Bu evrensel gerçeği kabul ederek başlayalım; herkesin tuhaf davrandığı anlar vardır, hatta tanıdığınız en kendine güvenen ve kusursuz insanların bile. Patronunuza yanlışlıkla “Seni seviyorum!” mesajı mı gönderdiniz? Çalışma arkadaşınız koridorda yürürken kendi ayaklarına takılıp düştü mü? Yalnız değilsiniz. Kendinizi Tuhaflık Ordusu’nun resmi bir üyesi olarak kabul edin, bu destekleyici topluluk, o garip anlarımızı, onları gizlemek yerine, ve ortak insanlığımızı kutlar. Diğer üyelerinizden bazıları şunlardır:


  • Tüm gün boyunca ayakkabısına tuvalet kağıdı yapışmış olan ultra keskin yönetici
  • Barista “Kahvenizi afiyetle için!” dediğinde “Siz de!” diye cevap veren çalışan
  • Arkasındaki birine el sallayan çalışma arkadaşı
  • CEO’ya “Anne” diye hitap eden stajyer

Bu doğal ve insana ait anlar, hayatın doğal belirsizliğinden doğar ve tuhaf anlardan kaçınmak, belirsizliği tamamen ortadan kaldırmanın şifresini çözmek demektir. Hepimiz bu gibi durumlar yaşadık ve diğer herkesin de bunu anlayabiliyor olması, bir sonraki tuhaf anınızdan daha hızlı toparlanmanıza yardımcı olacaktır. Tuhaflık Ordusu’nun bir üyesi olmak, bu anlar kaçınılmaz olduğunda yalnız hissetmek yerine, paylaşılan deneyimlerimizde huzur, destek ve bolca gülme bulmak anlamına gelir.


Duyguları kanıttan ayırın

Tuhaf davrandığımız bir anın ardından, zihnimiz genellikle felaket moduna geçer. “Artık iş arkadaşlarım benim tam bir utanç kaynağım olduğumu düşünecek ve kariyerim mahvoldu!” diye bağırır içsel eleştirmenimiz.


Bu anlarda, kanıtı duygudan ayıracak kadar durmak faydalıdır. Sosyal bilimler bize gösteriyor ki, çoğu zaman insanlar kendi hatalarına o kadar odaklanmışlardır ki, başkalarının hatalarını derinlemesine fark etmezler. Psikologlar buna “Projektör Etkisi” diyorlar; yani biz, başkalarının bizim gaflarımıza ne kadar odaklandığını fazla abartıyoruz.


Bir dahaki sefere tuhaf davrandığınızı hissettiğinizde, bir nefes alın ve içsel eleştirmeninizi gerçeklik kontrolünden geçirin:

  • Gerçekten düşündüğüm kadar kötü mü?
  • Çalışma arkadaşım bunu yapsa nasıl tepki verirdim?
  • Burada en kötü (gerçekçi) sonuç ne olur?

Durup durumu gerçeklik kontrolünden geçirecek kadar uzun süre durmak ve kendinize bazı sorular sormak, gerekli perspektifi yeniden kazanmanıza yardımcı olur. Ortada, duygularınızın iddia ettiği kadar büyük bir mesele olmadığı muhtemeldir.



Yanlış başlangıçlar için alan bırakarak küçük adımlar atın

Artık Tuhaflık Ordusu’na katıldığınıza göre, bu duyguyu biraz daha yakından tanımanın zamanı geldi. Tuhaflık, rahatsızlık veren bir duygudur, ancak diğerlerinden farklı olarak sosyal bir duygudur; sadece başkalarının önünde hissederiz. Tuhaf davranma toleransımızı geliştirmek, sosyal kaslarımızı güçlendirmekle başlar. Küçük küçük başlayarak, başkalarının önünde küçük hatalar yapmanıza izin verin:

  • Süpermarket kasasında telefonunuzu cebinizde tutarak birine selam verin
  • Bir toplantıda saçma bir şey söyleyin, hatta birkaç boş bakış alsanız bile
  • Kötü bir şaka yapın, sadece nazik bir kahkaha alsanız bile
  • Hatalarınızı küçümsemek yerine tam anlamıyla kabul edin
  • “Saçma” sorular sormaktan çekinmeyin, kafanız karışık olsa bile

Nasıl algılanacağımızdan veya utanmaktan korkarak risk almaktan kaçındığımızda, kendimizi kısıtlarız. Tuhaf davranmaktan kaçmak yerine ona yönelmek, zamanla güven ve dayanıklılık inşa eder. Tekrarlarla, o “tuhaf” anların o kadar kötü olmadığını fark edersiniz ve aslında, büyümenize yardımcı olmanın anahtarı olduklarını görürsünüz.


Yanlış başlangıçlar yapmanız doğaldır. Belki bir video görüşmesinde fazla paylaşımda bulunur veya fazla anlamsız şaka yaparsınız. Sorun değil; bunların hepsi sürecin bir parçasıdır. Ne öğrendiğinizi düşünün ve bir dahaki sefere daha yüksek hedefleyin. Büyüme, deneme ve yanılmadan gelir.


Tuhaf davranmak her zaman kötü değildir

Tuhaf davranışları kabul ettiğinizde, avantajlarını fark etmeye başlarsınız. Yapılan son araştırmalar, tuhaflığın iş yerinde faydaları olduğunu bile buldu: Tuhaf davranışlar, özgünlüğü gösterir. İnsan olmanız, sizi daha ilişkilendirilebilir kılar. Genel olarak akıllı ve yetenekli biri olarak görülüyorsanız, araştırmalar, insanların aşırı kusursuzlaşmış bir versiyonunuz yerine tüm insanlığınızı, hatalarınızla birlikte, görmenin ferahlatıcı olduğunu ortaya koyuyor.


Tuhaf davranışlar, daha derin bağlantılar kurar. Açılmak sizi daha ulaşılabilir kılar. Çalışma arkadaşlarınız paylaşılan tuhaflıklarınıza kendilerini bağlayabilir. Unutmayın, bu herkesin duygusu ve bu anları bir başkasıyla paylaşmak, bağlantımızı hızlandırır ve bizi daha rahat, yaratıcı bir duruma geri götürür.


Tuhaflık, hafiflik katar. Araştırmacılara göre, hafif bir tuhaflık, özellikle anı gülerek geçirebildiğinizde, sizi daha özgüvenli ve yetkin gösterir. Kahkaha, bizi birleştirir, kortizol (stres hormonu) salgısını baskılar ve sosyal bağlanmayı teşvik eden oksitosin salgılar. Tuhaf bir anda hızlı ve stratejik olarak kullanılan mizah, ortak bir hafiflik anına dönüşür. Bir dahaki sefere ağzınızdan bir laf kaçırdığınızda veya sakar bir an yaşadığınızda, kendinize nazik davranın. Bunu arkadaşlık ve dayanıklılık inşa etme fırsatı olarak görün.



Kaynak: Henna Pryor. “Why It’s Okay To Be Awkward (Even At Work!)”. Şuradan alındı: https://www.thegoodtrade.com/features/okay-to-be-awkward/.





YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.