Yazın ilk ayı geride kaldı. Ramazan'dı, bayramdı derken, Temmuz ayı ile birlikte yola çıkacakları tatil heyecanı sardı. Onlardan biri, daha doğrusu ikisi de Songül Yıldırım ve oğlu Tufan. Çünkü ana-oğul, 1 Temmuz'da Ege ve Akdeniz bölgesini otostopla karış karış gezmeyi planlıyorlar. Sırt çantaları hazır, bayramın geçmesini bekliyorlar.


Songül Hanım, 37 yaşında, ailesiyle birlikte Ankara Keçiören'de yaşıyor. Devlet Opera ve Balesi'ndeki işinden ayrılmış. Şu an iş arıyor. İki oğlu var. Büyük oğlu Tufan 18 yaşında, Etlik Anadolu Lisesi'nden bu yıl mezun olmuş. Diğeri ise 17 yaşındaki Volkan, Nuri Pakdil Anadolu Lisesi'nde okuyormuş.


Böyle bir yolculuğa nasıl karar verdiniz, dedim. Tufan'ın hayali doktor olmakmış ama bu yıl istediği puanı alamamış. Bir gün Songül Hanım'a "Anne sana bir şey söyleyeceğim, ama hemen hayır deme. Eğer bunu kabul edersen seneye söz, tıp fakültesini tutturacağım" demiş. Sonrasını ve neler hissettiğini, Songül Hanım anlatıyor: "Söyle, dedim. 'Birlikte otostop ile Ege ve Akdeniz turuna çıkalım mı?'diye bir teklifte bulundu. Bana önce hiç sıcak gelmedi. Nasıl olur? Ne yaparız? Başımıza kötü bir şey gelebilir, diye birçok şey ürettim, ama Tufan çok kararlıydı. Gerekirse kendi başına gideceğini, söyledi. Ben önce hiç bir şey söylemedim, biraz düşündüm, bu oğluma iyi gelecekti. Tamam, dedim."





'Ben yaşamadım, onlar yaşasın'

Daha önce böyle bir geziye çıkmamış Songül Hanım, "İlk tecrübemiz olacak. O yüzden çok endişeliyim aslında" diyor, ama şu anlattıklarına bakılırsa kendinden ve oğlu Tufan'dan çok emin: "Ben 15 yaşında evlendim. Küçük yaşta evlendiğim için içimde çok yaşanmamışlıklar var. Çocuklarımla büyüdüm ve isteklerime hep kelepçe vurulduğu için, çocuklarımın içinden nasıl geliyorsa öyle yaşamalarını istiyorum. Hiçbir konuda engel koymak istemiyorum, onlara zarar gelecek şeyler dışında. Ben yaşayamadım onlar yaşasın, düşüncesiyle hareket ediyorum. Bu arada oğluma da çok güveniyorum. Hep yaşından büyük düşünür, mantığıyla hareket eder. Onun da rahatlığı var içimde. Bizim Tufan ile ayrı bir iletişimimiz var. Çok iyi anlaşırız,sanki bir arkadaş gibi. Birlikte güler, birlikte ağlarız. Kafa yapılarımız da çok uyar, hemen hemen aynı şeylerden hoşlanırız."


Çocuğunu bu konuda yüreklendirip destekleyerek çok önemli bir rol model olduğunu, söylüyorum. Eşinin ve çevresindekilerin, bu gezi planını duyduklarında ne dediklerini merak ediyorum. Fakat öğreniyorum ki; Songül Hanım, eşine plandan söz etmemiş: "Açıkçası, eşime henüz tam olarak söylemedim. Söylesek de kabul edeceğini sanmıyorum. Ama sıkıntı yapmaz. Ona, grup olarak gideceğiz, dedik. Diğer oğlumun da dersanesi var, zaten o bizle pek takılmaz. Çevremdeki pek kimseyle paylaşmadım planımızı, sanırım duyanlara da sürpriz olacak. Çünkü pek sıcak bakacaklarını zannetmiyorum. Onlar böyle bir şeyin delilik olacağını düşünürler."


'Çılgınlık gibi geliyor'

Gezi güzergahını merak ediyorum. Heyecanlı mısınız, hazırlıklar nasıl gidiyor, diyorum. Songül Hanım, "Çok heyecanlıyım. Nasıl olacağını bilmiyorum. Neler yapacağımıza, neler yaşayacağımıza dair hiçbir fikrim yok. Bazen bana da çılgınlık gibi geliyor ama Tufan'a söz verdim" diyor. Belli bir güzergah planları yokmuş. Ama Eskişehir'den başlayıp Bursa, Balıkesir, Çanakkale, İzmir, Aydın ve Muğla güzergahında ilerlemeyi düşünüyorlarmış. Tek eksikleri olan çadırı da temin etmişler, artık tüm malzemeleri hazırmış.


Eğer bu geziyi başarıyla tamamlar ve bekledikleri gibi olursa bundan sonra Türkiye'nin her yerini gezeceklerini söylüyor, Songül Hanım. Döndüklerinde ise geziyi herkese büyük bir gururla anlatmayı planlıyor. "İnşallah her şey istediğimiz gibi giderse döndüğümüzde bizim için çok büyük bir anı olacak."


Hayriye Mengüç


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.