Günden güne pişmanlık yaşıyorum

Yeşim abla öncelikle selamlarımı iletmek istiyorum. Abla benim 1.5 yıllık ilişkim bitti. Fakat bu bitiş yanında beni de günden güne bitiriyor. Hayatımda birçok kız oldu fakat bu kızı ben gerçekten canımdan çok sevdim. Bu kız da beni babası kadar severdi ama şuan nefret bile etmiyor. Bunun tek sorumlusu benim, ben ayrılıktan çok dediğim “keşke”ler yüzünden çok kötü hissediyorum. Abla ben bu kızı son aylarda çok fazla sıkmaya başladım. Kıskandım, gün geçtikçe daha çok sevmeye başladım. O da haklı olarak çok bunaldı, artık dayanamadığını ara vermek istediğini söyledi. Ben kaldıramadım. Canımdan çok sevdiğim kadını, hayaller kurduğum kadını kaybediyordum. Bana olan bakışları eskisi gibi değildi. İlişki içerisinde acı çekiyordum. Onun tarafından artık engellemeler, seni sevmiyorum demeler başladı. Bense artık benliğimi kaybettim. Kalbimdeki kocaman sevgi ve çektiğim acılar yüzünden mantıklı düşünemedim. Benden tamamen vazgeçtiği gün aklım yerinde değildi ve annesine aramızda yaşanan şeyleri anlattım. İlk cinsel ilişki gibi iğrenç şeyler. Ama söyledikten hemen sonra hatamın farkına varıp annesine yalan söylediğimi söyledim. Annesi şu an beni affetti, çok da seviyor beni fakat sevdiğim kadın beni artık sevmediğini söylüyor. Arada “Güzel günlerimizi özlüyorum ama yaptıklarını düşününce iyi ki ayrılmışım diyorum” diyor bana. En son bana dediği laflar şunlar oldu; “Benim içimde artık sana karşı bir his yok. Ben senle tekrardan beraber olursam kendime saygım olmaz. Beni çok kötü yerden vurdun. Seni sevmiyorum, yemin ederim bir daha sana dönmeyeceğim. Sen beni sevmiyorsun, beni gerçekten seven birini istiyorum.” Bu tarz şeyler söyledi abla. Hatta hiç üzüntülü olmadığını ve sadece benim halime üzüldüğünü söyledi. Şu an arkadaşça da olsa birçok erkekle konuşuyor. Beni düşünmüyor. Bense yaptığım hatalar yüzünden günden güne pişmanlık yaşıyorum. Yine de affedilmeyecek bir hata yapmadım. Yalan, aldatmak, şiddet gibi şeyler asla olmadı. Sadece yine ayrılığı kaldıramayıp biraz hakaret ettim o kadar. Abla ben unutayım artık geri dönüşü yok diyorum ama gün geçtikçe daha da kötüye gidiyorum. Zaman merhem değil zehir oluyor bana. Beni artık sevmediğini, yemin ederim bir daha rahatsız etmeyeceğim seni demesi, bunlar beni kahrediyor. Ne yapmalıyım abla? Geri dönüşü olmadığını biliyorum. Belki o da uzun bir süre başka birileriyle olamayacak ama bana da dönmeyecek eminim. En azından unutmaya çalışayım diyorum ama unutamama sebebim pişmanlıklarım. Elimden gelenin fazlasını yaptım olayı toparlamak için ama hiçbir faydası yok.


Yeşim Tijen’in cevabı:

Merhaba sevgili okurlarım. Bugün gelen soru benim çok önemsediğim beyefendilikle ilgili. Gençler bu konuda ne düşünüyormuş ekşi sözlüğe bakıp öğreneyim dedim. İşte gençlerin beyefendiliğe bakışı:

“-Ağırlığı olan bir sıfat

-Bir erkeğin anılabileceği en büyük sıfat

-Dağ başında olsa bile burnunu mendille silen insandır

-Bir duruştur ya beyefendisindir ya değilsindir

-Yaşarken ve sonrasında arkasından beyefendi biriydi deniyorsa bu benim başarımdır” diye ifade etmişler.


Bu yazımla niyetim öncelikle gençlere beyefendiliğin ne kadar değerli olduğunu hatırlatmak olacak. Beyefendilik, hanım efendilik bu sıfatlar herkese nasip olmayan değerli tanımlamalar. Neden bu değerli insanlardan biri siz olmayasınız? Sizi değerli kılacak davranışlar içinde olursanız bu sıfatı hak edersiniz. Sıradan biri olmak mı, beyefendi olmak mı istersiniz? Bunun kararını vereceksiniz. Bugünkü sorumuzda bir genç sevgilisinden ayrılınca soluğu kızın annesinde almış ve açmış ağzını, yummuş gözünü çünkü başka türlü söylenmez böyle şeyler. Ağzını açarken gözünü kapatmak kaldıysa biraz utanma, utanmak gerek.


Sevgili oğlum bir genç kız sizinle birlikte olmuşsa size güvenmiş, sevmiş demektir. Birlikte yaşadıklarınıza rağmen sizden vazgeçebiliyorsa size olan güveni, inancı, sevgisi, saygısı bitmiş demektir. O zaman dönerek kendinize bakacaksınız. Bu sevgiyi bitirecek ne hatalar yaptım? Onu sıktığınızı bunalttığınızı yazmışsınız. Bir tek bunlar değildir, muhakkak davranışlarınızdan dolayı gözden, gönülden düşmeler olmuş. Sevgisini artık yitirişinizi bana olan bakışları eskisi gibi değildi diyerek ne güzel anlatmışsınız. Evet, sevgi de sevgisizlik de gözlerden anlaşılabilir. Sevgi yitirilmeye başladı mı artık o gözlerdeki anlam kaybolur. Bakışlarda o derin mana ve birbirine ateş gibi saçılan kıvılcımlar yerini manasızlığa, boş bakışlara bırakır. Siz hala aşkla bakarken karşılık bulmaz gözleriniz. Bunları yaşamışsınız. İlişkinize ara vermek istediğini söylemiş, siz bundan üzüntü duymuş, olayı daha dramatikleştirmişsiniz. Sonunda kız arkadaşınız ayrılma kararı almış, ona hakaretler etmişsiniz. Aklınız başınızdan gitmiş, annesine giderek onunla birlikte olduğunuzu söylemişsiniz. Bir erkeğe bu yakışır mı yavrum? Bu anlar çok özel özel olarak kalmalı. Sizlerin kanka dediği arkadaşla bile paylaşılmamalı. Ne yaşarsanız yaşayın yaşananlar sizde güzel bir anı olarak kalmalı. Sizi, yaşadıklarınızı değerli kılacak olan bu davranışınız olacaktır. Hani duyuyoruz erkekler birbirlerine kaç kadınla birlikte olduklarını vs. anlatıyor ya siz o erkeklerden sakın olmayın. Bu erkeklik değil, gevşekliktir oğlum. Bir ilişki biterken gösterdiğiniz tavır sizin karakterinizdir. Bitmesini kabul etmekte zorlanabilirsiniz, hakaret etmek sizi bu ilişkide haklı değil aciz ve çirkin bir duruma sokar. Sizden geriye kalan bu çirkin görüntünüz olur. Böyle mi olmalı?


Bana artık dönmez demişsiniz. Belki dönmeyebilir ama bilemezsiniz, dönebilir de. Yaşananları kıymete bindirecek olan sizin davranışlarınız olacak. Kendinizi taşıyışınıza dikkat etmeliydiniz, hala dikkat etmelisiniz. Şimdiden sonrası için kendinize yeni bir ben oluşturmaya başlamalısınız. Kız arkadaşınıza namus diye değil insan olarak bakmalı, onun da hakları olduğunu kabul etmeye başlamalısınız. Bir genç kız önce insan yavrum, onu kıskanabilirsiniz. Kıskanmak hoşa gider, dozunda olduğunda sevgiye yakışır da ama dozu kaçtığında eninde sonunda insanı uzaklaştırıp kaçırır. Her şey ayarında olursa anlamlıdır. Söz bile çok konuşan bir insanda değerini yitirir. Bilmem anlatabildim mi? Bütün bunların ardından unutamamış olmanıza gelirsem; “keşke”leriniz var, öyle yapsaydım böyle deseydim dediğiniz “keşke”ler yüzünden unutamıyorsunuz. Sizde farkındasınız. Bunu aşmak için kendinizi affedeceksiniz. O kadar basit mi diyebilirsiniz. Kendimi affettim dediğiniz anda hayatınızda her şey bir anda düzelmeyecek. Sözcükte sihir yok bunu yürekten duyarak inanarak yaparsanız etkisini mutlaka kendinizde görmeye başlayacaksınız. Özgürleşmeniz kendinizi affedişinizle gerçekleşecek, kendinizi bu ilişkiden koparabileceksiniz. Bir de kendinizi yönetmekle düşüncelerinize yön vermek sizin elinizde. Her yaşanan biz insanlar için bir ders yavrum. Kimse boşuna hayatımızda değil. Gerçekten yaşadıklarından kendini çıkarıp oluşturmasını bilen için kaybettiğiniz biri olsa bile yaşanan her şey bir kazanca dönüşebilir.


Hatalarınız haricinde bu genç kızı kazanmak için elimden geleni fazlasıyla yaptım demişsiniz. İşte bu sihirli bir cümle yavrum, elinizden geleni yaptıysanız artık susmanın ve yaşanan gerçeği kabul etmenin zamanı gelmiş demektir. Kabul de ettiniz mi çorap söküğü gibi bu yaşananlar kalbinizden uzaklaşacaktır. Yazımın sonunda “keşke”lerle kendinizi tüketmek yerine hayallerinizi, umut ettiklerinizi hatırlayarak hayata dönmenizi tavsiye derim. Anda olun, anı yaşadıkça dünü geride bırakmaya başlarsınız. O zaman şimdiden sonra beyefendi gibi davranmak bu ilişkiyi geride bırakmak zamanı değil mi oğlum.


Sevgiler sevgili okurlarıma...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.