HTHAYAT
BİRKAÇ KELİME YAZARAK SİZE YARDIMCI OLABİLİRİZ
Deepfake'ten korunmak için ipuçları
Giriş: 18 Aralık 2025, Perşembe 14:58
Güncelleme: 18 Aralık 2025, Perşembe 15:01

Deepfake teknolojisi, kötü amaçlı içerik üretme olanağı sağladığı için tüm internet kullanıcılarının güvenliğini ve itibarını riske atan bir dijital araç. Deepfake, "gerçek bir kişinin, aslında yapmadığı veya söylemediği bir şeyi yapıyor veya söylüyormuş gibi son derece gerçekçi şekilde görünmesi için düzenlenmiş ve aslında gerçekdışı olan dijital fotoğraf, video veya ses dosyası" olarak tanımlanıyor ve hem bireysel itibarı hem de bireysel üvenliği tehdit ediyor.

2021 yılında, Danimarkalı video oyunu canlı yayıncısı Marie Watson, bilinmeyen bir Instagram hesabından kendisine ait bir fotoğraf mesajı aldı. Fotoğraftaki tatil fotoğrafı, kendi Instagram hesabından alınmıştı ancak farklı olan bir şey vardı; Giysileri dijital olarak çıkarılarak çıplak görünmesi sağlanmıştı. Bu bir deepfake'ti.

Danimarka’da bu örnekler üzerine harekete geçen yetkililer, vatandaşlara yüz, ses ve beden üzerinde telif hakkı tanıyarak AI deepfake’leri yasaklayan bir yasa tasarısı hazırladı. 2025 yılında geçen yasa tasarısı, vatandaşların görünüşleri veya sesleri gibi kişisel özelliklerinin izinsiz olarak taklit edilip çevrimiçi olarak paylaşılmasını önlemek için deepfake'lerin paylaşımını yasakladı. Bu adım, dünya çapında benzer tartışmaları ve bazı somut adımları tetikledi. (AP)

Danimarka bu alanda öne çıkan ilk adımlardan biri olarak görülse de, başka ülkeler de AI/derin sahte içeriklere yönelik düzenlemeler getiriyor veya tartışıyor. İşte mevcut benzer önlemler ve gelişmeler:

Dünyada deepfake / kimlik koruma önlemleri

Yapay zekâ sayesinde birinin yüzünü, sesini ya da bedenini taklit etmek artık birkaç tıklık bir işlem. Bu da deepfake’leri yalnızca bir teknoloji başlığı olmaktan çıkarıp, kişisel güvenlik, itibar ve mahremiyet meselesine dönüştürüyor. İşte tam bu noktada, Danimarka’dan gelen haber dünya genelinde dikkatleri üzerine çekti.

Pek çok ülke ve bölge AI tarafından üretilen sahte içerikleri sınırlamak, izinsiz kullanımı engellemek ve kişisel hakları korumak üzere kendi düzenlemelerini geliştirmekte. Bazı ülkeler daha geniş veri ve kişilik hakları üzerinden giderken, diğerleri daha dar kapsamlı (örn. cinsel içerik, platform yükümlülükleri) önlemler alıyor.

Danimarka’dan radikal adım: “Yüzünüz Size Ait”

Danimarka, deepfake’lere karşı şimdiye kadar atılmış en çarpıcı yasal adımlardan birini duyurdu. Yeni düzenlemeyle birlikte bireylerin yüzü, sesi ve bedeni üzerinde telif hakkı tanınması gündeme geldi. Bu yaklaşım, bir kişinin dijital kopyasının izinsiz kullanılmasını telif ihlali olarak değerlendirmeyi hedefliyor. Yani birinin yüzüyle ya da sesiyle üretilmiş sahte bir içerik, yalnızca etik değil, doğrudan hukuki bir suç haline geliyor. Bu yönüyle Danimarka, deepfake meselesini “zararlı içerik” sınırından çıkarıp kişisel mülkiyet hakkı düzeyine taşıyan ilk ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.

Avrupa Birliği: Yasaklamaktan çok şeffaflık

Avrupa Birliği ise daha bütüncül bir çerçeve çiziyor. AI Act ve GDPR birlikte düşünüldüğünde, deepfake’lerin tamamen serbest bırakılması mümkün değil. AB yaklaşımı, özellikle yapay zekâ ile üretilmiş içeriklerin etiketlenmesini, kullanıcıyı yanıltan ya da kişisel hakları ihlal eden deepfake’lerin ise yasaklanmasını öngörüyor. Bu sistem, Danimarka’daki gibi doğrudan “kişisel telif” tanımı getirmese de, bireyin yüzü ve sesi gibi biyometrik verileri yüksek riskli kişisel veri olarak kabul ederek güçlü bir koruma alanı yaratıyor.

ABD: Ses, itibar ve platform sorumluluğu

ABD’de deepfake’lere karşı mücadele daha parçalı ilerliyor. Federal düzeyde, izinsiz ve zararlı deepfake içeriklerin platformlardan hızlıca kaldırılmasını zorunlu kılan düzenlemeler bulunuyor. Öte yandan bazı eyaletler daha spesifik adımlar atıyor. Özellikle ses klonlama meselesi, müzisyenler ve sanatçılar üzerinden gündeme gelmiş durumda. Kişinin sesinin izinsiz yapay zekâ ile taklit edilmesi, artık yalnızca etik değil, hukuki bir ihlal olarak tanımlanıyor. Bu yaklaşım, deepfake’i bireyin itibar hakkı ve ekonomik değeri üzerinden ele alıyor.

Güney Kore: Deepfake’e ceza hukuku perspektifi

Güney Kore ise deepfake sorununa daha sert bir yerden yaklaşıyor. Özellikle izinsiz deepfake pornografi üretimi ve paylaşımı, ağır cezai yaptırımlarla karşılık buluyor. Burada odak, teknolojiden çok mağduriyetin önlenmesi. Deepfake’in kişiye verdiği psikolojik ve sosyal zararın, doğrudan bir suç olarak tanımlanması dikkat çekiyor.

Diğer ülkelerde ise Danimarka modeli yakından izleniyor.

Birey olarak Deepfake’e karşı ne yapabilirsiniz?

Devletler yasal adımlar atarken, bireylerin de alabileceği bazı kişisel önlemler var:

  • Ses ve görüntü paylaşımlarınızı sınırlayın: Özellikle uzun ve net ses kayıtları, AI modelleri için ideal ham madde.
  • Hesap gizlilik ayarlarını gözden geçirin: Açık profiller, deepfake üretimini kolaylaştırır.
  • Adınıza açılmış sahte içerikleri düzenli arayın: Erken fark edilen deepfake’ler daha hızlı kaldırılabiliyor.
  • Platformlara itiraz mekanizmalarını öğrenin: Birçok sosyal ağ, deepfake ve kimlik taklidi için özel bildirim sistemleri sunuyor.
  • Dijital okuryazarlığı artırın: Gördüğünüz her “gerçekçi” içeriğin gerçek olmayabileceğini unutmayın.

Danimarka’nın attığı adım, deepfake tartışmasını yalnızca teknoloji başlığı olmaktan çıkarıp “Ben kimim ve dijitalde bana ne ait?” sorusuna dönüştürüyor. Görünen o ki, önümüzdeki dönemde yüzümüz, sesimiz ve bedenimiz yalnızca biyolojik değil, hukuki ve dijital bir kimlik olarak da korunmak zorunda kalacak.

Referanslar:

Ben Wolford. “What is GDPR, the EU’s new data protection law?” Şuradan alındı: https://gdpr.eu/what-is-gdpr/

Erasmus University Rotterdam. “Deepfakes and copyright: A legal breakthrough?” Şuradan alındı: https://www.eur.nl/en/news/deepfakes-and-copyright-legal-breakthrough?utm_source=chatgpt.com

Paylaş:
brush-black

Yorumlar