Küçük çocukların en büyük sıkıntılarından biri dil becerilerinin yetersizliğidir. Aslında, bu dönemde çocuklar neye ihtiyaç duyduklarını, ne hissettiklerini ya da ilgi çekici buldukları şeyleri size anlatma konusunda oldukça güçlü bir motivasyona sahiptir. Tek sorun kelimelerle kendini ifade etme yani konuşma becerisinin oldukça yavaş ilerlemesidir. Süt ya da su gibi basit kelimeleri söylemek bile küçücük kasların çalıştırılmasına ve bu kaslar çalışırken karmaşık sıralamaların yapılmasına bağlıdır. Bir çocuğun kelimeleri söyleyebilme aşamasına gelmesi dil, dudaklar, ses telleri gibi konuşurken gerekli tüm organlarını kusursuz şekilde hareket ettirebiliyor olması demektir. Oysaki çoğu çocuk için bu organların kontrolünü kazanmak oldukça uzun sürer.




Diğer yandan, yürümeye yeni başlayan küçük çocuklar genelde yetişkinlerin tahmin ettiğinden çok daha farklı şeyleri düşünür, sorgular, anlamaya çalışır ve ifade etmek isterler. Çoğu ebeveyn bu yaş döneminde çocuğunun algısının aslında ne kadar açık olduğunu ve ne kadar çok şeyi anladığını fark eder. Ama yine de gözden kaçan, fark edilemeyen ya da yanlış tahmin edilen o kadar çok istekleri olur ki. Bir-üç yaş arası çocuklar işte bu iletişim problemi yüzünden de oldukça gergindirler.




Hadi çocuğunuzun dil becerisindeki eksiklerden kaynaklanan gerginliğini daha iyi anlayabilmek için yetişkin dünyasından örnekler bulmaya çalışalım. Örneğin, sizin bildiğiniz hiçbir dilin konuşulmadığı bir ülkeye tatile gittiğinizi düşünün. Günler boyunca yemek istediğiniz sandviçin türü, bavulunuzu taşımak için yardıma ihtiyaç duymanız gibi oldukça basit şeyleri bile karşınızdakine el kol hareketleri ya da yüz mimikleri kullanarak anlatmak zorunda kaldığınızı farz edin. Böyle bir tatili kaç gün keyif içinde sürdürebilirsiniz. Hiç sinirlenmez misiniz? Günler geçtikçe gerginliğiniz artmaz mı? En sonunda ülkenize döndüğünüzde şöyle rahat bir nefes almaz mısınız? İşte aynı bu şekilde, çocuğunuz da dil becerilerinin yetersizliği dolayısıyla büyük bir anlaşılamama durumu içerisindedir.




Neler yapabilirsiniz?


Bu yaş döneminde ebeveynin, çocuğun ne anlattığını anlamaya çalışmak için çaba göstermesi çocuğun gerginliğini azaltmak açısından önemlidir. Ama çocuğunuzun ne istediğini ya da ne düşündüğünü anlamak çok kolay bir iş değildir. Bunu başarmak için hem oldukça duyarlı hem de fazlasıyla yaratıcı olmanız gerekmektedir. En duyarlı ebeveynin bile bu dönemde çocuğun anlatmaya çalıştıklarının en fazla yarısını anlayabildiği tahmin edilmektedir. Çoğu ebeveyn 1-3 yaş arasında çocuğu için “bizimki el kol hareketleriyle istediği şeyleri o kadar güzel anlatıyor ki” türünden ifadeler kullanır. Aslında kendini anlatma konusunda bu derece yoğun bir motivasyon ve çaba bireysel olarak o çocuğun özelinde değil bu yaş grubundaki tüm çocuklarda görülen bir durumdur. Algısı artmış ama ifade edici dil becerisi henüz o kadar gelişmemiş olan tüm çocuklar bir yolunu bulup kendilerini anlatmaya çalışırlar. Bazı çocuklar için kendini anlatmaya çalışırken beden dili öne çıkar diğerleri için ise anlamsız sesleri konuşurmuşçasına arka arkaya sıralamak bir yöntem olabilir.




Ebeveynlere tavsiyemiz elinizden geldiğince çocuğunuzun beden dilini ve seslerini anlamaya çalışmanızdır. Eliyle raflardaki objeleri gösteren çocuğunuza “Bunu mu istiyorsun, yoksa bunu mu? Çerçeveyi mi? Bardağı mı?” gibi cevaplar vererek hem anlama çabanızı göstermeniz hem de dil girdisi sağlayarak nesnelerin isimlerini öğrenmesini teşvik etmeniz çok faydalı olacaktır. Bazen ise çocuğunuzun anlatmaya çalıştıklarına hiç anlam veremiyor olabilirsiniz. Hangi objeyi gösterdiği, çıkardığı seslerle hangi kelimeyi kastettiği hiç anlaşılmıyor olabilir. Böyle bir durumdaysa sadece yüzünüz ve beden dilinizle çocuğunuzun dediklerini anlıyormuşçasına onaylama ifadeleri yapmanız bile iletişiminize katkıda bulunur. Yani elinizden çekiştirerek heyecan içinde anlamsız sesler çıkaran çocuğunuza, ne dediğine emin olmasanız bile “Evet çok heyecanlısın. Anlıyorum. Sen şimdi odana gitmek istiyorsun galiba. Hadi gidelim.” şeklinde ifadeler kullanabilirsiniz. Bu yaş grubunda aslında çocuklar genelde ne istedikleri konusunda net değillerdir. İlgileri çabuk dağılır, istekleri çabuk değişir. Sizin bu oynak zeminde toparlayıcı ve odaklayıcı bir rol oynamanız çocuğunuzun işini kolaylaştırır. Çocuğunuz adına isteklerini siz anlamlandırmış ve yönlendirmiş olursunuz. Bir-üç yaş döneminde çocuklar bu tarz bir ebeveyn yönlendirmesi içinde daha güvende hissedebilirler kendilerini.




Çocukların dil becerileri neden ölçümlenmelidir?


Yine de tüm çabamıza rağmen, bu türden basit empati çabalarıyla çocukların anlaşılma ihtiyacını bütünüyle cevaplıyor olmayız. Daha önce de belirtildiği gibi en duyarlı ebeveyn bile 1-3 yaş arasında çocuğunun anlatmaya çalıştığı şeylerin büyük bir kısmını gözden kaçırır. Bu bakımdan, çocuğunuzun ne derece dil sıkıntısı yaşadığı değerlendirilmelidir. Çocuğunuzun dil seviyesini bildiğinizde çocuğunuz için en ideal ebeveynlik yaklaşımını belirlemek çok daha kolay olur. Özellikle 1,5- 2 yaştan sonra çocukların dil becerisiyle ilgili testler uygulayabiliyor ve dillerinin ne seviyede olduğunu ölçümleyebiliyoruz. Ebeveyn olarak çocuğunuzun dil gelişimi seviyesini bilmeniz hem çocuğunuzun gelişiminin yolunda gidip gitmediğinden emin olmanız hem de 1-3 yaş dönemine özgü çatışmaları çözmeniz için çok faydalı olur. Tüm ebeveynlere çocuklarının dil becerisi seviyesini mutlaka ölçtürmelerini tavsiye ediyoruz. Dil becerilerindeki olası gerilik durumları erken dönemde müdahale edilmezse hem genel gelişim hem de çocuğun kişilik oluşumu bakımından ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilir.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.