2 günde tanıdığı birini kaçırdı ve evlendi...
Merhaba Yeşim Hanım...
Ben 13 yaşında bir çocukken, o 18 yaşında bir delikanlıydı. En hızlı zamanlarıydı. O barlarda gezip dururdu; bense çocuk aklımla hiçbir şey diyemiyordum. 2 sene öyle böyle geçti. 20 olmuştu artık ben de onu çocuk aklımla iyice tanımıştım, sayesinde büyümüştüm. Sanki 15 yaşında olan o idi, ben 20 yaşındaydım. Babası ve ailesi tarafından sevilmeyen bir kız çocuğuydum, onu liman bulmuştum. Ama ben onu en çok babam diye severdim, o benim şehrim, benim evim, evimin direğiydi. Bir çocuk bunları nasıl kurar, nasıl düşünür? derseniz onun sayesinde ben büyüdüm. 'Yarın askere gidiyorum' diye aradı beni, ayrılmıştık o zaman. 'Peki, Allah’a emanet ol' dedim. 1 ay boyunca ağladım, aradı beni onunla birlikte oturdum, ağladım. Onun gibi bir adam askerde nasıl yapsın? Kızlar yok, içki yok, rahatlık yok… Hep kandırdı beni askerden izne geleyim buluşacağız diye. 3 sene olmuştu ve biz sadece 1 kere buluşmuştuk, o da ablam ve eniştem sayesinde. Her neyse izne geldi ben buluşacağımız yere geldim ama o gelmedi, aradım açmadı. Her seferinde salaklık bende ki inandım, o değişmezmiş. Askerliğini bitirdi geldi, biz arada sırada konuştuk, mesajlaştık. Sonra ailesiyle tanıştırdı beni, annesi annem oldu; babası babam, kardeşleri kardeşim. 'Evleneceğim ben bu kızla, bundan başkasıyla yapamam' dedi. Annesine, 'Sen bile benim kahrımı bu kadar çekmedin' dedi. Ben orada kaldım, utancımdan kafamı kaldıramadım. Her şey güzel gidiyordu az da olsa değişmişti. Ben ise artık iyice olgunlaşmış onu iyice öğrenmiştim. Ve bir gün 'bitti' dedim, bilmiyorum neden söyledim ama soğudum, hissetmiştim. Bir anda asla söylemeyeceğim bir şeyi cesaret edip söylemiştim ona, o çok şaşırmıştı. 'Her şey bu kadar güzel gidiyorken neden bitiriyorsun' dedi. Beni istemeye geleceklerdi, 18 yaşımı bekliyorduk. 1 hafta boyunca aradı, mesajlar attı. Hayatımda ona karşı hiç bu kadar soğuk olmamıştım, her defasında 'Hayır' dedim. 'Öyle bir şey yapacağım ki bu söylediğine çok pişman olacaksın' dedi ve yaptı. Gitti 16 yaşında bir kızı kaçırdı. O kız nereden çıktı bilmiyorum, ama o kız benimleyken de vardı biliyorum, hissediyorum. İnsan 2 günde tanıdığı birini kaçırma kararı almaz. Yapmıştı bir hata, ona göre hataydı bu, bana inat yapmıştı. O kızla artık nişanlıydı. 'Seni seviyorum ben, sana inat yaptım her şeyi çok pişmanım' dedi. Her defasında insan bir ümitte olsa nişanı atıp gelir zannediyor. Hep beni o kızla birlikte idare etmeye çalıştı. Ve sonunda evlendi, evlendi ve benim hayatımı kararttı. Bana evlendikten sonra da yazdı 'pişmanım' diye. Kavga ederdik, kızla resim atardı. Bana bu günleri gösterdiği için onu affetmeyeceğim. Sonra kızın hamile olduğunu öğrendim ve en sonunda ona 'karına saygın yoksa çocuğuna olsun ve bir daha bana sakın yazma, mutlu ol' dedim. Öyle de oldu yazmadı bir daha. Oğlu oldu ve adı bizim koymak istediğimiz isim oldu. Evleneli 2 sene oldu. O 13 yaşındaki kız çocuğu büyüdü, 20 yaşına geldi ve ben sesini dahi duymadım. Korkuyorum aradığımda ya karısı çıkarsa? Yeşim Hanım, yazarken hıçkırıklarla yazıyorum size bu satırları, anlatamadığım daha o kadar anımız var ki… Bu acı nasıl geçer bilmiyorum, karşıma onun gibi birisi gelir mi? Gelse de ben onun kadar sever miyim bilmiyorum, korkuyorum. Ben 5 seneyi silip atamazken o ne kadar kolay sildi attı bilmiyorum. Hiç mi aklına gelmiyorum? O yaşadığı semtte annesinin evine her gittiğinde hiç mi aklına gelmiyorum? Zor geliyor her şey çok zor…
Yeşim Tijen'in cevabı:
Bazen insanın yüreğinden gelen sessiz çığlıkları olur. Çığlıklar yalnız bağırarak mı atılır? İnsanın yüzüyle, gözüyle, duruşuyla attığı çığlıklar vardır. Bu durumu fark edebilmek için önemsemek, ilgili olmak, değer vermek gerekir. İşte böylesine içinden ben de buradayım, beni görün diyen yeni ergenliğe girmiş birinin karşılanmamış sevgi ilgi ihtiyacı bir başkasının ufacık ilgisi, anlamlı bakışlarıyla güzel sözleriyle ruhundaki eksiklikleri doldurur o kişinin dünyasında kara bulutların arasından kendini gösteren güneş gibi gözükerek içini aydınlatır. O küçücük arada bir çıkan güneşe elinde olmadan odaklanır. Üşüyen ruhu onun ilgisiyle ısınmaya, kendine gelmeye başlar. Artık o da biri için değerlidir. Böyle mi olmalıydı? Sahi bu genç kızımızın anne babasının aklı, sevgisi, ilgisi nerede, kimlerdeydi acaba? Dizilerde, komşularda, arkadaşlarda, internette hepsinde birden de olabilir. Anne baba olmuş olmak için evlat sahibi olan ne kadar çok kadın, erkek var. Bu insanların duygusuzca, düşüncesizce yaklaşımlarıyla bir yığın yaşanamamış çocukluk var, sonra toparlayın o çocukları... Nasıl olsa kalan sağlar bizimdir değil mi? Bana göre anne baba olmak için kadın, erkek sıkı bir sınavdan geçirilmeli. Şaka falan değil. Çok ciddiyim anne baba olabilmek için önce devlet eğitmeli, hak edenler anne baba olmalı.
18 yaşında bir gencin, henüz ergenliğe girmiş 13 yaşındaki bir çocuğa “dikkat edin çocuk diyorum” sevgili olarak yaklaşması ve yıllar sonra sanırım şimdilerde 24 yaşında olan bu gencin, 16 yaşında yeni genç kız olmak üzere olan birini kaçırması bence normal değil sevgili okurum. Hem de hiç normal değil. Yaşadıklarınıza bakınca bu gençle doğru dürüst bir şey paylaşmamışsınız. Size göre çok fazla olabilir ama bence bunlar paylaşım değil. Sizin kendi kendinizi avutmanız onu sevmek, beklemek için kendinizi bunlara inandırmanız evet nihayetinde belki sizi istemeye kadar ilişkiniz varmış ama o hayatını gönlünce yaşamış. Sizi kendi kafasında ayrı bir yerde tutmuş. Bir kenarda dursun der gibi. Diğer yandan hayatında hep başkaları olmuş. Kaçırarak evlendiği 16 yaşındaki eşi de onun sevgililerinden biridir diye düşünüyorum. Sizin o yere göğe koyamadığınız genç bu. Aslında akıllı ve cesaretli bir genç kızsınız. 13 yaşında sevgili olmak bir cesaret. Şimdi size düşen, o aklınızı bu defteri kapamak için kullanmak olmalı.Kendinizi ve onu suçlamakla bir çözüme ulaşamayacağınızı bilmelisiniz. Birini severken artık sevmemek zorunda kalmak, onu ellerinizle başkasına itmek, bunun pişmanlığını duymak bütün bu duyguların arasında sıkışıp bir keşke ile hesaplaşmak, yaşamı bundan sonrası için ağır bir yük olarak görmek, bunlar sadece sizin değil sevgilinizin de hesaplaştığı duygulardır. Ama sormak istiyorum; neye yarar? Onun inadı,sizin geçmişten biriktirdiğiniz öfkeniz sonucunda oluşan kaprisiniz bu yaşananların nedeni olsa bile dileyelim zamanla ikinizin de keşkeleri iyikiye dönüşsün. Dönüşme ihtimali var mı derseniz sizin için tabi var. El elden üstündür. Daha ne yaşadınız? 13 yaşınızdan beri sadece ona odaklanarak bugüne geldiniz. Sizin tutunacak dalınız olmuş, öyle gençler var ki esen kuvvetli rüzgarda dalları hemen kırılmayan, sıkı sıkıya sevgisine tutunan, kaybetmekten korkan… Size şu an için sözlerim bir anlam ifade etmese de bir zaman sonra onları fark edecek ve kendi kendinize şöyle fısıldayacaksınız; İyi ki..
Bu zor zamanınızda üniversite sizin için güzel bir şans. Hayatı orada gördükleriniz yaşadıklarınızla yeni baştan anlamlandıracaksınız. Beğenileriniz, düşünceleriniz değişime uğrayacak. Gördükleriniz, duyduklarınız, öğrendikleriniz, yaşadıklarınızla farklı bir bakış açısı kazanacaksınız. Kendi kendinizi yeni yeni keşfedeceksiniz. Bugün için acı çekseniz de zaman içinde bir bakacaksınız keşkeler iyikiye dönüşmüş. Çünkü siz o 13 yaşının beğenilerinden farklı beğenileriniz olduğunu göreceksiniz.İşte bu nedenle yaşanmamış bir geleceği bugünkü ruhsal durumunuzla yargılayıp o gelecekten ümidinizi kesmemelisiniz. Buna hakkınız yok. Onunla olan ilişkiniz bitmiş olabilir ama hayat akıyor, size yeni güzellikler sunmak istiyor, yok istemem ben acı çekeceğim mi diyeceksiniz? Hayata önyargılı gözlerle bakarsanız göremezsiniz, fark edemezsiniz,fırsatları kaçırırsınız. Dönüp geriye bakmaktan kendinizi vazgeçirdiğinizde bunları sizde görebileceksiniz. Aklınızı zapt ederek bu acılardan belki hemen değil ama çıkabileceğinizi bilmelisiniz. Yoksa bugününüz için hiçbir şey yapamaz, yarınınızı hazırlayamazsınız. Size yazık olmaz mı? Bir pişmanlık daha bunlar için yaşarsınız. Kendinize unutacağım diyeceksiniz. Çünkü unutmak zorundasınız! Önünüzde kocaman size kollarını açmış bir gelecek var. Onu bitmiş bir ilişkiye tutuklu kalarak harcayamazsınız. Cesaretli bulduğum siz, beni yanıltmayacaksınız değil mi? O zaman ne yapacaksınız? O sizi arasa bile o telefonu açmak için kendinize hiçbir mazeret yaratmayacaksınız. Hayatınızda kabul etmeniz gereken bir durum var.Bu ilişki BİTMİŞ! Hayatınızda odaklanacağınız hedefler bulmalısınız. O hedeflere ulaşmaya çalışmakla kendinizi meşgul edeceksiniz. Geçmişin acısını şimdinin gücüyle anda var olmaya çalışarak, anı yaşayarak, yaşama odaklanarak aşacaksınız. Kendi kendinize kalmamaya çalışarak, acıklı müziklerden, filmlerden uzak durarak yaşayacaksınız bir süre. Gülmek için her şeyi bahane edin. Kendi kendinize kaldığınızda bile, kendinize aynada baktığınızda bile gülümseyin, pozitif düşünün. Her şey güzel olacak. Bunu söyleyin ve buna inanın ve göreceksiniz öylede olacak. Bir anda unutmak gerçekleşmeyecek ama anda ne kadar çok olmayı başarırsanız geçmişe o kadar az gideceğinizi bilerek hareket edeceksiniz. Dikkatiniz yaşanan anın size sunduğu şeye verin. Bunu ne kadar çok sıklıkla yaparsanız sonrasında bilinciniz geçmiş veya gelecekte olmayı değil anda olmayı seçecektir. Sevmek, sevilmek bunlar şahane duygular ama artık hayatınızda olamayacak birini aklınızda, kalbinizde öldürerek kendinize, geleceğinize,yapacaklarınıza yönelmek durumundasınız. Yaşamda yaşanacaklara karşı eliniz ne kadar güçlü olursa siz de o kadar güçlü olacağınızı bilerek bunu kendinize hedef olarak tayin edebilirsiniz. Hedefleriniz olunca hayata daha sıkı tutunmaya başlarsınız. İlk önce biraz o hedefe uzaktan uzağa bakarsınız, sonra yaklaşırsınız dokunmaya başlayınca tutmak isteyeceksiniz ve bir bakacaksınız hedef, hedefiniz olmuş, tüm yaşamınızı kaplamış. İşte unutmak böyle gelecek ve unutacaksınız.
O sizi düşünüyor mu, bunlara fazla takılmamaya çalışın, çünkü bir faydası olmaz. İlla ki düşünüyordur, aklına geliyorsunuzdur ama artık bir eşi ve çocuğu var ve onlarla o hayatı yaşayacak kabullenecek. Şuna eminim hayatında başkaları hep olacak... Sevgili okurum, biliyorum içinizde bir yara kanıyor. Hangi yara kapanmamış, hem de bu kadar genç yaşta? Bana güvenin o yara kuruyacak ve zamanla kapanıp gidecek. İleride gülümseyerek hatırlayacak ve çocukluk aşkıydı diyeceksiniz.
Sevgiyle kalın, sevgili okurlarım…
YORUMLAR