İlişkiler ömür boyu gündemimiz olan bir konu. Sadece romantik ilişki değil. Arkadaşlık, anne-baba, çocuk, patron-çalışan, akrabalık ilişkisi… Hayatımız birbirimizle olan ilişkilerimiz üzerine örülü fakat öyle bir ilişki biçimi var ki, psikologların “romantik ilişki” dediği partnerlik, sevgililik ilişkisi… İkili ilişkilerde astrolojik göstergeler bize çok önemli ipuçları veriyor. Astrolog Şeyda Özsoy, astrolojide ilişki uyumuna dair sorularımızı yanıtladı...

"Hangi burç hangi burçla daha iyi anlaşır?" gibi sorular yaygın ama anladığımız kadarıyla astrolojide ilişki konusunun bundan çok daha derinlikli bir yeri var. Astrolojik olarak ilişki uyumu nasıl anlaşılır? Nasıl göstergeler bize ilişki uyumunu gösterir?

Gerçekten birçok insanın kafasını karıştıran sorulardan biri bu. İnsanlar genellikle “burcum” dedikleri güneş burçlarına hakim oluyorlar ve “şu burçlar şu burçlarla iyi anlaşır” gibi genelgeçer yargılar var fakat bizler doğum haritalarına sahibiz. Doğum haritalarımızda güneş burcu çok önemli bir gösterge olmakla birlikte sadece tek bir göstergedir. Onun dışında bizim değerlendirmeye aldığımız birçok gösterge var. Başka gezegenler var, bu gezegenlerin aldıkları açılar söz konusu yani aslında doğum haritasına hakim olununca bir şey denebiliyor. Oradan yola çıkılarak yapılan analizler çok daha anlamlı oluyor. Bu, ilişki analizleri açısından da böyle. Evet, ilişkilerle ilgili astrolojinin bir dalı zaten “sinastri”dir ve sinastri, ilişki uyumunu inceler. Bunun için önce kişilerin ayrı ayrı haritaları, doğum haritaları incelenir. Mesela bu kişiler partnerlik ilişkisiyse, duygusal bir ilişkiyse nasıl kişilere çekilirler, nasıl anlaşırlar, kendilerini nasıl iyi ifade ederler… gibi ayrı ayrı incelendikten sonra bu iki kişinin haritaları karşılaştırılır ve o göstergeler birbirine nasıl etkilerde bulunuyor, orada nasıl etkileşimler var, bunlar incelenerek konuyla ilgili yorum yapılabilir.

“Boğalar Başaklar ile iyi anlaşır” denecek kadar basit değildir. Bunlar çok yüzeysel kalıyor. O yüzden kesinlikle doğum haritalarının bir bütün olarak ele alınıp incelenmesi gerekiyor. Doğar doğmaz birtakım ilişkiler içine doğuyoruz. Önce ailemiz, oradan sonra okul hayatı başlıyor. Orada yeni birtakım ilişkiler geliştiriyoruz. Hepsinin de bizim gelişimimizde önemi var.

İlişki haritasında ilişki analizi denildiği zaman duygusal ilişkiler akla geliyor fakat aslında bu birçok yönden incelenebilir. Ebeveyn-çocuk ilişkisi, patron-çalışan ilişkisi olabilir, arkadaşların bir aradaki uyumunu anlatan bir analiz de yapılabilir. İlişkiler, sadece partnerlik ilişkisiyle sınırlandırılamayacak kadar geniş bir konudur.

Astrolojide ilişki uyumunun haritası: Sinastri

Sinastri haritası, istediğimiz ilişki için çıkarılabilir ve ilişki uyumuna bakılabilir, öyle mi?

Evet.

Örneğin arkadaşlık ilişkisi olarak süren bir ilişkinin gelecekte potansiyel olarak romantik ilişkiye dönüşme potansiyeli haritada görünebiliyor mu?

Aslına bakarsanız, astroloji bir potansiyeller bütünüdür. Olasılıkları inceler ve bu olasılıklar içinde her şey mümkün, hayatta her şey var fakat örneğin iki arkadaşın haritasını inceleyen bir astrolog, bakıp “bu ilişki aslında romantik bir ilişkiye de dönüşebilir” demez. Eğer ki böyle bir soru yoksa… Kişinin bir ilişki analizi yapılırken, bunun ne ilişkisi olduğunu belirtmesi gerekir çünkü göstergeler ona göre yorumlanacaktır. Duygusal bir ilişkiyle alakalı bir analiz yapılırken farklı göstergeleri önemserim ancak patron-çalışan ilişkisinde daha farklı göstergeler ortaya çıkar.

İlişkileri iyileştirmek için de potansiyeller haritada görünebilir diye anlıyorum, doğru mu?

Kesinlikle. Zaten amaç o.

Çoğunlukla sorunlar yaşandığı için de sinastri haritalarına başvuruluyordur diye tahmin ediyorum. Yani kişinin kendisiyle de ilgili güzel bir keşif olur, değil mi? Neden bazı problemleri tekrar tekrar yaşadığıyla ilgili ipuçları verir mi?

Zaten kişilerin kendi bildiklerini onlara geri aktarmak bence pek anlamlı ve işe yarar değil. “Nasıl da doğru bildi” gibi bir şaşkınlıktan öteye faydası olduğunu düşünmüyorum. “Biz bu bilgileri ne için kullanalım?” bunu anlarsak bir şey ifade eder. Bu ilişkilerde de böyle. Örneğin, doğum haritalarındaki Merkür iletişimden sorumlu gezegendir. Nasıl düşündüğümüzü, nasıl karar verdiğimizi Merkür’e bakarak anlarız. İki kişinin bu konudaki astrolojik bilgilerine bakarak bu konuda fikir sahibi olabiliyoruz. Kişi kendini nasıl ifade eder, düşüncelerini rahatça söyler mi yoksa ketum mudur gibi… Nasıl yaklaşmamız gerektiği ona göre değişir. Astrolojiyi ciddiye alan ve bunu hayatında uygulamak isteyen biri astrolojiden bu anlamda faydalanabilir.

Astroloji, kişinin kendi gelişim potansiyelini keşfetme fırsatı sunuyor. Romantik ilişkilerde ise birtakım özel göstergeleri dikkate alıyor. Haritada görünenleri de kişinin ihtiyacına göre yorumlamak söz konusu.

Karmik ilişki, ruh ikizi, ruh eşi nedir?

Diyelim ki iki kişinin arasındaki ilişkiye sinastri haritasında birtakım zorlayıcı etkiler tespit edildi. Bunların ötesine geçmek, birlikte gelişim göstermek mümkün müdür?

Birileri bir vesileyle bir araya geldiyse, demek ki bunun bir anlamı vardır. Özellikle evlilik gibi uzun ilişkiler genellikle hayatımızda önemli izler bırakıyor ve sonrasında da anlam ifade ediyor.

Birileri bir vesileyle bir araya geldiyse, demek ki bunun bir anlamı vardır. Özellikle evlilik gibi uzun ilişkiler genellikle hayatımızda önemli izler bırakıyor ve sonrasında da anlam ifade ediyor. Bir kişi hayatımıza girdikten sonra bizde kalıcı değişikliklere sebep oluyorsa, hayat görüşümüz adına birtakım uyanışlar yaşıyorsak, farklı kararlarla ilerliyorsak muhtemelen zaten kadersel bir anlamı vardır, o yüzden hayatımıza gelmiştir. Bütün ilişkiler iyi başlasa da her zaman öyle devam etmeyebiliyor. Kişinin hayatında önemli zorluklara sebep olabiliyor, kişiler birbirlerini zorluyor ama zorluğun olduğu yerde gelişim var. Aslında o gözle bakmak çok değerli. “Bu kişi benim hayatıma geldi ve benim kendimle ilgili neyi keşfetmem gerekiyor?” diye… Astrolojik açıdan, göstergeler açısından bir zorluk, sert bir açı, uyumsuz bir gösterge olması bu kişiden kaçalım, uzak duralım, bu fena biri” demek değil. Demek ki o kişinin bir görevi var. O zorluğu yaşayarak ben kendimle ilgili bir keşifte bulunacağım ve belki bundan sonraki ilişkilerime başka gözle bakacağım. Bu şekilde ele almayı daha doğru ve anlamlı buluyorum.

Ruh eşi, ruh ikizi gibi birçok kavram ortalıkta dolaşıyor. Bunların astrolojik bir karşılığı ve anlamı var diye düşünebilir miyiz?

Evet, iki kişinin doğum haritasına hakimsek, o göstergeleri biliyorsak, bir kişinin hayatımıza girmesiyle ilgili kadersel ya da karmik bir anlamı olup olmadığıyla ilgili göstergeler var. Zaten bu yaşamımızda bize bir etkisi oluyorsa ki bu mutlaka duygusal ilişki yaşadığı biri olmayabilir. Doğduğumuz aile, ebeveynlerimiz, çocuklarımız kesinlikle bir amaçla hayatımızdalar.

Yakın ilişkilerimiz bizi zorlayarak gelişmeye yöneltiyorlar. Yoksa yaşam tamamen güllük gülistanlık olurdu ama zorlanmanın getirdiği bir gelişim var, değil mi? Bu da astrolojide görünebilen bir şey diye anlıyorum.

Dediğim gibi, astroloji bir olasılıklar bütünü. Orada birçok potansiyel var. Mesela ay düğümleri, bahsettiğin konuyla alakalı önemli fikir veren göstergelerdir.

Ay düğümleri nedir? İlişkiler açısından Ay düğümlerinin anlamı nedir?

Ay düğümlerinden kısaca bahsedecek olursak, ay düğümleri birer gök cismi değildir ve hesaplamalarla bulunurlar. Oldukça kadersel etkileri olduğu tespit edilmiş iki noktadır. Kişilerin ay düğümlerini bilmesi çok anlamlıdır. Güney Ay Düğümü, ruhumuzun geçmişini, daha ziyade alışık olduğumuz, iyi bildiğimiz, konfor alanımız olan enerjiyi anlatır. Kuzey Ay Düğümü ise bu hayatta GAD’ın tam zıddında olan ve geliştirmeye geldiğimiz, hayatımıza daha fazla katmaya çalışmamız gereken bir enerji. Amaç bu iki enerjiyi dengeli şekilde kullanabilmek. Bu ay düğümlerinin dereceleri belli bir burçta oluyorlar ve belli bir derecedeler. Sinastri haritasında baktığımız, Onlarla temas eden diğer kişinin önemli göstergeleriyle bir temas varsa demek ki o konularla alakalı bir etkisi vardır. Örneğin güney ay düğümü ile diğer kişinin güneşi ve ayı gibi önemli göstergeleri bir etkileşim içerisindeyse genelde bir tanıdıklık hissi vardır. “Bu kişiyi bir yerden tanıyorum” dediğimiz. Güney ay düğümüyle etkileşim olduğunda da genelde biraz da zorlayıcı olur. Kuzey Ay Düğümü ile etkileşim varsa ki KAD evrilmemiz, kendimizi geliştirmemiz gereken alandır o zaman o kişinin bizi o tarafa yönlendirmekle alakalı bir görevi olabilir. Biraz da kılavuz gibi kişiler olabiliyor. Tabi bu tek bir gösterge. Bir sinastri haritasında bizim yoruma katabileceğimiz birçok konu var.

Karşımıza çıkan, çekim duyduğumuz, adını koyamadığımız şeyler hissettiğimiz o kişi, gidilmesi gereken yolla ilgili bir ipucu barındırıyor, öyle mi?

Kesinlikle.

Her an sinastri haritasını çıkarmak mümkün değil ama kendimizle ilgili bir farkındalığımız ve astrolojik bilgimiz varsa, bireysel doğum haritamızdaki açılar da ilişkilerdeki zorlanma ve gelişim alanlarıyla ilgili fikir verebilir. Yine de sinastri haritasına bakılmasını istiyorsak elimizde karşı tarafla ilgili hangi bilgilerin olması gerekiyor?

Mümkünse doğum tarihi, doğum saati ve doğum yeri gibi bilgilerin hepsi gerekiyor çünkü doğum saati olmadan kişinin yükseleniyle ilgili bilgi elde edemiyoruz. Astrolojide 12 adet ev var ve evlerin yerleri yükselen burca göre belirlendiği için bunlar önemli. Ancak doğum saati olmadan da iki kişinin haritası üzerinden belli başlı göstergeler yayınlanabilir. Şöyle de bir şey var ki astrolojide etik bir ilke olarak, bir kişinin bilgilerine haberi olmayarak sahip olunsa da astroloğun onları yorumlamaması gerekir. Örneğin birinin bilgileri varsa, yorum istiyorsanız bu kişinin size olan etkileri tamamen sizin özelinizde anlatılabilir ama o kişinin haritası oldukça özel, kişiseldir ve birinin günlüğünü açmak gibidir, belki de daha fazlası olur. O pek tercih edilmez. O kişinin haberi varsa, eğer onun da kabulündeyse ve rızası varsa bakılabilir.

Belki ilişkinin daha iyi bir noktaya getirilmesi ve sorunların çözülmesi için, destek olarak önerilebilir.

Röportaj: Senem Fırat Tahmaz

Unutulmaz aşk filmleri

Gelmiş geçmiş en iyi 50 romantik filmi derledik!

50

Kesinlikle, Belki (2008) Eşinden ayrılmak üzere olan Will'in küçük kızı, anne ve babasının tanışma hikayesini dinlemek ister. Babası Will ise hayatına giren tüm kadınları kızına anlatmaya başlar fakat hangisinin annesi olduğunu söylemez ve kızının tahmin etmesini ister.

Darısı Başıma (2001) Başrolünde Jennifer Lopez'in oynadığı filmde Lopez'in canlandırdığı karakter evlilik hazırlıkları yapan bir doktora aşık olur ve olaylar gelişir.

Annie Hall (1977) Birçok ödül alan Woody Allen imzalı film, sıradan aşklardan sıkılmış olan Alvy Singer ile Annie Hall'un etkileyici ve derin aşk hikayesini anlatıyor.

Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir? (2003) Bir tarafta bir erkeğin 10 günde nasıl kaybedileceği hakkında köşe yazısı yazması gereken Andie, diğer taraftaysa bir kadını 10 günde elde edeceğine dair patronuyla iddiaya girmiş olan Benjamin'in yolları kesişiyor ve hikaye başlıyor.

Son Şarkı (2010) Yaz tatili için babasının yanına gelen genç kızın sahil kasabasından Will'e aşık olmasını ve Will'in yardımlarıyla babasıyla arasını düzeltmesini konu alan filmin başrollerini bir zamanların popüler çifti olan Miley Cyrus ve Liam Hemsworth paylaşıyor.

Aşıklar Şehri (2016) Ünlü bir oyuncu olmak isteyen Mia ve klasik caz müziği günümüzde yaşatmaya çalışan Sebastian, trafiğin sıkışık olduğu bir günde şans eseri tanışırlar. İkisi de kendi hayallerini gerçekleştirmek için çabalarken birbirlerine aşık olurlar.

Benimle Evlenir Misin? (2008) Tam 27 düğüne nedime olarak katılan fakat bir türlü gelin olamayan Jane artık bu durumdan sıkılmıştır ama yapacak başka bir şeyi yoktur. Son katılacağı düğünde damadın Jane'in önceden aşık olduğu adam olduğunu öğrenince Jane değişik planlar yapmaya başlar.

Beni Unutma (2003) Ünlü bir tasarımcı olan Melanie, Andrew isminde bir gence aşık olur ve evlenmeye karar verirler fakat bir sorun vardır: Melanie zaten evlidir! Evli olduğu kocasıyla tüm bağlarını koparmak için Alabama'ya dönen Melanie orda geçmişiyle yüzleşecektir.

Bridget Jones'un Günlüğü (2001) Yeni bir yılın arifesinde Bridget günlük tutmaya başlamaya karar verir. Hayatında yaşadığı her şeyi yazmaya başlayan Bridget yeni günlüğüyle birlikte aslında yeni bir hayata başladığının farkında değildir.

Mesajınız Var (1998) Yeni insanlarla tanışma ve sohbet etme sitelerinden birinde tanışan bir kadın ve bir erkek zamanla çok fazla ortak noktaları olduğunu fark eder ve buluşmaya karar verir. Fakat onları bir sürprizin beklediğinden habersizlerdir.

Sevgililer Günü (2010) Sevgililer Günü arefesinde kendisine sevgili arayan bekarların ve küstükleri sevgilileriyle barışmaya çalışanların hikayesini anlatan ilginç bir film.

İşte Böyle Bir kız (1999) Okul balosu yaklaşırken sevgilisi tarafından terk edilen okulun popüler gençlerinden biri olan Zack, balo için yeni bir eş aramaktadır ve bu aday Laney adında biraz ilginç bir kızdır.

Gerçekler Acıtır (1994) Boş zamanlarıda kendisini ve ev arkadaşlarını kameraya alan Lelaina bu çektikleriyle bir belgesel yapmak istemektedir. Bu dönemde işini değiştiren Lelaina'nın hayatı bambaşka bir yere doğru sürüklenmektedir.

Benim Aşkım Satılık Değil (1987) Okulun en popüler kızı Cindy'e aşık olan Ronny, bir gün Cindy'i zor bir durumdan kurtarır. Bunun karşılığında ise Cindy'i okuldaki herkese sevgilisi olarak tanıtacağını ve karşılığında kıza aylık 1000 dolar vereceğini söyler. Fakat işler Ronny'nin sandığı kadar kolay değildir!

Senden Nefret Etmemin 10 Sebebi (1999) Bianca ve Kat adındaki kardeşlerin karakterleri birbirinin tam zıttıdır ve ikisinin de daha önce hiç erkek arkadaşı olmamıştır. Ailelerinin koyduğu kurallara göre ise büyük olan kız kardeş Kat'in erkek arkadaşı olmadan Bianca'nın da hayatına biri giremeyecektir. İşte bu noktada Bianca'nın bir erkekten hoşlanmasıyla olaylar başlar.

Aşk Mektubu (1999) Tek başında tatilde olan Theresa sahilde bir şişe içinde çok dokunaklı bir şiir bulur. Şiirin altında imza olarak sadece "G" harfi yazmaktadır. Bu imzanın sahibini bulmaya karar veren Theresa ilginç bir yolculuğa başlar.

Harry Sally ile Tanışınca (1989) 1989 yılında vizyona giren film, bir yolculuk sırasında karşılaşıp sohbet etmeye başlayan iki gencin nefretten aşka dönüşen hikayesini anlatıyor.

Aşk Her Yerde (2003) Film, Londra'da yaşayan bir grup insanın Noel arifesindeki aşk hayatlarını anlatıyor. Filmin kadrosunda Keira Knightley, Hugh Grant ve Alan Rickman gibi oldukça popüler isimler yer alıyor.

Teklif (2009) Amerika'da yaşamaya devam edebilmek için asistanıyla evlenen bir editörün hikayesini anlatan filmde başrolleri Sandra Bullock ve Ryan Reynolds paylaşıyor.

Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur (2012) İşitme ve konuşma engelli olan bir gençle güzeller güzeli bir kızın masum aşk hikayesi.

Bir Şey Söyle (1989) Liseli aşık Llyoyd Dobler'in Diane Court'la birlikte olmak için yaptıklarını konu alan film, yayınladığı dönemin en öne çıkan romantik filmlerinden.

Sevgili John (2010) Nicholas Sparks'ın romanından uyarlanan film, izne çıkmış olan asker John ve muhafazakar bir yapıya sahip olan üniversite öğrencisi Savannah'ın arasındaki aşkı anlatıyor.

Özel Bir Kadın (1990) Altın gibi bir kalbe sahip olan ve fahişelik yapan Vivian Ward'ın, yakışıklı iş adamı olan Edward Lewis ile tanışmasının ardından ikisinin de hayatı değişir. 1 haftalık bir birliktelik planlamalarına rağmen duygularına karşı koyamayan ikilinin hikayesini anlatan film gelmiş geçmiş en iyi romantik filmler arasında sayılıyor.

Aşkzede (2008) Film yıldızı olan kız arkadaşı tarafından terk edilen Peter, yaşadığı ilişkiyi unutmak için Hawaii'ye uçar fakat aşk peşini bırakmayacaktır. Kaldığı otelin resepsiyonisti Rachel'a karşı bir şeyler hissettiğini fark edecektir.

Evlilik Öpücüğü (1998) Düğünlerde şarkıcılık yapan Robbie, yine bir düğünde şarkı söylerken bir garsonla tanışır. Başlarda arkadaşlıkla başlayan ilişkileri zaman içinde ikisi de nişanlı olmasına rağmen aşka dönüşür.

Uzaktaki Anılar (2002) Nicholas Sparks'ın kitabından uyarlanan film lösemi hastası olan Jamie ile hayatını ona adayan Landon'un geçirdikleri son günleri anlatıyor.

Pembe Güzellik (1986) 80'li yıllarda bir lisede yıl sonu balosuna hazırlanan gençlerin arasında yaşanan aşk üçgenlerini konu alan filmin yönetmeni Howard Deutch.

Yeni Evli (2003) Ailelerinin ve çevrelerinin itirazlarına rağmen evlenen bir çiftin İtalya'daki balayılarında yaşadıkları aksilikleri konu alan filmin başrolünde Ashton Kutcher ve Brittany Murphy var.

En İyi Arkadaşım Evleniyor (1997) Uzun süre kimseyle evlenmezlerse birbirleriyle evleneceklerine dair söz veren yakın arkadaşlar Julianne ve Micheal'ın sözü Micheal'ın Kimberly adından başka bir kadınla evlilik planları yapmasıyla bozulur. İçten içe bu durumdan hoşnut olmayan Julianne ise bu evliliği engellemek için elinden geleni yapacaktır.

Arkadaştan Öte (2011) İkili ilişkilerin beraberinde getirdiği saçmalıklardan sıkılan Dylan ve Jamie sadece fiziksel birliktelik odaklı bir birlikteliğe adım atarlar. Zaman içinde birbirlerine karşı bir şeyler hissetmeye başlayan ikili duygularını itiraf etmeye zorlansa da sonunda aralarındaki aşka teslim olurlar.

Gerçek Öpücük (1999) Muhabir olarak yeni başladığı işinde görevi eski okuluna öğrenci kılığında giderek haber hazırlamak olan Josie, okuldaki bir öğretmene aşık olur ve hikaye başlar.

Singin' in Rain (1956) Film kendi içinde sessiz sinema dönemindeki değişen oyunculuk kavramına ve sessiz sinemadan sesli sinemaya geçiş dönemini müzikal olarak ele alır. Gelmiş geçmiş en iyi müzikaller arasında yer alır.

A Breakfast at Tiffany's (1958) Audrey Hepburn'un kendi sesinin yer aldığı "Moon River" şarkısı bugüne kadar birçok sanatçı tarafından söylenmiştir. Şarkıyı yeninden seslendiren Morrissey kendi cover'ında Audrey Hepburn'ün filmdeki ağlama seslerine yer vermiştir.

Bitter Moon (1992) Roman Polanski filmde o dönemde sevgilisi olan Emmanuelle Seigner'ı Mimi rolünde oynatmıştır. Bu durum kariyerinde kötü bir imaj çizmesine neden olmuştur. Sette sevgilisine söz geçirememiş ve oyunculuğundan istediği performansı alamamasına rağmen duruma müdahale edememiştir. Buna rağmen Bitter Moon senaryosu, müzikleri ve kusursuz kurgusuyla aşk ve tutku adına yapılmış en iyi filmlerden biri olarak anılmaktadır.

Aşk Denizi (1989) Al Pacino'nun polis dedektifi canlandırdığı film aşkı bambaşka bir şekilde ele alıyor. Hitchcock stilinde bir aşk hikayesini işleyen filmin adı Tom Waits'in ve bestecisi Phil Phillips'in Twilights adlı grubunun Sea Of Love adlı şarkısından geliyor.

İngiliz Hasta (1996) İngiliz Hasta, 1992'de yayımlanmış olan Michael Ondaatje romanından uyarlanmıştır. Filmin yönetmenliğini Anthony Minghella yapmıştır. Film 1996 yılında en iyi film de dahil olmak üzere 9 dalda Oskar ödülü kazanmıştır. Ek olarak, romanın yazarı Ondaatje de film yapımcıları ve senaristler ile birlikte çalışmış ve filmin romandan uyarlanma aşamasında önemli katkılarda bulunmuştur.

Titanik (1997)

Love Story (1970)

Rüzgar Gibi Geçti (1939)

Paris'te Son Tango (1972)

Hayalet (1990)

Vahşi Duygular (1990)

Paramparça Aşklar ve Köpekler (2001)

Kasım'da Aşk Başkadır (2001)

Kırmızı Değirmen (2001)

The Notebook (2004)

Sil Baştan (2004)

Wicker Park (2004)

Cesaretin Var mı Aşka? (2005)

Umut Işığım (2012)