#KardeşŞart (mı?)

Tanıştırayım sevgili okurlar:

Sosyal medyanın fenomen annelerinden çok çocuklu hayata geçiş yapmış olanların kullanmayı çok sevdiği bir slogandır bu #KardeşŞart!


Bazen gerçekten o iki (ya da daha fazla) çocuğun birbirini hesapsız bir şefkatle sarmalamasından mütevelli gözyaşlarıyla yazarlar bunu. Bazen de o iki (ya da daha fazla) çocuğun birbirinin gözünü oyarcasına ettikleri kavgalardan bunalıp 'güleriz ağlanacak halimize' minvalinde…


Nereden mi biliyorum?

Bilmiyorum canım, tahmin ediyorum.

Nereden bileyim?!


Benim bir yavrum bacağım kadar henüz. Diğeri de karnımda, bu hafta bir elma kadar! Ne anlarım #ÇokÇocukluHayat tan? Ben hep "Bir çocuk hiç çocuk güzelim yaaa!" diye basit kabul edilen tek çocuklu hayatın kahramanı oldum bugüne kadar. Daha da 24 hafta kadar var derenin diğer yanına geçmeme!


Ve ancak bildiğim başka şeyler var, hele bekleyin...


Benim bir kız kardeşim var. Daha doğrusu 'ablam' -ki kendisi bayılır böyle hitap edilmesine ve ama dilim alışmamış hiç söyleyemem. Yani iki çocuklu hayatın küçüğü olarak büyüdüm ben. Ablamın eskilerini giydiğim de oldu, arkadaşlarına ve hayatına yancı olmaya çalıştığım da. Tepesinde dikilip okumayı yazmayı öğrenmişliğim de var sayesinde, bir insan bir insanı nasıl karşılıksız içten sever, onu da...


Kardeşsiz büyümenin ne demek olduğunu bilmiyorum.


Tek çocuk olmanın insanın hayatını nasıl etkilediğini de...


Bir evde büyürken sıra beklemek zorunda olmamanın, bazen her şeyi ve daim en kıymetlini 'anneni' paylaşmak zorunda kalmamanın, akşam sokaktan eve dönerken elinden tutacak ve evde oyuna devam edecek daim bir arkadaşa sahip olmamanın, anne/baba hışmından beraber kaçmadığın, uzun yaz günlerinde ıslak saçlarınla sarılıp uyuduğun başka bir çocukla aynı evde yaşamamanın, 'senden nefret ediyorum' ile 'seni çok seviyorum' arasındaki mesafeyi birlikte ölçtüğün birisinin daha küçücükken yanında olmamasının ne demek olduğunu bilmiyorum.


Ama kardeşliğin güzel bir şey olduğunu biliyorum. Hayatta en çok kızdığın kişinin aynı zamanda en sevdiğin olduğunu küçük yaşta öğrenmenin ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum. Dışarıdan birisi yerine bazen en fena kavgaları onunla ettikçe insan gün be gün nasıl da büyür, biliyorum.


#KardeşŞart mı, bilmiyorum.


'Aman oğlumun bir kardeşi olsun mutlaka!' diye bir daha bir daha anne olmaya can atmıyordum daha önce de, şimdi de bu sebeple gebe değilim.


Ben kardeşliğin ne demek olduğunu biliyorum.


Ben birden fazla çocuğa anne olan annemin hep sadece iki taneyiz diye bile nasıl sevinip mutlu olduğunu biliyorum.


Yaşları yakın birden fazla çocuğun annesi olmanın aynı zamanda nasıl da zor bir şey olduğunu yine annemden biliyorum ve ama her şeye rağmen sorsalar aşk ile bir daha bir daha anne olurum diyorum.


Şimdi ben gurbetten size bu satırları yazarken anneme yoldaş bir ablam olduğu için gönlüm rahat, içim huzurlu. Peki ya tek çocuk olsaydım şimdi ne yapardım? Bilmiyorum...


İnsan bilmediği şeyi tarif edemez elbet üzerime vazife değil.


Ben bildiklerimden anlatmış olursam şayet:


İnsanın bu hayatta bir kardeşi olması mecburi bir arkadaşı olması gibidir. Seçme hakkının olmadığı, etine bağlanmış bir tırnak gibi şeklini şemalini sevmediğin zamanlar da olsa yine de etindir, tırnağındır, senindir, canından bir parçadır; seversin.


Böyle ne bileyim, çok tatlı yedikten sonra birden canının ekşi çekmesi gibi bir şeydir kardeşlik.


Atsan atılmaz satsan satılmaz bir gönül bağıdır.


Bazen öyle anlar gelir ki dünya yansa yanına kalanındır, yüzündeki onca gözyaşının arasında minicik bir tebessümdür.


Kaybetmekten korkmadığın için bazen yedi kat ellerden daha çok üzdüğün, hırpaladığın ama muhakkak ki canından öte sevdiğindir.


İnsanın kardeşi olması senelerce gitse de kurtulsam diye gözünün içine bakması, gidince de onsuz hiçbir şeyden eskisi gibi keyif almaması ve gelsin diye yollarını gözlemesi gibi böyle kendi içinde tutarsız, kontrolsüz bir sevme şeklidir.


Velhasılı her bir #tbt günü geldiğinde eski fotoğrafları karıştırmana sebep, senin kalbinin böyle nasıl demeli sanki başka bir türlüsüne sahip, ne kadar benzemesen de aynı hamurdan yapıldığı içten iç aşikâr, hani bir fotoğraf karesinde apaynı güldüğün o eksik yanındır kardeş...


Sene 2016.

Ben bebeklerin 'yapıldığına' inanmıyorum, kusuruma bakmayın.

Yani teknoloji ve tıp çok ilerlemiş olabilir haklısınız ve ama halen kontrol edemediklerimizin bir sahibi, planlarımızın üzerinde bir planlayan var elbet…


Yani anlayacağınız daha sormayın sevgili bu satırları okuyanlar 'Nasıl cesaret ettiniz ikinciyi yapmaya?' diye, n'olur!


Ben anneliğimi tek çocuğun üzerinden hayal etmedim ki hiç... Benim hayal kitabıma kardeşsiz bir hayat tarzı hiç yazılmadı. Oğluma kardeş olsun diye değil, kendime başka çocuklar olsun diye istedim yeniden anneliği hep içten içe...


Kadere teslimiyetim sonsuz, güzel niyetlerimi bu bebekle benden habersiz taçlandırana da...


Yani #KardeşŞart mı fakir ben bilemem, bana sormayınız efendim.


Ben sadece kardeşliğin ne demek olduğunu bilirim ki şimdilerde otuz iki senenin sonunda keşke daha çok kardeşimiz olsaydı diye hayıflanırız ablamla çoğu zaman. İşte bildiklerimin hepsi de bundan ibarettir...


Şarttan şurttan anlamam ve ama kardeş diyorum, güzel şeydir, naifliktir, candır!


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Ne tatlisiniz ne kadarda guzel anlatmissiniz yazilarinizi begenerek opuyorum sevgilerimle..
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.