Bu yazıyı Sezen Cumhur Önal yazıyor olsa John Legend’dan “Çikolata renkli sanatçı” diye bahsederdi. Bu tanımını müsaadenizle “Çikolata kadar baştan çıkarıcı sanatçı” olarak değiştiriyorum. Evet, bir Lenny Kravitz değil ama kimse Lenny değil zaten.


John Legend hem sesiyle hem yakışıklılığıyla yeni caz, hip hop ve soul dünyasının efsanesi. Tıpkı soyadı gibi (Legend İngilizce efsane anlamına geliyor). Gerçek adı John Roger Stephens. 9 Grammy ödülü var. Kanye West, Jay-Z, Will.i.am, Sade gibi isimlerle çalışarak sahne isminin hakkını daha çok veriyor.


Röportaj için telefonum çaldığında ben heyecanlı, o yorgundu. Bir klasik olarak önce “sanatçının asistanı” ile görüşeceğimi düşünerek açtım. “Alo” der demez Legend’ın sesini duymayı beklemiyordum. O yüzden “Beni hazırlıksız yakaladınız, asistanınız arar sanıyordum, bir saniye kahvemi bırakmam için bekler misiniz” diyebildim.


California’dan arıyordu ve muhtemelen ben uyanmak için kahve içerken o çoktan cuma gecesi eğlencesini bitirmiş, uyku modundaydı. Neyse ki son soruya kadar sabırla cevap verdi.


İstanbul’a gelmeye hazır mısınız?

Çoktan beri hazırım. İstanbul’un ne kadar güzel bir şehir olduğunu, kültürünü o kadar çok duydum ki orada sahneye çıkmak için sabırsızlanıyorum.


İstanbul’da yaşanan olayları duydunuz mu? Çoğu kişi konserini iptal etti, siz korkmuyor musunuz buraya gelmekten?

OccupyGezi’den mi bahsediyorsun? Tabii ki duydum ve sizi çok takdir ettim.

Neden korkayım ki? Amerika’da olanlar da farklı değil. Önemli olan hakkını aramak. Bu yüzden konserimi iptal edecek değilim.


Müzikten bahsedecek olursak, yeni albümünüzü bekliyoruz hâlâ... Yeni şarkılarınız bizi seksi bir albümün beklediğini gösteriyor sanki...

Evet, albümün bir kısmı oldukça seksi. Parçaların her öğesi aşk temalı ve tabii içinde seksi de barındırıyor.


Evlenmek üzere olmanızın bunda etkisi var mı? Evlilik süreci müziğinizi nasıl etkiledi?

Bu cevaplaması zor bir soru. Çok özel bir süreç tabii ama evlilik sürecinin şarkılarımı nasıl etkilediğini konserde görebilirsin!


Albümünüzün adı “Love in the Future” (Gelecekte Aşk). Aşkın gelecekte de devam edeceğine, sonsuz olduğuna inanıyor musunuz gerçekten?

Umarım öyledir! Evlenmek üzereyken buna inanmaktan başka çarem yok!


Albümün ilk klibini Tonight şarkısına çektiniz ama aynı klibin 2 versiyonu var. Biri daha müstehcen, diğeri daha “edepli.” Neden böyle bir şey yaptınız?

Aklımızdaki klip fikrinin her yerde ve herkes tarafından izlenmesi zordu. Bence

“Müstehcen” dediğiniz versiyonu çok daha güzel ama bazı insanlar çıplaklıktan korkuyor maalesef. Bir şarkının nasıl radyo versiyonu, albüm versiyonu, konser versiyonu varsa kliplerin de artık televizyon versiyonu ve internet versiyonu olabilir. Böylece hem çıkış şarkısından hem de hayalini kurduğumuz klipten vazgeçmemiş olduk. İyi bir iş çıktığını düşünüyorum.

"Parası olan herkes yardım etmeli"

Sizi müziğiniz kadar yaptığınız hayır işleriyle de tanıyoruz. Bugüne kadar yaptıklarınız arasında en tatmin edici olan hangisiydi?

Her birinin ayrı bir tatmin noktası var. Başlı başına yardım etmenin kendisi tatmin edici. En son 1 Haziran’da Gucci’nin Londra’daki yardım konserinde sahne aldım. Güvenlik, sağlık ve eğitim konusunda kadınlar için eşitlik isteyen bir kampanyaydı.


Son zamanlarda ünlülerin bu tarz işlerde yer aldığını daha sık duyuyoruz. Bu güzel bir trend haline mi geldi?

Bilmiyorum. Bir trendse bile dediğin gibi güzel. “Ünlü” dediğimiz insanlar çoğu kişiden daha fazla para kazanıyor. Çok kazanan, parası olan herkesin maddi veya manevi hayır işlerinde bulunması, kazandığını paylaşması gerekli.


Bundan sizin de çok kazandığınız sonucu mu çıkıyor?

Eh, fena kazanmadığımı itiraf edebilirim.


Röportaj: Heja Bozyel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.