Diyelim ki sosyal medyada gördüğünüz hoşunuza gitmeyen bir şeye yorum yazdınız. Böyle durumlarda sosyal medya algoritması sizin o gönderi ile ilginiz olduğunu düşünüyor ve benzer gönderileri karşınıza çıkarıyor. Bu durum sizin "beğenmeyeceğiniz" paylaşımların daha çok karşınıza çıkmasına neden oluyor. Bu da kullanıcıların pek tabii hoşuna gitmiyor. Peki, ne yapmalı? Sosyal medya algoritmalarına dair bilinmesi gerekenleri dijital pazarlama ajans kurucusu Menekşe Öztürk Özgüçük anlattı.
Sosyal medya algoritması nasıl çalışıyor? Bizim verdiğimiz tepkileri olumlu tepki veya olumsuz tepki olarak ayırt edebiliyor mu? Yoksa sadece ilgilendiğimizi mi baz alıyor?
Her sosyal medya platformunun algoritması farklı şekilde işler. Facebook, Instagram, TikTok ya da X (Twitter) kendi dinamiklerine göre kullanıcı davranışlarını yorumlar. Genel olarak algoritmalar, etkileşimleri “olumlu–olumsuz” diye kategorize etmekten çok “ilgi” sinyali olarak algılar. Yani bir içeriğe yorum yapmanız, beğenmeniz, paylaşmanız veya ne kadarlık bölümünü izlediğiniz, niyetiniz ne olursa olsun sistem için “bu içerik seni meşgul etti” anlamına gelir. Bu noktada olumlu-olumsuz tepki ayrımı yerine tek kelimeyle “etkileşim” ifadesini kullanmak daha doğru olur. Olumsuz bir yorum dahi, algoritma için içerikle bağ kurduğunuzun göstergesidir.
İnsanlar çoğunlukla beğenmedikleri şeylere yorum yapıyor. Bu olumsuz etkileşim alan paylaşımlar kullanıcıların keşfetine düşüyor mu? “Onları öfkelendiren şeyleri daha çok görüyorlar” diyebilir miyiz?
Platformların amacı kullanıcıyı içeride daha uzun süre tutmak. Eğer bir içerik sizi öfkelendiriyor ve bu nedenle yorum yazıyorsanız, algoritma bunu ilgi göstergesi olarak kabul ediyor. Sonuçta benzer içerikler karşınıza daha sık çıkabiliyor. Kısacası olumsuz duygular da tıpkı olumlu duygular gibi algoritmaya “devam et, bu kişiyi burada tut” mesajı veriyor. Fakat bundan kaçınmak ve olumsuz içerikleri görmemek de pek tabii mümkün. Sizde olumsuz hisler oluşturacak, öfkelenmenize sebep olacak içerikleri daha az görmek için etkileşim vermemeniz yeterli olacaktır.
Yankı odası etkisi nedir?
Yankı odası etkisi, sosyal medyada benzer fikirlerin sürekli tekrar edilmesi ve farklı görüşlerin geri planda kalmasıyla oluşan bir durumdur. Algoritmalar sizin etkileşime girdiğiniz içerikleri analiz ederek “bu kullanıcı bu tür fikirleri seviyor” sonucuna varır. Zamanla karşınıza çıkan içerikler tek tipleşir, farklı bakış açılarıyla karşılaşmanız zorlaşır. Bu da kişinin kendi düşüncelerini sürekli doğrulayan bir döngü yaratır. Bunun en net örneğini belirli bir siyasi partiyi veya spor takımını destekleyen ve bu parti veya takımı savunan içeriklere etkileşim veren kişilerin hesaplarında görebiliriz. Akışlarında hep buna yönelik içeriklerle karşılaşırlar ve rakipleri ve düşüncelerini neredeyse hiç görmezler.
Bizi “öfkelendirecek” ve tetikleyecek paylaşımlardan nasıl sakınabiliriz? Algoritmanın olumsuz etkilerinden korunmak için ne yapmalıyız? Algoritmamızı nasıl düzenleyebiliriz?
Algoritma aslında sizin davranışlarınızı kaydeden bir ayna gibi çalışır. Dolayısıyla düzenlemenin en etkili yolu, kendi kullanım alışkanlıklarımızı bilinçli hale getirmekten geçiyor. Bu noktada birkaç küçük alışkanlık çok işe yarayabilir. İlginizi çekmeyen ya da rahatsız eden içeriklere hiç etkileşim vermemek, izlemeden geçmek ve “ilgilenmiyorum” seçeneğini kullanmak bu noktada oldukça kullanışlı olacaktır. Benzer içeriklerin büyük oranda önünüze düşmesini engelleyecektir. Ara sıra farklı konularda ilginizi çeken içeriklere bilinçli şekilde bakmak ve beğeni bırakmak, algoritmaya daha dengeli sinyaller göndermenizi sağlar. Bunları yapmanıza rağmen önünüze bu tarz içerikler çıkmaya devam ettiğinde “Keşfet Sıfırlama” seçeneğiyle algoritmaya ilgi alanlarınızı yeniden keşfetmesi için sıfırdan bir şans vermek yeterli olacaktır. Böylece algoritmaya yeni bir yön çizmek mümkün olur. Fakat bahsetmek gerekir ki maalesef her seçenek her platform için geçerli bir durum olmuyor, bu tarz özelliklerin sunulmadığı platformlar da mevcut. Bu noktada yapabileceğiniz tek şey sizde olumsuz duygular oluşturan içeriklere hiç etkileşim vermemek, görmek istediğiniz tarzda içeriklere ise yorum, beğeni ve paylaşım seçenekleriyle etkileşim vermek olacaktır.
Kendimizi bir öfke söyleminin öznesi halinde bulursak nasıl bir yol izlemeliyiz?
Sosyal medyada markalar ya da kişiler zaman zaman öfke söylemlerinin odağına yerleşebilir. Kişilerdeki psikolojik etkileri ve bunun için nasıl bir yol izlemeleri noktasında bir değerlendirme yapmamız çok doğru olmayacaktır fakat bu konuyu bir kriz yönetimi meselesi olarak ele almamız gerekirse ilk adım, panik yapmadan durumu objektif şekilde analiz etmektir. Hangi paylaşım veya yorum üzerinden kriz doğdu, kimler sürece dâhil oldu ve ne kadar hızlı yayılıyor gibi sorulara yanıt bulunmalıdır.
Sonrasında üç aşamalı bir yol izlemek faydalı olur:
- Durumu kontrol altına almak: Gerekiyorsa ilgili gönderiye açıklayıcı bir not eklemek, yanlış anlaşılmaları netleştirmek ya da platform araçlarını (şikâyet etme, yorumu sınırlandırma vb.) kullanmak.
- Şeffaf iletişim kurmak: Sessiz kalmak çoğu zaman söylentileri büyütür. Ölçülü ve sakin bir açıklama yapmak, yanlış algıları gidermeye yardımcı olur.
- Uzun vadeli önlem almak: Kriz sona erdiğinde benzer durumların tekrar yaşanmaması için içerik stratejisi gözden geçirilmeli, topluluk yönetimi süreci güçlendirilmelidir.
Özetle, amacınız tartışmayı, öfkeyi kontrollü şekilde yönetmek ve itibarınızı korumak olmalıdır.
YORUMLAR