Östersund Havalimanı’ndan çıkıp kuzeyin vahşi doğasında, gölge değil adeta karanlık yapan ağaçlar arasında, zincirsiz lastiklerle buz kaplı asfaltta otomobil kullanırken, aklıma Anthony Hopkins’in Human Stain filmindeki açılış sahnesi geldi. Hopkins’in otomobilde giderken kucağına yatan Nicole Kidman’a söylediği, “Tamam, o benim ilk aşkım değil. Tamam, o benim en büyük aşkım da değil. Ama o benim Allah’ın belası son aşkım. Bu da bir şey değil mi?” sözleri de tabiat kadar görkemliydi.


Karlı yollarda otomobil kullanmak çok romatik gelir bana. Ancak bu tür bir seyahatte romantizmin üzerine macera ve adrenalin eklemek gerekiyor. Şehirler, kalabalıklar yok. Gürültü, patırtı yok. Tek tük küçük köyler ve alabildiğine bembeyaz doğa... Ingmar Bergman’la sinemaya da ilham veren, kuzeyin en “cool” ülkesi, İsveç... Jämtland, İsveç’in ortakuzeyinde bir kent. Pek kent de denemez ya; onlarca küçük kasaba ve köyün sıralandığı bir bölge demek daha doğru.


Sabah erken...

Kall Auto Lodge için sıradan, benim için farklı bir günde; adrenalin yüklü bir macera için irili ufaklı göllerden birinin üzerindeyim. Buzun kalınlığının 7 metre olduğu rivayet ediliyor.


Bu buzun üzerinde otomobil kullanırken pistten çıkmakta korkulacak bir şey olmadığını anladığımızda, eğlence başlıyor.. Sonra da gelsin kızaklar!


Husky’lerle kızak yapmak hep aklımın bir köşesinde dururdu. İşte sıkı sıkıya giyinip kızak yapma vakti. Donmuş gölün üzerinde, kızağın ucunda bekleyen 8 Husky bir an önce yola çıkmak için çıldırmış durumda. Bir buçuk saat süren deneyimi çevredeki en büyük göllerden birinin üzerinde yaptığımızı, ara sıra gördüğümüz buz çatlaklarından anlamak mümkün. Yer yer incelen buz tabakasının sorun olmadığını söylüyor rehberler. Köpekler bu iş için yaratılmış, bir saati aşkın süren yolculukta durmak bilmeden koşuyorlar.


Koşarken, arada eğilip kar yiyorlar. Bense elimde fotoğraf makinesi, kızağın üzerinde uçsuz bucaksız beyazlığı izliyorum. Bu aktivitelerin sadece kışa özgü olduğunu düşünmeyin, yılın her dönemi farklı heyecanlar yaşatabilen bir coğrafyadasınız. Hemen yakındaki en büyük yerleşimlerden biri olan Ore’de kayak tutkunları için son derece iyi pistler ve tesisler bulunuyor. Kar yürüyüşleri de katılabileceğiniz diğer aktiviteler arasında.


Günün sonunda şehir hayatındaki düzenden farklı bir deneyimin tadı kalıyor aklınızda. Üzerine, çevredeki restoranlarda geyik eti başta olmak üzere İsveç mutfağı deneyimi de sizi bekliyor. Bir de uzun günün ardından şömine keyfi. Yarın yine uzun bir gün olacak...


El değmemiş

Kall Auto Lodge muhteşem bir manzara ve macerayı birlikte isteyenlerin vazgeçilmez adresi. 1800’lerin ortasında küçük bir guest-house olarak kurulmuş. Avrupa’nın en güzel ve el değmemiş doğal alanlarından birinde bulunan tesis, devasa bir alana yayılmış durumda. Burası Åre/Östersund ve Norveç’teki Vaernes/Trondheim havaalanlarına da yakınlığıyla ciddi bir avantaj sunuyor. Buz sürüşü deneyimi için önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Fiyatlar araca göre değişmekle beraber 4280 ve 5350 İsveç Kronu (yaklaşık 1300 lira) arasında. Eğer bir Volvo değil de Porsche ile bu deneyimi yaşamak isterseniz daha yüksek meblağlara hazır olmalısınız.


Av kabini

Av Köşkü demek belki daha doğru olurdu ama Hunting Cabin denen yeri pek köşk olarak çeviremiyorum. Daha çok tipiden kaçıp dinlendiğiniz, şömine ateşiyle ısındığınız ve lezzetli yemeklere doyduğunuz bir yer. Ana yemek olan rengeyiği kalbine, şaraplar eşlik ediyor. Elektrik yok, mumla aydınlatılıyor...


Haber: Levent Özçelik

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.