Evlilikle biten masallara alışığız. Hikâye orada durur, perde kapanır ve o “sonsuza dek mutlu yaşadılar” varsayımı devreye girer. Oysa gerçek hayat her zaman öyle gitmez, bazen asıl sorular tam da o noktada başlar. Uyuyan Güzel Uyandı’da masalları anlatmış ve aslında eleştirmişken, bir boşanma rehberi olmasını istediğim yeni kitabım Masalın Bittiği Yer ile evliliği ve boşanmayı romantize eden bu anlatının ötesine geçerek, kadınların yaşadığı gerçek deneyimlere odaklanmak istedim. Kitap ne anlatıyor, kimlerin okumasını tavsiye ederim; biraz bahsetmek isterim.
Bu kitap, öncelikle içinde bulunduğu ilişkiyi sorgulayan kadınlara hitap ediyor. “Bu yaşadığım şey normal mi?”, “Herkes böyle mi hissediyor?” ya da “Sorun bende mi?” sorularını kendine soran, adını koyamadığı bir huzursuzlukla yaşayan kadınlar için yazıldı çünkü ben sebuka sayfası altında her gün bu kadınlarla iletişimdeyim. Bana o kadar çok “yaşadığım şeyin bir şiddet pratiği olduğunu bu sayfada öğrendim” mesajı geldi ki, bu anlatıyı kitaplaştırmak boynumun borcu haline geldi. Boşanmayı düşünen ama korkanlara, boşanmış ama hâlâ kendini açıklamak zorunda hissedenlere ve bu süreçte yalnız olmadığını bilmeye ihtiyaç duyanlara eşlik etsin isterim. Bununla birlikte, boşanma sürecinde olan ya da bu sürece tanıklık eden herkes için de anlaşılır ve yol gösterici bir kaynak olmasını hedefledim.
Masalın Bittiği Yer neden okunmalı? Çünkü boşanma hâlâ çoğu zaman bir “başarısızlık”, bir “dağılma” ya da “benmerkezcilik” olarak anlatılıyor. Oysa boşanma, birçok kadın için bir yaşamını kurtarma bir uyanış anlamına geliyor. Bu kitap, boşanmayı yüceltmeden ama şeytanlaştırmadan ele alıyor. Kimseye ne yapması gerektiğini söylemiyor; bunun yerine okuru bilgiyle, gerçeklerle ve doğru sorularla güçlendirmeyi hedefliyor. Amaç kadınlara, yaşadıkları süreci anlamlandırabilecekleri bir çerçeve sunmak.
Kitap, “Nasıl bir ilişkinin içindesin?” sorusuyla başlıyor. Duygusal, ekonomik ve cinsel istismar; görünmeyen şiddet biçimleri ve aile içi çatışmalar gün yüzüne çıkarmak istediğim kısımlar çünkü kimse bunları yeterince konuşmuyor. Alıntı yaptığım öyküler kurgu gibi görünse de aslında bizim öykülerimiz. Ben bunların bir kısmını yaşadım, bir kısmını dinledim, bir kısmını gelen mesajlardan okudum. Hepimiz yaşıyoruz ve o çok sevdiğim feminist slogandaki gibi “sen, ben, biz; birbirimizin çaresiyiz”. Ardından gelen “Ne yapacağım ben şimdi?” bölümünde, boşanma fikriyle yüzleşen bir kadının yaşadığı kafa karışıklığı, suçluluk duygusu ve korkular tartışılıyor. Bu bölümü yazmak için çok okuma yaptım. “Yuvayı kurtarmak” söylemi, boşanma istatistikleri ve kültürel kabuller üzerine çok yazılıp çizilmiş. Damıtmak ve sunmaktı kendime bu bölümde görev bildiğim.
“Boşanma ve Yasal Süreç” bölümünde ise çocuklu ya da çocuksuz, uzun ya da kısa evlilikler için boşanma sürecinin hukuki penceresini sade bir dille ve adım adım anlatmayı denedim. Güncel yasal düzenlemeler, kadınların başvurabileceği kurumlar ve pratik bilgiler bu bölümde yer alıyor. Son bölüm olan “Peki ya şimdi ne olacak?” ise boşanma sonrası tutulan yası, sadece eşten değil evli biri olma kimliğinden de ayrılmış olmanın yarattığı bariyerleri, kısaca boşanma sonrası hayatı, kadın güvenliğini ve boşanmanın neden yalnızca kişisel değil, aynı zamanda politik bir mesele olduğunu ele alıyor.
Masalın Bittiği Yer, mutlu sonlar vaat etmiyor. Ama gerçeği saklamadan anlatıyor. Masal bittiğinde, hayatın yeniden kurulabileceğini hatırlatıyor. Umarım ihtiyacı olana şifa olur.