Aman Allah’ım, o bacaklar nasıl bu kadar ince olabilir?” Özge Ulusoy’u gördüğünüzde düşüneceğiniz ilk şey bu olacak... Biz o kadar yoğun bir dönemde, o kadar iki arada bir derede buluşmaya karar verdik ki, “Nasıl olacak bu sohbet” derken bir anda kendimizi bir yatağın üzerine yayılmış kız kıza dedikodu yaparken bulduk. Özge, paylaşıma çok açık bir insan. Ne sorsam tüm içtenliğiyle cevapladı. Bu sayede, özellikle sosyal medyada çok konuşulan göbek deliği mevzusundan ses tellerine kadar hemen her şeyi konuştuk. Tabii bazen magazin basınının ilgisinden yorulmuş bir isim olarak şu an Show TV’de sunduğu, pazartesi akşamları 23.15’te yayınlanan ama kaçıranlara tekrarları da eksik olmayan magazin programı Hey Canlı’dan da bahsettik.

Magazin programı sunman yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi bir şey oldu!

Doğru söylüyorsun, ama biz ekran önünde yer alan ünlü insanlarız. Benim hayatımı kimse merak etmesin” demek gibi bir şansımız yok. Bu işi yapıyorsanız elbette magazin muhabirleri sizinle ilgili haberler yapacak.

Aran iyi mi magazin gazetecileriyle?

Herkesin yaptığı işe saygı duyuyorum. Yalan yanlış sözler, rencide edici haberler olmadığı sürece magazinin hep yanında oldum. Neticede onlar da mesleklerini yapıyor. Çok düzgün, kaliteli haber yapanlar var.

“Hey Canlı”nın etik değerlerin tamamına uyduğuna kefil misin peki?

Bütün ekibimizle beraber ahlaklı haberler yapıyoruz. “Kim nerede sarhoş olmuş” ya da “Kim kiminle nerede basılmış” içerikli haberlere yer vermiyoruz. Tabii ki ünlü birinin ayrılık haberini ya da herhangi bir mekândan çıkarken ki görüntülerini yayınlıyoruz. Sanatçıların konser haberlerini yapıyoruz. Programın içeriğini zenginleştirmek için sergilere, defilelere gidiyoruz. Haberini yaptığımız ünlünün mesleki anlamda neler yaptığına da değiniyoruz.

Magazin başka nasıl yapılır ki?

Mesela ayakkabımı düzeltmek için eğiliyorum. O esnada bir kare fotoğrafımı çekip altına neler yazdılar anlatamam. Çamur at izi kalsın mantelitesi de var.

Bu işi kaliteli yapanlar kimler?

Yeni jenerasyon magazinci arkadaşlarımızın daha saygılı olduklarını görüyorum. Hem mesleklerine hem de karşılarındaki insana daha saygılılar. Modelliğe ilk başladığım yıllarda öyle magazinciler vardı ki karşısındaki insanla nasıl konuşması gerektiğini bilmiyordu. Şimdi “Özge Hanım” diye hitap ediyorlar. “Siz” diye konuşuyorlar. Sordukları sorular sadece özel hayata dair olmuyor. Yeni projelerimi soruyorlar, yapacağım işleri merak ediyorlar. Artık kaliteli magazin yapılmaya başladı.

"Eskiden oturur ağlardım"

Böyle düşünüyor olmanın yeni programınla bir alakası olabilir mi?

Yok. Eski röportajlarıma da bakarsak hep bunu söylemişimdir. Benim hakkımda yalan yanlış bir şey yazılmadığı sürece magazine hiç karşı olmadım. Çünkü bizim de magazincilere ihtiyacımız var. Karşılıklı bir ilişki bu. Zaten hiçbir zaman özel hayatımı gizli saklı yaşamadım. Magazinci arkadaşlar beni sever, benim de çok sevdiğim magazin muhabirleri var.

Belki son zamanlarda seni sinirlendiren bir haber de yapılmadı...

Yapılmadı gerçekten. Hem artık yapılsa da üzülmüyorum. Eskiden oturur ağlardım, sinirlenirdim. Ama diyorum ya artık öyle kötü haberler de yapılmıyor.

Bir göbek deliği muhabbeti vardı ama...

Aynen, o efsane oldu. Bu yaz çekilen bir fotoğrafta göbek deliğim öyle bir yerde görünmüş ki olay yarattı. Ama bir de kendi vücuduma bakıyorum, gayet normal, yerli yerinde. “Karnını gerdirdi ondan böyle oldu” diyenler de var. Ama baksana halime, kolu bu incelikte olan biri karnını neden gerdirsin? Yanlış bir açıdan dolayı öyle göründü herhalde.

Zaten öyle bir anormallik olsa fark ederdik herhalde önceden.

Tabii ki. Daha önceden bikiniyle görüntülenmiş, haydi onu bırak mayo-bikini defilelerine de çıkmış bir insanım. Kritik bir durum yok, yaşıyorum hâlâ. Şaka bir yana, göbek deliğim sosyal medyada fenomen oldu.

Hatta “Özge Ulusoy’un göbek deliği” diye başlık açmışlar ekşisözlük’te.

Orada hakkımda 26 sayfa yorum varsa bunların 24’ü göbek deliğim hakkında. Çok zekice yapılmış espriler var. Ben haftalarca hakkımdaki yorumları okudum ve çok eğlendim. Ayrıca benim hayatımda bir de Survivor dönemi var. Aylarca ekran karşısında bikiniyle gezdim.

"Yaşıtım olan genç kızlardan farkım yok"

Survivor demişken, herhalde kariyerinin dönüm noktasıydı...

10 yıldır modellik yapıyorum. Türkiye’deki bütün önemli tasarımcılarla çalıştım. Yurtdışında önemli birçok markayla çalıştım. Buradaki her moda haftasında görev aldım. Beni sadece moda camiası tanıyordu. Survivor sayesinde bütün Türkiye’nin tanıdığı bir insan haline geldim.

Gerçek Özge’yi mi tanıdık peki?

Orada rol yapmak gibi bir şansınız yok. Haydi ilk birkaç hafta kendini gizlemeye çalışabilirsin ama sonrasında mümkün değil. Ben zaten genel olarak cana yakın, arkadaş canlısı, normal bir genç kızım.

Normal derken?

Yakın arkadaşlarıyla ya da ailesiyle vakit geçiren biriyim. Yani yaşıtım olan genç kızlardan hiçbir farkım yok. Herkes gibi sıradan bir hayat sürüyorum. Survivor’da yarıştığım dönemde de insanların bu özelliklerimi sevdiğini düşünüyorum. Ben zaten çok güçlü, mücadele edebilecek bir kız değilim. İnsanlar beni tam anlamıyla tanısın diye gittim.

Fırsatları değerlendirmek lazım...

Evet, Acun Ilıcalı bana çok büyük bir şans verdi ve ben de bunu değerlendirdim. Çalıştığım bütün ekiplerle çok iyi anlaşarak, çok mutlu çalıştım. Acun Medya ekibi de çok severek çalıştığım bir ekipti. Onlar çok büyük bir aile. Acun zaten kalp olarak çok iyidir, adaletlidir.

İletişiminiz sürüyor mu?

İkimiz de çok yoğun çalışıyoruz. Arada telefonlaşıyoruz. Ama görüşmesek de programlarını sürekli takip ediyorum. Ekibiyle de görüşüyorum.

"Sosyal medyadan destekledim"

Ivana Sert’in de kadroda olduğu, Show TV’deki Moda Takibi programını izledin mi?

Henüz izleme fırsatım olmadı ancak program başlamadan önce sosyal medyadan onları destekledim. Ekranlarda her zaman bir moda programı olması gerektiğini düşünüyorum. Çok esprili ve eğlencelidir diye düşünüyorum.

Sert eleştirilince eğlenmeyenler de olabilir...

Ivana ve Seren Serengil olayını kastediyorsun sanırım. Ben Seren’in cevabını kendi programımda sunarken gördüm. Geçmiş olsun, bayram da geldi geçti artık barışsınlar. Şaka bir yana olayı tam bilmiyorum ama eleştiriye açık olmamız gerek.

Sen açık mısın?

Çoğu zaman ben de kendimle ilgili birçok haber görüyorum. Kıyafetlerimi eleştiriyorlar. Ben beğenmişim ki giymişim, kime ne?

"Her şey yolunda"

Bale okumuşsun ama seni hiç bale yaparken görmedik.

Aslında iki üniversite okudum. Not ortalamam çok yüksekti o yüzden erken bitirdim. Bir sene sonra da sanat yönetimi okudum. İleride o meslekle ilgili çalışmak istiyorum.

Okumaya devam edecek misin peki?

Halkla İlişkiler ya da benzer bir dalda yüksek lisans yapmak istiyorum. Eğitim hayatını seviyorum. Zaten benim ablam yardımcı doçent, annem üniversitede öğretim görevlisiydi, babam da askeri hâkimdi. Bizim ailede okumak sevilen bir şey.

İş ve okul dışındaki özel hayatın ne âlemde?

Her şey yolunda. Az ve öz yakın arkadaşım ve yolunda giden yeni bir ilişkim var. Onun hakkında da doğruluk payı olmayan birçok şey yazılıp çiziliyor.

Ne gibi?

Nişanlandılar, evleniyorlar gibi haberler okuyorum. Henüz çok yeni bir ilişki. Birbirimizi tanıyoruz, çok da keyifli vakit geçiriyoruz. Öyle bir şey olması için çok erken. Olursa da zaten hiç saklamam, söylerim.

"Sesimi seksi bulanlar var"

O çok merak edilen soruyu sorayım artık sana; sesinde bir problem mi var?

Kendime has bir sesim var, doğrudur. Ses tellerimde nodül var. Onu sürekli kontrol ettiriyorum. Ama nodülüm olmasa da ses tonum hep böyleydi. Herhangi bir operasyon da geçirsem sesim incelmeyecek ya da hiçbir zaman Ebru Gündeş sesine sahip olmayacağım.

Senin bir rahatsızlığın var mı bu konuda?

Tek sıkıntım soğuk havalarda sesimin hemen kısılması. Onun dışında bir problemim yok. Sesimi çok seviyorum. Ayrıca insanların bir kısmı sesimden nefret etse de sesimi seksi bulanlar da var.

Niye bu kadar dikkat çekti acaba?

Upuzun, incecik kız görüntüsüne çıtı pıtı bir sesi yakıştırdılar sanırım.

Röportaj: Aslı Öztürk