Giriş: 21 Ekim 2016 Cuma

Aşıktım, yıkıldım...

“Yeşim Hanım, 3 yıl önce biriyle tanıştım, çok sevdim. Akşama kadar mesaj atardı. Ciddi değilsen girme hayatıma dedim. Zaten ailem ile sorunlarım vardı. Ciddiyim, seviyorum dedi. Sonra iş kurdu, kredi çekti, 1 buçuk yıl geçti evlenelim dedim. Uygun zaman değil deyince sabrettim. Aşıktım. ‘Keyfimden mi evlenmiyorum’ dedi. Sonra iş yerine bay-bayan bir sürü işçi aldı. Sosyal medya üzerinden ara sıra takip etmeye başladım iş arkadaşlarını. Son zamanlarda benden uzaklaşmıştı. Hayatında biri mi var dedim, yok dedi. Bir cumartesi beraberdik sarılarak ayrıldık, ben eve döndüm. Pazar aradım, cevap vermedi. Pazartesi iş arkadaşlarına sosyal medyadan bakayım dedim. İş arkadaşı bayana evlenme teklifi ettiği videoyu gördüm. Düştüm, bayılacaktım, duvarlara tutundum. Sosyal medyadan bakmaya karar verdim. Evlenmişler. Dünden beri ağlıyorum, kendimi öldürmeyi, o adamı öldürmeyi düşünüp duruyorum. Lütfen yardım edin.”

Yeşim Tijen’in cevabı:

İnsan en kolay şerefsiz insanları aklından çıkarır sevgili okurum. O şerefsizlikle yüreğinizdeki tüm güzel duygulara bir kibrit çakar. İlk önce harlı bir ateş olur, duygular yanmaya başlar. Yanar, yanar, o alev akla sıçrar. Ateş daha bir alevlenir. Sonrasında o alevli ateş harını kaybetmeye başlar. Çünkü akıl duyguların üstüne kapanır ve içinizde yanan alevi boğar. Ateş sönmeye başlar. Geriye kalan sadece gri külller olur. Bir de size kalan nedir? Acı da olsa bir tecrübedir. Tecrübe önemli bir kazanımdır. Sizi büyütecektir. Artık dünden daha farklı birisiniz, daha akıllı. Evet belki biraz daha ürkek olacaksınız ama bir süre sonra kendinize güvenini kazanacaksınız. Kazanmalısınız da. Yaşadıklarınızı aşmak sizin tek hedefiniz olmalı: Unutmak. Kandırılmış olmaya inat dimdik ayakta durmak. Kötüyle kötü olunur mu? En güzeli onu Allah’ın adaletine bırakmak. Siz de bırakın Allah’tan bulsun. Bulacaktır da. Çünkü kimsenin yaptıklarını Allah yanına bırakmaz. Büyük söz söylediğimizde bile onu kullarına sen böyle demiştin diyerek yaşatan yaradan bunu mu kulunun yanına bırakacak? Hesabını siz görmeseniz de verecektir.

Ölümü düşünmek, kendini öldürmeyi düşünmek, kimin için? Ben sizin bana yazdıklarınızda uğrunda ölecek ya da öldürecek bir erkek göremedim. Ölüm bile bu adamı kabul etmez, yaşam onu öldürsün diyerek bırakır. Kendinizi öldürmek istemenizi yaşadıklarınızın o anlık tezahürü olarak görüyor ve duymamış gibi yapıyorum. Çünkü yaşam çok güzel. Bu güzelliği fark edebilmek için hayata ve kendinize zaman tanıyın.

Yeni bir erkek türü oluştu. GDO’lu erkekler. Adı bile yakışmıyor ama GDO artık her şeyde. Organik değiller. GDO’lu kadınlar da var tabi. Nerden türedi bu tür, menfaatten. Amaçları menfaat. Tırtıklamak. Ne tırtıklarsam kar güdüsüyle hareket ediyor bunlar. Bazıları seviyormuş gibi yaparak maddi manevi tırtıklamaları kazanım olarak görürken neler kaybettiklerini bilmiyorlar. Artık insan olmadıkları en büyük kayıp tırtıklıyorum derken yaptıkları aslında kendilerini tırtıklamak. Sürekli kendinden vererek kendi kalamamak. Görünen iki cinsin de ahlaki erozyonun etkisinde olduğu. Farkında olanlar organik kadın ya da erkeği arıyor. Onlar nerede? Ortalıkta boy göstermiyor. Sosyal medyada boy boy resimlerle kendilerini teşhir etmiyorlar. Gerektiği gibi kullanıyorlar. Okuyorlar, çalışıyorlar ama sessiz sedasız ve gürültüsüz. Kendi dünyalarında insan kalmak için çaba sarf ediyorlar. Biri belki de sizsiniz. Organik olmak, saf temiz olmak bir ayrıcalık ve büyük ihtimal GDO’lularca aptallık. Peki siz aptal mıydınız? Hayır, inandınız. Aslında inanmak istediniz. Aklınıza kulak asmadınız. “Hadi sen de” dediniz onun size yolladığı sinyallere. Şimdi bunun sonucunu yaşıyorsunuz. Neyin derseniz sorgulamamanın, körü körüne inanmanın.

İnsan yaşadıklarını hazmetmekte zorlanıyor sizin gibi ama yapacak başka bir şey var mı? Yok. O zaman size düşen kabullenmek ve bir an önce bu hesabı kapatmak. İnsanın yaşadıklarından kendini arındırabilmesi zor ama en iyi ilaç size attığı kazık. Bu kazığı düşünerek çok kolay ona olan hislerinizden arınırsınız. Şimdi bir değişim içine gireceksiniz. Akıl olarak daha gelişeceksiniz yaşadıklarınızla ama idealler oluşturmuş olduğunuz yaşam felsefesini değiştirmeyin. Hatta onlara sıkı sıkıya tutunun, ayrıcalık burada. İlerde organik biri olmanın meyvelerini mutlaka toplayacaksınız. Kendinizi suçlamayın, kızmayın, güvensizleşmeyin. Siz siz olduğunuz için kendinizi daha çok sevmelisiniz. Çünkü inanın bana, siz çok özelsiniz. Özel olmak demek çok başarılı, çok güzel olmak değil. Kusurları olan, düşüp kalkabilen ama ideallerine inançlarına sözlerine bağlı olan insanlardır.

Şimdi ne yapacaksınız? Yaşadıklarınızı yutkunacaksınız. Gidip hesap sorsanız ne elde edeceksiniz? Hiçbir şey. Yüzsüzlük ve yalan dolan. Hayata geri dönmek için tüm gücünüzle unutmaya odaklanın. Zaten hatırlanacak bir şey yok, yaşanan koca bir yalan var ortada. O zaman da size kalan unutmak değil midir? Güzel bir dayağı hak etmiş olsa da bu dayağı Allah’a bırakmak en iyisi. İlk işiniz dünde yaşamayı bırakmak olmalı. Dün dündü, bugün başka bir gün. Bugün olanları kabulleneceksiniz. Bu kabullenişle özgürleşeceksiniz. Çünkü yarın da herkes için yeni bir ümit var. Yeter ki sağlık olsun.

Tabi şimdi aklınızda GDO’lu kadın ya da erkekler nasıl anlaşılır diye bir soru oluşmuştur. Anlaşılır. Şimdi kolay kolay inanmayacaksınız, güzel her söze tav olmayacaksınız. İyi bir gözlemci olacaksınız çünkü insanlar mutlaka fire verir ve akıl bu fireleri anında yakalar, size duygu olarak yollar ama ne yazık ki insan neye inanmak isterse ona yönlendirir kendini. O nedenle bundan sonrasında aklınızı hafife almadan ilişkilerinizi yaşamalısınız. Akıl eşittir uyanık olmak ve sorgulamak. Denklem bu.

Size geçmiş olsun diyeceğim sevgili okurum. Kendisini yüreğinizde rahmetli edin. O rahmetliyi nasıl bilirdiniz? Kötü, ahlaksız biriydi kendisi değil mi? Bunu hatırlatın kendinize.

Sevgiler...

***

Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.