Psikolojiye ilgi duyanlar iyi kurgulanmış ve bağlamını kaybetmeyen bütün büyük romanları severek okuyacaklardır. Ama özellikle ruhsal bunalımlardan kaynaklı sıkıntılar yaşayan karakterleri içeren ya da hasta ve doktor, danışan ve terapist ilişkilerini konu alan romanları derledik.


Sana Gül Bahçesi Vadetmedim - Joanne Greenberg

İlk kez 1964 yılında yayınlanan psikolojik/otobiyografik bir kurgu niteliği taşıyan, hayata dair tatlı detaylar da barındıran bir kitap. Yazarı Joanne Greenberg 1932 yılında New York’ta doğmuştur. Bu romanında ise henüz gençken geçirdiği akıl hastanesi deneyimini okuyucuya aktarmaktadır. Her ne kadar edebi değeri ve yaklaşımı ile ilgili büyük tartışmalara neden olsa da okunmaya değer bir roman yazdığı aşikâr. Küçükken maruz kaldığı yalanlar, ikiyüzlülükler yüzünden kendi içine kapanan ve kendine alternatif bir dünya yaratan, sonra ise hayatı boyunca normal olmaya çabalayan Deborah’ın hikâyesidir bu kitapta anlatılan.





Evrenin Melekleri - Einar Mar Gudmundsson

Yazarının isminden de anlaşılacağı üzere İskandinav coğrafyasından beslenen bir romandır. Yine biyografik roman diyebileceğimiz bir türüdür. Einar Mar Gudmundsson genç yaşta intihar eden şizofreni hastası kardeşinin hikâyesini anlatır. Son derece duygusal bir roman olsa da kitabı okurken insanın iç dünyasına dair küçük nüansları yakalayabildiğinizi gördüğünüzde elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. 2000 yılında sinemaya uyarlanmış olsa da öncelikle kitabı okumanızı tavsiye ederiz.






Başkasının Karısı - F.M. Dostoyevski

Kıskançlık üzerine ruhsal çözümlemeler yaparak, yer yer güldüren natüralizm akımının güzel bir örneği diyebileceğimiz uzun öykü. İnsanların başına gelen trajik hikâyelere güldürü unsuru katmakta çok başarılı bir yazar olan Dostoyevski’nin çok meşhur olan eserleri arasına girmese de okunmaya değerdir. Karısının kendisini aldatmasını bir türlü kabullenemeyen bir adamın, içine girdiği yabancılaşma sonucu yaşadığı bunalım nedeniyle girdiği trajikomik durumları anlatıyor. Bir göz atarsanız pişman olmazsınız.





Açlık-Knut Hamsun

1890 yılında ilk baskısını yapan, psikolojik/felsefi kurgu türünün örneklerinden. Yine İskandinav atmosferinden beslenen kara-komik bir eser. Yazarı 1920 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almış olsa da İkinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı Nazi yanlısı açıklamalar nedeniyle insanlar ellerindeki Knut Hamsun kitaplarını bahçesine atmış, o da bu üzüntü nedeniyle evden dışarı çıkamamıştır. Yine de çağının önünde olduğunu hissettiren kalemiyle saygı uyandıran bir yazardır. Bu kitabındaysa hak etmediği parayı asla kabul etmeyen ama hak ettiği para da asla karnını doyurmayan bir karakterin psikolojik buhranlarını anlatır.






Sırça Fanus- Sylvia Plat

Bu kitap da otobiyografik öğeler içeren psikolojik bir kurgudur. Sylvia Plath döneminin öne çıkan yazarlarındandır. Ne yazık ki kendisi de kitapta bahsettiği üzere “sırça fanusun içine ölü bir bebek gibi tıkanıp kalmış”lardandır. Sylvia Plath aslında bir şairdir ve bu eser onun ilk ve son romanıdır. Aslında modern kadının içine sıkışıp kaldığı ve etrafında belli belirsiz var olan ataerkinin nasıl da içinden çıkılmaz bir hal alabildiğini çok iyi anlattığı, her kadının mutlaka eline alması gereken bir kitap. Okurken kendinizden çok fazla şey bulacağınızı düşünüyoruz.





YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.