Otelin lobisinde uzaktan gördüğümde “Bu kadar da benzeyemez” dedim. Filmlerde izlediğimiz efsanevi sarışın Marilyn Monroe, yüzünde ünlü gülümsemesi ve küçük adımlarla bana doğru geliyor sanki. Gelen, Monroe’ya benzerliğiyle ün salan ve 65. Cannes Film Festivali’nde “Europe’s Best Marilyn Monroe Tribute Artist” seçilen Claudia Rooij... Kalamış Marina’daki Wyndham İstanbul Hotel’in birinci doğum günü partisinde performans sergilemek için İstanbul’daydı. Jennifer Lopez ve Prince’in klip ve konserlerinde sahne alan Rooij’in işi bu, Marilyn olmak. Hollandalı 42 yaşındaki sanatçıyla Marilyn olmayı konuştuk...


Marilyn’le tanışmak büyük mutluluk!

Teşekkürler...


Marilyn mi cevap verdi Claudia mı?

Bu Marilyn’in sesi.


"Marilyn de hiç kendi gibi konuşmadı"


İçinizde gerçekten bir Marilyn, bir de Claudia mı var?

Claudia olarak konuşabildiğim için çok mutluyum. Çünkü zaten Marilyn de hiçbir zaman kendi gibi konuşmadı. Sadece bir röportajında gerçek sesini duydum, o da tamamen bambaşka bir insandı.


Çok araştırdınız mı Marilyn’in hayatını?

Evet araştırdım ve araştırıyorum da. Çok sıkı fanları kadar bilmiyor olabilirim, ama ben de biliyorum.


Ne zaman Marilyn olmaya karar verdiniz?

7 yıl önce. Tanımadığım bir kadın bana geldi ve Marilyn’e çok benzediğimi söyledi. O zaman karar verdim. Benim gerçek saç rengim de onun orijinal saç rengiyle aynı; patlıcan kızılı.


"Marilyn hem iş hem de bir hobi"


Bir kadının sözüyle karar veriyorsunuz ama sonra işiniz oluyor.

Evet öyle oldu, çünkü zaten şarkıcıydım. Marilyn’i çok seviyordum, filmlerini seyrediyordum. Benim için Marilyn hem iş hem de bir hobi. Onu öğrenmek, onun hakkında çalışmak istiyorum.


Marilyn olmak karın doyuruyor mu?

Biri aldığım parayı duyduğunda “Vauv” diyebilir ama arkasında çok büyük bir çalışma ve hazırlık süreci var.


Duyalım bakalım “Vauv” diyecek miyiz?

Faturalarımı ödüyor ve dışarıda başka bir işim yok. Ama kocam çalışmak zorunda, yani o kadar çok kazanmıyorum.


Nasıl bir hayat şekli Marilyn Monroe olmak? Sürekli seyahat mi ediyorsunuz?

İstanbul’a gelmek mesela çok güzel. Çok sevdim İstanbul’u ama trafiği hiç sevmedim. Yaşadığım ülke Hollanda küçük olduğu için bir yerden bir yere gitmek rahat. Çalışmak güzel ama Marilyn olmak uzun sürüyor.


Marilyn olmak için kaç saat makyaj yapıyorsunuz?

2 saat sürüyor. Ama bugün hazırlanmak için 50 dakikam vardı. Marilyn’e dönüşmek için ne kadar çok zaman harcarsam o kadar iyi hissediyorum kendimi.


Marilyn’e gerçekte de benziyorsunuz, yoksa bana 5 saat makyaj yapsalar bu kadar benzeyemem. Bence denemelisiniz.


Makyajı çıkardığınızda benziyor musunuz?

Surat yapım ona benziyor, evet.


Kaç estetik yaptırdınız ona benzemek uğruna?

Estetik ameliyat yaptırmadım. Sadece saçımın rengini açtım o kadar.


Kendiniz mi yapıyorsunuz makyajınızı?

Marilyn fotolarını alıyorum, aynanın önüne koyuyorum, baka baka onun suratını kendime aktarmaya çalışıyorum. Zaten 12 yaşından beri makyaj yaptığımdan benim için kolay


7 yıldır sahnede Marilyn’siniz... Günlük yaşamınıza zaman zaman Marilyn müdahale ediyor mu?

1950’leri çok seviyorum. 50’lerden kalma bir arabamız var. 30’larda yapılan evde yaşıyoruz. Eşim de çok seviyor. O yılların giyim tarzını da çok seviyorum. Ancak kendim olduğumda daha rahat şeyler tercih ediyorum. İstanbul’da kendine iyi bakan ve sitil sahibi kadınlar görüyorum. Ben onlardan daha sadeyim. Star olabilmek ve öyle hissetmek çok güzel. Hollanda’da makyajımı çıkardığımda normal insana dönüşebiliyorum ama İstanbul’da dikkat çekiyorum.


Bakkalınız sizi Claudia diye mi yoksa Marilyn diye mi karşılıyor?

Claudia olarak karşılıyor ama Marilyn olarak da biliyorlar, hatta telefonlarına da Marilyn olarak kaydediyorlar.


"Kendim olmak için zamana ihtiyacım oluyor"


Bu durum ruhunuzda bir sorun yaratmıyor mu?

Çok fazla performans sergilediğim zaman kendim olmak için zamana ihtiyacım oluyor. Diva olmak istemiyorum. Marilyn’in hayatı hakkında çok okuyorum, çok fazla onun içine giriyorum bu da depresyona yol açabiliyor. O nedenle eşimle ve ailemle geçireceğim zamanı ayrı tutuyorum. Aksi takdirde tehlikeli olabiliyor. Bir tane Marilyn Monroe sanatçısı intihar etmişti hatırlarsanız.


Depresyona girdiğiniz ve önlemler aldığınız oldu mu?

Sınır çizmem gerektiğini, ara vermeyi ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. Sonuçta kendi kendimi şarj etmem için zaman ayırmam gerekiyor. Eğer yapmazsam kendimi tükenmiş hissedebiliyorum.


Marilyn’den kurtulmak ve depresyona girmemek için ne yapıyorsunuz peki?

Spor yapıyorum, doğaya çıkıyorum ve arkadaşlarım ve ailemle birlikte zaman geçiriyorum.


"Hayatı beni üzüyor, depresyona giriyorum"


Marilyn olmak biraz da depresif olmak değil mi zaten?

Rolün kendisi değil. Çünkü insanlar Marilyn’i görünce çok mutlu oluyor; Marilyn olduğum zaman bana çok fazla enerji veriyorlar. Performansımla sahnede durabiliyorum ve enerji alışverişi kurabiliyorum. Ama televizyon şovunda seyirci yoksa enerji alışverişi olmuyor, seyircilerin enerjisi çok daha farklı bir şey. Onun kişisel hayatını aslında bilmemem gerekiyor çünkü onun işiyle ilgileniyorum. Ancak hayatı hakkında öğrendiklerim beni üzüyor, depresyona giriyorum. Ama rolü çok heyecanlı, özel elbiseler giyiyorum. Onunla şarkı söylemek çok güzel. Çok iyi bir işim var.


"Kocam Marilyn’i değil Claudia’yı görüyor"

Kaç yıllık evlisiniz?

13 yıl oldu.


Marilyn olmadan önce evlendiniz yani...

Evet, kocam daha uzun saçlı bir kızla evlenmişti. Şimdi platin saçlarım var


Memnun mu durumdan?

Memnun.


“Kıskanmıyor mu sizi” diye çok soruyorlardır?

Soruyorlar evet... Beni kıskanmıyor çünkü beni eve götüren tek erkek o. Kocam benimle çok gurur duyuyor. Şovlarıma geliyor. Onu gururla bana bakarken görüyorum.


Siz kocanızdan Marilyn’i kıskanıyor musunuz?

Kocam bende Marilyn’i değil, Claudia’yı görüyor. Makyajımı çıkardığım zaman beni tercih ediyor.


Aşkı da Marilyn gibi mi yaşıyorsunuz?

Marilyn sürekli onaylanma ve beğenilme bekliyor. Mükemmel olduğunun bir şekilde onaylanmasını istemiş hep. Biz kocamla sadece birbirimizi seviyoruz, Marilyn ise hep sevgiyi aramış. Karşısındaki erkeklerden hiç emin olamamış, olmadığı için de hep “Beni seviyor mu, kabul ediyor mu” diye kontrol etmiş. Ancak ben, kocamın beni sevdiğini çok iyi biliyorum.


Kocanız eskiden Marilyn’e benzediğinizi hiç söylemiş miydi?

Bir kere söylemişti evet. Çok klasik bir yüzümün olduğunu söylüyordu.


Marilyn gibi kalmak için ne kilo almalı ne de zayıflamalısınız, kilo kontrolü zor oluyor mu?

Çok şişman olamam ama zayıf da olmama gerek. Çok yoğun çalıştığım zamanlarda zayıfladığımı hissedebiliyorum, daha fazla yemem gerekiyor.


Kilo vermemek için ne yediğinizi tahmin etmek zor değil.

Çikolata. Çok sık yemek yiyorum. Yediklerimi görenler ne kadar çok yediğime şaşırıyor.


Claudia daha zayıf mı daha şişman mı olmak ister?

Biraz daha zayıf olmak ister.


Kaç yaşında kadar Marilyn olacaksınız?

Marilyn 36 yaşına kadar yaşadı. Ben 42 yaşındayım. İnsanlar bana kendimi yaşlanmış hissettirene kadar Marilyn olacağım. Kocamdan da özellikle rica ediyorum, yaşlandığımı bana söylesin diye. Amerika’da bir arkadaşım 20 yaşından beri Marilyn ve 50’li yaşlarda hâlâ çalışıyor. 10 yıl daha yapabileceğimi umut ediyorum.


Marilyn’in benzerleri çok. En çok ben benziyorum, diye birbirinizi kıskanıyor musunuz?

Ünlülerin benzerleri yarışması her yıl yapılıyor. Onların çoğuyla da ilişkim var, çoğu arkadaşım. Ancak her Marilyn bambaşka bir Marilyn sergiliyor. Marilyn o kadar çok yönlü bir isim ki.


Siz hangi Marilyn’siniz?

Daha tatlı, daha masum olanı... O kadar renkli ve farklı renkleri var ki onun. Her Marilyn bir yanını sahiplenmiş. Ben pürüpak, neşeli ve masum halini sahiplendim. Bazısı daha seksi ve diva halini sahipleniyor.


Beğenmedikleriniz var mı aralarında?

Beğenmediğim aptal ve sarhoş görünenler... Çok seksi görünen, g-string giyen beyaz elbiseli Marilyn değil.


Marilyn yaşasaydı nerede olurdu?

New York’ta yaşamayı çok severdi, orada olurdu.


Marilyn olmadan önce de şarkıcıymışsınız. Kendiniz olarak değil de Marilyn’le ünlü olmak sizi üzmüyor mu?

Hayır hayır... Çünkü kendim olarak da şarkı söylüyorum zaten. Ancak çok ünlü değilim. Belki olurum ama. Mutsuz değilim. En çok da huzurevlerinde performans göstermeyi seviyorum. Alzheimer hastalarına gençlik dönemlerinden bütün şarkıları söylüyorum, hemen uyanıyor ve kafalarını kaldırıyorlar. Bu çok güzel bir duygu.


Röportaj: Aysun Öz

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.