"Eğer ona anlatırsam beni terk eder"

Merhaba Yeşim Hanım, benim neredeyse üç yıllık bir ilişkim var. Şu an her şey çok güzel gidiyor, çok yolunda, hayata bakış açılarımız, hedeflerimiz ortak. Aynı pencereden bakabiliyoruz ve bunu kaybetmek istemiyorum. Evlenme planımız var kısmetse ama benim vicdanım hiç rahat değil. Geçmişte çok yanlış ilişkiler yaşadım. Önceden söylemem lazım ki hayatımda hiç yalan söylemiş biri değildim ve hiç sevmem… Çok zorda kaldığımı hissettim, korktum. Gençliğin cahilliği mi denir bilemem ve bunlar yüzünden ilişkimizin ilk yılı ikimiz içinde çok zor geçti. Çok sinirlendi, çok tepki gösterdi ve kendimi çok güçsüz, değersiz hissettim. Ne yapıcağımı bilemedim. Her zerreme kadar üzüntümü pişmanlığımı yaşadım, yaşıyorum. Bende uzun süre hatta hala daha bazılarının etkisi geçmedi ve bu yüzden geçmişte ilişki yaşadığım birini söyleyemedim, çok korktum ama o olaylardan sonra bana çok iyi davranmaya başladı. Bende hayatımın merkezi yaptım, onu narin bir çiçek gibi sevdim, gözümden sakınır oldum ama ben geceleri uyuyamıyorum vicdan azabından. İçten içe bu durum beni yemeye başladı gibi hissediyorum. Eğer ona anlatırsam beni terk eder. Böyle bir duruma da düşmek istemiyorum onu gercekten seviyorum, ne yapacağımı bilemiyorum. İtiraf etsem yine aynı kavgalar olacak. Ne o ne de ben kaldıramayız böyle bir kavgayı. Sizce ne yapmam gerekiyor? İçime az da olsa bir şu serpilsin…


Yeşim Tijen’in cevabı:

Merhaba sevgili okurlar, insan en çok gençken hata yapar. Doğruları yanlışları bilmediğinden, öğrenmediğinden ya da o doğru ve yanlışlar öğretilmediğinden gençken daha çok hata yapmaya müsaittir. Hataların müsebbibini aileler olarak görüyorum. Aile çocuğuna ya fazla gevşek davranıyor ya da huzurlu, güvenli, bir yuvayı yaşatamıyorsa, çocuğuna kendini değerli hissettirmiyorsa o da huzuru değeri sevgiyi dışarda arıyor. Aileden uzaklaşan çocuk da öğrenmesi gerekenleri öğrenemeyerek yanlışlara açık hale geliyor. Bence sizin yanlışlarla dolu hikayeniz böyle başlamış olmalı yavrum. Yoksa genç bir kız bu kadar utanacak hata yapmaz diye düşünüyorum.


“Her hata bakiredir tekrar edilirse zevke girer” demişler. Hoş bir söz gibi kulağa gelmiyor değil mi? Hatalar da öyle insanın kulağına gözüne hiç hoş gelmez. Anlattıklarınızdan okuduğum oldukça hareketli ve yanlışlarla dolu bir zaman dilimini sonunda geride bırakabilmişsiniz. Paylaştığım sözdeki gibi hatayı zevke çevirmekten vazgeçebilmişsiniz ama şimdi bu hataların yükünü taşıyorsunuz, omuzlarınıza o yük ağır geliyor. Aklınıza eseni yapmış olmanın bedeli olacak tabii her şeyin bir bedeli olduğundan habersizdiniz mutlaka… Hayatın gerçeklerinin farkına varmış biri olarak yaptıklarınızdan utanmaya başlamış olmanız hayatınızın sorumluluğunu almış olduğunuz anlamına geliyor. Kendinizin sorumluluğunuzu alınca çokça şeyin de sorumluluğunu almış oluyorsunuz; ailenizin, geleceğinizin, toplumsal değerlerin vs. bu sorumlulukları taşıyınca artık yanlışlara kapınızı kapatmış oluyorsunuz. Bu sizin adınıza iyi bir şey yavrum, farkındalığa ulaşan biri olarak geçmişi geçmişte bırakmaya başlayarak yeni bir siz yaratmışsınız. O yeni sizin keyfini çıkartmak yerine geçmişin endişeleriyle yaşıyorsunuz çünkü erkek arkadaşınıza söylemediğiniz önemli bir konu var. Söylerseniz sizi bırakacağından emin siniz… Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık diyorsunuz. Hiç tükürmezseniz ne bıyık ne de sakal kirlenecek gibi gözüküyor değil mi yavrum? Ama öyle değil işte. Bu sorunun kökten çözülmesi lazım sizin ve ilişkinizin geleceği için… Bu eski ilişkinizi sevgilinize anlatmalısınız. Şimdi kimse ulaşılmaz değil bir şekilde o kişi size ulaşır ve bu eski ilişkiniz ortaya çıkarsa bugün korktuğunuz durumdan daha kötü durumda olabilirsiniz. Saklamak kısa vadeli bir çözüm yavrum.


Bir değerli insan, Neşet Ertaş -çok severim kendisini- demiş ki “Cahildim dünyanın rengine kandım”. Dünya rengarenk görüntüsüyle insanları kandırabiliyor yavrum, siz gençsiniz büyükler bile kanabiliyor. Ya o hayatın içindeki kız olarak kalsaydınız… Siz artık farklı bir yolda ilerliyorsunuz. Bu yaşadığınız sıkıntılar kendinize olan kızgınlığınızdan, kendiniz af edememenizden. Kendini affetmek yaraların kapanmasına yardımcı olur. Kendini affetmek olumlu davranışları artırır. Kendinize şunu diyebilmelisiniz: “Hatalarım için kendimi af ediyorum, hayatıma devam etmeme izin verdim.” Bu söz basit ve işlevsiz gelebilir fakat kişinin kendine şefkat gösterebilmesi için bu cümleleri kendi ağızından duyması gerekir. Ve korkmak yavrum… Hangi sorunu çözebilir? Ne yaşanacaksa yaşanacak kaçışı var mı? Gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıktığını biliyorsunuzdur umarım.


Sevgiliniz için narin bir çiçek gibi sevdim, gözümden sakındım demişsiniz. Siz de narin bir çiçeksiniz yavrum. Kendinize karşı acımasız olmayın, siz daha önceki sorunları sevgilinizle nasıl konuşup aştıysanız bu sorunu da aşabilirsiniz. Şimdi bir seçim yapacaksınız ya doğru biri olarak yolunuza devam edeceksiniz zaten yalan söylemeyi sevmiyorum demişsiniz ya da ya dası bence artık bu bilince ulaşmış biri olarak size yakışmayacak yavrum anlatmanız gerekenleri anlatıp kendinizi huzura kavuşturacaksınız.


Hepinize mutlu bayramlar diliyorum…


Sevgiler sevgili okurlarıma…


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.