı ağrır, ancak soğukta bağırsak kasılma ve hareketleri hızlanır, bu da karın ağrısı olarak hissedilir. Bu fiziksel durumun süt yoluyla bebeğe geçmesi söz konusu değil.
- Bebek yeşil kaka yapıyorsa araştırmak gerekir. Bebeğin kakasının yeşil olmasına neden olan çok sayıda sebep var. En temel neden bağırsak pasajının hızlanması. Bağırsak hareketini artıran her türlü fiziksel ve kimyasal etken, bebeğin kakasının yeşil olmasına neden olur. Bu, çoğunlukla da belirgin bir sebep olmadan oluşur.
- Anne strese girince sütü de etkilenir. Geleneksel olarak süt salgısını artırdığı düşünülen sayısız gıda, içecek ve bitki çayları var biliyorsunuz. Ancak bilimsel olarak kanıtlanmış ve her annede aynı derecede etki gösteren özel bir gıda ya da içecek ne yazık ki henüz bulunamadı. Anne sütünün dış faktörlerden etkilenir. Annenin yapısal ve genetik özellikleri, emzirme arzu ve inancı, sütün azlığını ve çokluğunu etkileyen faktörler arasında. Ayrıca normal doğum yapıp en kısa sürede bebeğin anne memesiyle buluşması, annenin ağrı, sancı, yorgunluk ve stresinin olmaması da anne sütünü artırır. Bebeğin doğru teknikle ve sık aralıklarla emzirilmesi, bol sıvı alımı ve dengeli beslenilmesi de önemli tabii.
- Tırnaklarını kesmek için kırkının çıkmasını beklemeyin. Bebeğin tırnakları, tırnak yatağını ne zaman geçerse o zaman kesilir, bunun için kırkını beklemeye gerek yok. Hatta bazen bebek doğduğunda bile kesilebilecek kadar uzun olabilir.
- Hava sıkışınca hıçkırık olur. Bebeğin hıçkırması temel nedeni midede sıkışıp kalan bir hava birikiminin mideden dışarı diyafram kasına doğru bir baloncuk oluşturup bu kası uyarması. Sıkışan bu hava kitlesi geğirip çıkıncaya kadar hıçkırık devam eder.
- Göz yaşarması, göz zarının tahriş olması demektir.Bebeğin göz yaşarması çoğunlukla mikrobik, alerjik ya da fiziksel bir etkenin göz zarını tahriş etmesiyle ortaya çıkar. Bazen de gözyaşı kanallarının doğuştan tıkalı olması nedeniyle olur.
- Bebeğiniz ağlıyorsa sık sık kucaklayın. Yeni doğan bebeğin, dünyada yapayalnız, savunmasız ve çaresiz olarak, kendini güvende ve huzurlu hissedeceği tek ortam olan anne kucağından şımaracağı gerekçesiyle mahrum kalması ne acı! Miniğinizi her ağladıklarında kucaklayın.
- Yer yemez kaka yapmasından korkmayın. Tüm canlılarda var olan bir refleksin yenidoğandaki görünümü gastrokolik reflekstir. Mideye bir gıda maddesi girdiğinde, kalın bağırsaklar da harekete geçer ve bağırsak içinde bulunan dışkının dışarı atılması gerekir. Yani yeni dğmuş bebeğiniz emer emmez kakasını yapar. Bu son derece sağlıklı ve fonksiyonel bir süreç. Kesinlikle sindirim ya da emilim bozukluğunun işareti değil.
- Şekerli suya alışınca memeyi reddeder. Yenidoğan sarılığında bebeğin beslenmesinin çok büyük bir rolü olduğu kesin. Anne sütü yetersiz olan bebeklerde sarılık daha erken ve daha uzun sürer. Formul mama çağından önceki yıllardan kalma bir alışkanlık olarak, aç kalan bebeğin en azından şekerli suyla beslenmesi kulağa mantıklı gelebilir; ancak günümüzde anne sütüne yakın formül mamalar varken şekerli suyla bebeğin beslenmesi gereksiz hatta zararlı bir davranış olabilir. Çünkü şekerli suyun tadına alışan bebek anne memesini reddedebilir.
- İlk 3 ay bebeğe yalancı meme vermeyin. Bebeğin yalancı emzikle avutulması kısa süre de olsa aileye nefes alma fırsatı verir. Ancak bebeğin yalancı emziği tutmak için yaptığı dil, damak ve dudak hareketleri anne memesini emerken yaptığından çok farklı. Yalancı memeye alışmakta güçlük çakabilir. Ama bir kere bu işi başardıklarındaysa anne memesini kavramakta zorluk çekebilir. Bu da memenin bırakılması, formül ve biberon beslenmeye geçiş anlamına gelir. Bu nedenle mümkünse ilk 3 ay bebeğinize yalancı meme vermeyin.
- Bebek annesinin memesini bulunca rahatlar. Bazı bebekler banyodan sonra çok rahatlar ve güzel uyur. Büyüme hormonu uykuda salgılandığından banyo, bebeğin büyümesine katkı sağlayabilir. Bebekleri hayata bağlayan, güçlü arama refleksleri. Bu refleks sayesinde bebek, anne memesini arar, bulunca da emer. Böylece hem karnı doyar, hem de kendini güvende hisseder. Çünkü henüz görme yeteneği tam gelişmemiş bebeğin çevresinde olan biteni anlama kapasitesi sınırlı. Tek bildiği sıcak anne kucağı ve anne memesi. Ona kavuşunca doğru yerde olduğunu hisseder, rahatlar. Dolayısıyla karnı tok bile olsa yeni doğan bebek, sürekli doğru yeri bulana kadar aranmak durumunda.
- Bebeğin sık hapşırması reflekstir. Yeni doğan bebekler genellikle doğum sırasında burunlarında bulunan salgı ve mukusu atmak için sık sık hapşırır. Bu bir refleks ve üşütmeyle ilgili değil.
- Bebeğin memesinde süt toplanırsa geçmesini bekleyin. Anneden geçen hormonların etkisiyle yeni doğan bebeğin memelerinde bazen süt toplanabilir, buna hiç el sürmemek en iyisi. Bu, birkaç hafta içinde zaten kendiliğinden geçecektir.
- Göbeğinde fıtık varsa kendiliğinden geçer. Göbek fıtıkları, ceviz portakal büyüklüğünde bile olsa genellikle kendiliğinden geçen oluşumlar. Üzerine bağlanacak cisimlerin bu sürece olumlu ya da olumsuz etkisi olmaz.
- Gözündeki çapağa anne sütü damlatmayın. Anne sütü içindeki antimikrobiyal maddeler, yüzeysel göz enfeksiyonlarında işe yarayabilir. Ama tabii en doğrusu doktorun görüp karar vermesi.
- Bitki çayları gazı gidermiyor. Bitki çaylarının ya da geleneksel gaz gidericilerin bilimsel olarak bir faydası yok. Bitkisel kökenli olsalar da hangi bebekte ne tür yan etkiler yapacağının önceden kestirilmesi de güç.
- Her gün yıkamak büyümesini kolaylaştırır. Bazı bebekler banyodan sonra çok rahatlar ve güzel uyur. Büyüme hormonu uykuda salgılandığından banyo, bebeğin büyümesine katkı sağlayabilir.
- Bebeği tuzlamanın olumsuz sonuçları olabilir. Anadolu’da halen yaygın olarak kullanılan yeni doğan bebeğin tuzlanması adeti, son derece tehlikeli ve ölümcül sonuçları olabilecek çağdışı bir uygulama. Yapmamanızda fayda var.
- Minik bebeğiniz her ağladığında onu rahatlıkla kucağınıza alabilirsiniz, endişelenmeyin. Eskiler için bir bebeğin kucağa alışmaması çok önemliymiş. Ama bu görüş çürütüldü! Bırakın kucağınıza alışsın. Hatta onu her fırsatta kucağınıza alın! Ona sevginizi gösterin!
- Ona bol bol masaj yapın, nasıl da rahatladığını yaparken bile fark edeceksiniz.
Anneden gecen hormonların etkisiyle yeni doğan bebeğin memelerinde bazen süt toplanabilir, buna hiç el sürmemek en iyisi. Bu, birkaç hafta içinde zaten kendiliğinden geçecektir. Masaj bebeğinize çok iyi gelecektir. Ama masajı bilinçli yapmanız da çok önemli. Örneğin bebeğinizin memesinde süt birikince, enfeksiyon yapabilir diye önermiyoruz.
YORUMLAR