En güzel yaşlarımı boşa harcamışım

Merhaba Yeşim Hanım, yazılarınıza Instagram'da keşfette gezerken rastladım.O gün bugündür HTHayat'tan okuyorum. Birçok insanın dert ortağı olmanız, yaralarına merhem olmanız inanın insana çok güzel geliyor. Bunun için önce teşekkür ederim size. Ben 12 yıldır evliyim. İlk 5 yıl çocuk düşünmedik eşimle daha sonra karar verdigimiz de doğal yollarla olmadığını anladık. Doktora gittik eşimde sorun çıktı tüp bebek yaptık 2 defa olmadı ama ben bunu sorun yapmadım. Sonuçta kim böyle olsun isterdi ki? Doktor ikimiz de kilolu olduğumuz için “zayıflayın” dedi ben 6 ayda 25 kg verdim ama eşimde tık yok. Ona zayıflamak zor geldi ve hiçbir çaba harcamadı. 3. tedaviye başlamıştık ama eşim iğneleri ya unutur vurmaz ya da önemsemezdi. Sorunun kendisinde olup çaba harcamaması çok garip geliyordu ve tedaviyi yarım bıraktı. 15 yıldır aynı yerde çalışan bir kadınım bu süre zarfında araba aldım, kredi borcunu ben ödedim. O da evin kirasını ödüyordu ama sürekli iş degistiriyordu çalışmadığı çok zamanlar oldu hep idare ettim. Eşimin ailesinin durumu pek iyi değildi ailesinde göremediği seyleri birlikte yapalım istedim.Ama gördüm ki o benim gibi düşünmüyormuş. Bunu çok geç anladım. Hep bir patron olma sevdası var, iş kurdu. Kendine cafe açtı Avrupa yakasında oturuyoruz ailesi Anadolu yakasında cafeyi de orada açtı ben yalnız kaldım her gün karşıdan gidip gelmek zor diye ailesi ile kaldı eve haftada 1, sonra 2 haftada bir gelmeye başladı. İstanbul içinde gurbet yaşar olduk. Yapma dedim, dinlemedi. “Bizim kaybedecek bi paramız yok” dedim ama nafile krediler çekip durdu ve tabii ki ödeyemedi. Dükkanı kapattı bu zamana kadar 3 tane araba aldım hepsini onu yapıcam bunu yapıcam diyip sattı evlendiğimden beri kredi borcu ödüyorum 100.000TL neredeyse araba kredi borcu ödedim ama ortada hiçbir şey yok. Kendini patron zannediyor, telefon trafiği hiç bitmiyor hep boş işler peşinde dostlar alışverişte görsün hesabı… O kadar borç var ki çalışıp ödeyemez diye başka boş işler peşinde bir yerde para vuracak borçları kapatacak düşüncesinde. O iş olacak, bu iş olacak diyip duruyor. Ben ondan sultan hayatı beklemedim ki zaten hayattan zengin olmak gibi bir beklentim de yok. Beraber çalışalım her şeyi birlikte yaparsak benim için kıymetli olurdu. Akrabaları zengin onları hor görüyorlar diye ailesini de kurtarmak adına böyle işlere girdi. Sürekli arkasını toplayan eksiklerini tamamlayan çalışıp evi geçindiren bir ben olmaktan artık yoruldum. Benim ailemin durumu iyi babam ev verdi kiradan kurtulun diye. Ben araba aldım. İnsanlar bunlara sahip olabilmek için yıllarca borç ödüyor o bunlara hazır kondu sadece çalışıp eve ekmek getirmek kalmıştı ama onu bile beceremedi. Anladim ki eşim büyümemiş, evlilik nedir bunun sorumluluğunu alamamış biri. Yıllardır çalışıyorum bir kere bile “Sen bu hayattan ne istiyorsun?” diye sormadı. Yaptıklarım baktım ki zamanla benim görevim haline dönüşmüş hep daha fazlası istenir olmuş. Sorarsan beni çok seviyor ama benim için ne yaptı? Seven sevdiğine büyük yükler yükler mi?Sevmek sözle değil eylemle olur. Evlilik yükü paylaşmaktır. Zamanla soğudum artık aramızda ne sevgi ne ilgi kaldı. Ben yalnız takılan o ise bu durumdan çıkmak için boşa çabalayan biri. Ne yaparsa yapsın hep karşındaki idare etsin istiyor, tek taraflı çekmekle kayık gider mi? Çok yoruldum ve çok kırıldım gelecek görmüyorum onunla. Sevmek ve sevilmek istiyorum değer görmek istiyorum çok mu şey istiyorum sadece boşa çalışıp borç ödemekten kendimi kaybettim. Boşanmak istiyorum en azından yeni bir hayat kurarak yoluma devam etmek istiyorum çünkü onunla geçirilen her saniye boşa akıp gidiyor. 36 yaşındayım en güzel yaşlarımı boşa harcamışım artık daha fazla geç kalmak istemiyorum hayata. Boşa geçen 12 yılımı düşününce kendime kızıyorum niye bu kadar bekledim diye kendimi bile bazen affedemiyorum. Her şeyi ben yapıyorsam ona hayatımda ihtiyaç yokki diyorum. Bu evliliği devam ettirmek için ne maddi ne manevi ne çocuk hiçbir şey yok diyorum ve artık gerçekten mutlu olmak istiyorum.


Yeşim Tijen'in cevabı

Evliliğin en tehlikeye girdiği dönem kadının akıllandığı zamanlardır sevgili okurlar. Önceleri kadının gözü aşktan sevgiden bir şeyi görmez ama o gözler sonra açılmaya başlar kadın akıllanır. Bu akıllandığı dönemde kadın artık yaşadıklarından kocasıyla ilgili kendine bir fikir çıkarmış ya mutluluğuna şükrederek evliliğini sürdürecek ya da yaşadıklarından kurtulmak için bu evlilikten çelip gidecektir. Bu kadının en sonunda geldiği noktadır öncesi tahammüldür, düzelirdir, sabırdır. Kadın sabırlıdır. Erkeğin hatalarına katlanır ta ki kendindeki sevgiyi köküne kadar bitirene değin sabırlıdır. Bütün yaşananlarda bir de kendi gücünü fark edince kadın erkeğin aciz kalışını seyretmek istemez. Erkek güçlüdür öyle öğrenmiştir ama kocasına bakar o gücü göremeyince ve bu duruma bir de ilgisizliği düşüncesizliği sorumsuzluğu eklenip sevgisini de bitirmişse bu iş bir cesarete kalmıştır. Kendince yaptığı değerlendirmelerde kocası da evliliği de geçer not alamamıştır. Bu değerlendirmeleri belli bir süreçten sonra kadınların çoğu yapar aklı çalışan kadınlar diyim... 5 notu alan kocalarla evlilik devam ettirilir. 5 geçer nottur. 5'ten düşük not alanlar için o evlilik artık sıkıntıya girmiştir.Tabii bu büyük eylemi herkes gerçekleştiremez bazılarının sadece dilinde kalır çanlar sözle çalar erkek de kadının bir şey yapamayacağını bildiğinden kendini düzeltmek için bir adım ileri gitmez. Bazıları ise kararlıdır erkek bu kararlığı yine göremez gerçekleşeceğine ihtimal bile vermez. Emindir karısı bir şey yapamaz onu bırakamaz... Ama nasıl olsa beni bırakamaz diyerek hiçbir çaba sarf etmediği karsıyla kendini mahkemede kapılarında bulur. Erkeğin hatası kadını küçümsemesi hala o eski evlendiği kadın sanması. Yanılgı burada o beni bırakamaz konuşuyor işte her zamanki gibi diyerek konuşmaktan yorulan karsının eyleme geçebileceğine inanmaması. Kadını hala eski kadınlar gibi çaresiz sanması...


Bugün yaşadıkları boğazında düğüm düğüm olmuş bir kadının yazdıklarını okudum üzüldüm sevgili okurlarım. Nasıl üzülmem? Kadını en iyi kadın anlar. Bu cefakar okurum sadece sevgi, ilgi, sorumluluk sahibi bir eşi olsun istemiş yıllarca her şeyi kendi sırtlamış ve o omuzlar taşıdığı yüklerden artık yorulmuş. Yüklerini bırakıp gitmek istiyor. Haksız mı? Haklı tabii çünkü biz olamadan yaşanmış bir evlilik var. Evlilikte biz olabilmek her şeyi paylaşabilmek çok önemli. Birbirinin sınırlarını ihlal etmemek, kullanmamak, evlendik diye cepte görmemek gerekli. Evlilik hem ömür boyu en iyi arkadaşlık hem de ortaklıktır. Sanırım ortak olduğunuz şey sizin kazancınız. Kayda değecek bir paylaşım olamamış. Eşiniz kendisinden yana bir şey ortaya koyamamış. Hayatınıza bir artı katmamış. Bir bebek sahibi olmanın sorumluluğunu bile sizinle paylaşmamış sorumluluğunu taşımamış. Hep sizden alırken sizin anne olabilmeniz için çaba sarf etme düşüncesinde olamamış. Bu bir kadın için büyük eksiklik. Eksiklikler yalnız bunla kalmamış hayatınızda gerçek anlamda varlığını ortaya koymamış. Koyar gibi yapmış dolayısıyla siz de gün be gün eksilmiş. Sevmek sözle değil eylemle olur diye ne güzel ifade etmişsiniz sevgiyi. Sizi düşündüğünü, davranışlarında görmek istemişsiniz ve eminim bunu onun hareketlerinde sözlerinde aramışsınızdır da... Ah kadınlar sevdiği adamın yaptığı söylediği her şeyde sevginin izlerini arayıp dururlar. Aslında evlilikler de birçok kadının istediği sevgi paylaşımı önemsendiği değerli olduğunu düşünüldüğünü görmek beraberce bir şeyleri ortaya çıkarmak daha ötesi aşırı mal mülk değildir. Günümüz kadınları dünkü kadınlardan daha çok erkekten sevgi ilgi beklentisindeler dünkü kadınlar verildiği kadarına sesini çıkarmazken bugünün kadını hakkını arıyor çünkü daha akıllı ve bilinçli üstelik bugünün kadını daha fedakar. Evinde oturup beklemiyor çalışıyor hem evinde hem işinde her şeyde onun parmağı oluyor. Bunu erkekler görüyorlar ama yine de bazı erkekler takdirden ilgi göstermekten sevgilerini yansıtmaktan uzak kalabiliyorlar. Bu zor mu? Değil. Sevmiyorlar mı? Kendilerince seviyorlar ama bencilce. Bencilce sevince sevmek sevmek olamıyor. Bu kadar çabanıza emeğinize daha değerli ve mutlu olmalıydınız güzel kızım. Bu sizin hakkınız yaşadıklarınız kaderiniz değil seçiminiz. Evlenirken herkes bilinçle evlenemiyor ama sonrasında her yanılanın bir seçim hakkı daha var, olmalı, oldurabilirsiniz. Bu sizin kararlılığınızda beklentilerinizde kendinize olan inancınızda umutlarınızda.


Eğer sevgi kalmamışsa çekmek size daha sonrasında pişmanlıktan başka bir şey getirmez ama ayrılık kararı da çok önemli bir karardır emin olmak gerekir. Bazı erkekler maalesef büyüyemiyorlar kadınlara bütün yükü vererek kendi hayal dünyalarında yaşayabiliyorlar. Yaşam da hayaller kurulmalı ve peşinden gidilmeli ama olmayacak şeylerin peşinden değil olabilecek hayallerin peşinden ayaklar yere basarak gidilmeli. Eşiniz ayaklarını yere basmadan hayaller kurmuş sanırım bu hayallere kendini öyle kaptırmış ki gerçeklerden uzaklaşmış. Yaşadıklarınızdan yeterince haberdar değil ya da görüyor ama görmemezlikten geliyor nasıl olsa eşi olarak hep arkasında olmuşsunuz onu bırakıp hiçbir yere gidemezsiniz inanın bunun rahatlığındadır ama şimdilerde kadınlar yürümeyince gidiyorlar. Kadınların en son nokta olarak köşede tuttuğu ve hiç kullanmak istemediği bir Z şıkkı var. O şıkkı sonunda seçebiliyorlar. Siz de seçebilirsiniz. Bu seçim sizin bu ayrılığı ne kadar istediğinizle bağlantılı. Güçlü bir kadınsınız Gücünüzü biliyorsunuz. Tek başınıza bu hayata meydan okuyabilirsiniz bir işiniz kazancınız var. Ona ihtiyacınız yok bunu görüyor, biliyorsunuz. Eşinizin göremediği siz ayrılırsanız sonrasında yaşayacakları, kafasını duvarlara vuracağı, “Ben ne yaptım?” diyeceği…


Sizin yaşayacaklarınıza gelirsek üstünüzden bir yük atacaksınız henüz çok gençsiniz her şey mümkün olabilir hayatta ama hayatta “ama”larda var yavrum. Bekar kadın olmak, bekar kadın kimliğini taşımak zor. Sevmek, sevilmek ilgi görmek istiyorsunuz ve yeniden evlenmek de isteyeceksiniz ama bakın yine ama diyorum çok dikkatli olmak zorundasınız. Bu zamanın erkekleri değişik güvenilmesi zor size bekar kadın olarak yaşamak kolaydır diyemem. Mutlu bir evlilik kurabilmek de mümkün sizin yaşınızda yalnız kalmakta ihtimal dahilinde. Göze alacaksınız. Size en son olarak şunu söylemek istiyorum: “İnsan insana söyleyemediklerinden ibarettir” demiş Nazım Hikmet. Siz bütün bu düşüncelerinizi her şeyi eşinizle çok açık ve net şekilde konuşmalısınız. Konuşmadığınız ona söylemediğiniz bir şey kalmasın. Evlilikler bir şansı hep hak eder keşke dememek için bu ayrılma isteğinizi ciddi ciddi eşinizle konuşun ve bir süre ayrı kalın ikinizde düşünün bakalım bu ayrılık sizlere hangi duyguları getirecek? Sizleri nereye götürecek? Önce bir bunu deneyin sonra olmuyorsa zaten olmayacaksa olmuyordur yavrum. Yaşanan hiçbir ilişkide arkadaşlıkta sevgililikte evlilikte geriye hiç keşke bırakmamalı elinizden geleni yapıp öyle gitmelisiniz. Sizin gibi yürekli bir kadına yakışan budur. Hakkınızda her şeyin hayırlısı olması dileğimdir yavrum.


Sevgiler sevgili okurlarıma...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Cok uzuldum kizimizin basina gelenlere tovbe edim yasli bunagi birakman olacak sana hic bir faydasi yok
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.