Çocuğunuz etrafta neşe ile dolaşırken bir anda azgın bir boğaya dönebilir, hayal kırıklığı içinde ağlayabilir ve tüm oyuncaklarını odanın içinde savurabilir. Çoğu ebeveyn gibi bu zamanlarda nasıl başa çıkmanız gerektiği konusunda zorlanabilirsiniz.
Uzmanlara göre çocuğunuza böyle durumlarda güçlü duygularla nasıl başa çıkması gerektiğini öğretebileceğiniz en ideal yaşlar. Aynı zamanda ailenin güvenli ekseni etrafında bu hayat derslerini öğrenebileceği en iyi yer.
Psikolog John Gottman “Çocuğunuzun duygusal zekasını onun üstesinden gelmesi zor, öfke, hayal kırıklığı veya karışıklık gibi duygularını anlayarak ve ona yardımcı olarak geliştirebilirsiniz” diyor ve ekliyor “Yüksek duygusal IQ'ya sahip bir çocuk duygularıyla daha rahat başa çıkar, yüksek gerilimli olaylarda daha kolay sakinleşebilir, başkalarını anlayabilir ve daha rahat ilişki kurabilir ve daha düşük duygusal IQ'lu bir çocuğa göre daha kolay arkadaşlıklar kurabilir”.
Diğer uzmanlara göre duygusal IQ'su yüksek olan çocukların kendine olan güvenleri, sorumlukları ve başarılı olarak gelişmelerine ve insanlar arası iletişimde yetenekli olmalarına yardımcı oluyor.
Çocuğunuzun duygusal IQ'sunu nasıl geliştirebilirsiniz? Bu ancak sizin önderliğinizde bir duygusal koçlukla mümkün olabilir.
Empati kurarak dinleyin.
Çocuğunuz ne hissettiğini anlatırken sanki bir ayna gibi söylediklerini dikkatlice dinleyin ve ona onu ne kadar iyi anladığınızı söyleyin. Eğer çocuğunuz siz yeni bir bebek peşinde olduğunuzdan terkedilmiş hissediyorsa ona neler olup bittiğini sorun. Ve eğer sorun buysa ona “ Çok haklısın, anne yeni bebekle meşgul” deyin. Ona hayatınızdan örnekler göstererek onu anladığınızı gösterin. Ona babanızın kardeşinizle beraber parka gittiğinde fakat sizi götürmediklerinde sizin annenizle nasıl harika bir gün geçirdiğinizden bahsedin. Bu çocuğunuza herkesin hisleri olduğunu ve bunların geçtiğini gösterir.
Ona duygularını adlandırmada yardım edin.
Sınırlı sözcük dağarcığıyla ve neden ve sonucu anlamadaki yetersizliği nedeniyle çocuklar bazen ne hissettiklerini ifade etmekte zorlanırlar. Onları hissettiklerini anlatmalarında kolaylık sağlaması açısından duygu ifade eden kelimeleri öğretin. Eğer hayal kırıklığına uğramış şekilde davranıyor ve parka gitmek istemiyorsa “ Kendini kötü hissediyorsun değil mi?” diyebilirsiniz. Aynı zamanda Bir şey hakkında karmaşık duygulara sahip olmanın normal olduğunu anlatın. Çocuğunuz herhangi bir sebepten dolayı üzgünse büyük resme bakıp onu neyin üzdüğünü anlamayı deneyin.
Yeni mi taşındınız? Eşinizle onun yanında tartıştınız mı? Eğer ne olduğunu anlayamıyorsanız size bunu anlatmıyorsa onu oyun oynarken dinleyin. Eğer anne bebek biraz fazla bağırıyorsa, elinizde onu neyin rahatsız ettiğini gösteren büyük bir kanıtınız var demektir.
Bebeğinizin duygularını onaylayın.
Bebeğiniz puzzle yaparken kudurduğunda ve sinir krizi geçiriyorsa "Üzülecek bir şey yok" demek yerine ona bunun doğal olduğunu anlatın. Mesela şöyle diyebilirsiniz “Puzzle'ı bitirememek çok sinir bozucu değil mi?” eğer duygularını söylemezse tepkilerinin daha uygunsuz veya aşırı olacağını söyleyin.
Sinir krizlerini öğretim araçlarına dönüştürün.
Eğer bebeğiniz dişçiye gideceğini duyunca üzülüyorsa neden korktuğu hakkında konuşun, ziyaret sırasında ne beklediğini sorun ve neden gitmesi gerektiğini anlatın. Siz de ona bir okul gösterisinden önce nasıl korktuğunuzdan veya ilk işe başladığınızda nasıl korktuğunuz ve arkadaşlarınızın nasıl sizin iyi hissetmenizi sağladığından bahsedin. Duygular üzerinden konuşmak büyüklerde olduğu kadar çocuklarda da etkilidir.
Sorun çözümü eğitiminde çelişkileri kullanın.
Eğer çocuğunuz sizinle veya başka bir çocukla kafa kafaya geliyorsa, sınırlarını açıkça belirleyin ve daha sonra ona bir çözüm önerin. Mesela “Kardeşine üzerine oyuncak attığı için kızgın olabilirsin ama ona vuramazsın. Daha sinirli olduğun zaman ne yapacaksın?” diyebilirsiniz.
Eğer çocuğunuzun hiçbir fikri yoksa ona seçenekler sunun. Öfke terapisti Lynne Namka çocuklarınızın sinirli olmanın ne demek olduğunu hiçbir nedenle başkalarını incitmeden bilmesinin iyi bir şey olduğunu söylüyor.
Sakin kalarak örnek olun.
Çocuğunuzun duyguları karşısında nasıl tepki verdiğinizi kontrol etmelisiniz. Sinirli olduğunuzda sözlerinizde de kırıcı olmamanız çok önemli. “Beni deli ediyorsun” demek yerine “Bunu yaptığın zaman üzülüyorum” böylece çocuğunu sorunun kendisi değil davranışı olduğunu anlayacak. Fakat aşırı eleştiriden kaçının çünkü bu çocuğunuzun kendine olan güvenini etkiler.
Tüm bunların ötesinde kendi duygularınızı da dikkate alın. Bazı ebeveynler kendi negatif hislerinin çocuklarını rahatsız edeceğinden ve zorlayacağından göz ardı ederler. Ama gerçek hislerinizi saklamanız sadece çocuğunuzun aklını karıştırır. Ona neden rahatsız olduğunuzu üzgün davranmadan söylediğiniz zaman çocuğunuz zor hislerle nasıl baş edilmesi gerektiğini öğrenecektir.
YORUMLAR