Hoşlandığım kıza açılamıyorum...

“Merhaba Yeşim Hanım,

Çalıştığım pasajdaki işyerinin karşısında çalışan bir kızı 5 ay sonra fark ettim ve çok hoşuma gitmeye başladı. Sürekli bakıyorum, o da bana bakıyor. Bakmadığım anlarda da onun bana baktığını görebiliyorum. Kaçamak yan bakışları var fakat gidip açılamıyorum. Ciddi bir arkadaşlık düşünüyorum. Bu durumda ne yapmam gerekir?”

Yeşim Tijen’in cevabı:

“Merhaba” bir anahtardır, insanların kapalı dünyalarının anahtarı. Kadın ve erkeğin söylemekten çekindikleri, dillerinin ucuna gelse de bir türlü çıkarıp da söyleyemedikleri, utangaçlıklarıyla, çekinceleriyle içlerinde tutup birbirlerinden esirgedikleri, kişilerin arasındaki kapalı kapıları açıp aralayan bir kelimedir. Yanında tebessümüyle söylendiğinde kalpleri sıcacık yapan, ısıtan bir kelimedir merhaba. İnsanlara iyi gelen bu kelimenin ihtiyacı olan şeyse cesarettir. Cesaret herkeste olan bir duygu mudur? Maalesef kara borsa bir duygudur. Kişinin ulaşabilmesi için kendine ulaşabilmesi lazımdır. Kendine ulaşmış biri cesarete de ulaşmış demektir. Kendinize ulaşabildiniz mi başkalarına ulaşmakta da zorluk çekmezsiniz. Böylesine önemli bir duygudur cesaret.

Her başlangıç cesaret ile yapılır. Cesareti olmayan insanlar sadece yerlerinde sayarlar. Bazıları oldukları yerden de geri sayabilir. Hayatınızda adımlar atmak istiyorsanız bu duygudan uzak olmamalısınız. Siz aynı pasajda çalıştığınız beğendiğiniz bayana bu cesaretle ulaşabilirsiniz ancak gözünüzde merhabayı büyütmeden, kendinizi kasıp germeden o sihirli kelimeyi rahatça kullanabileceğiniz bir ortamınız da var. Aynı pasajda çalışmak, aynı apartmanda oturmak gibi bir şey, rahatça selam verebilmelisiniz. Cesaret edebilmek için şunu söyleyin kendinize, ne kaybım olur bir merhabayla? Evet, ne kaybınız olabilir, söyleyin gitsin. Sizin selamınıza karşılık vermeyecek değil ya. Aynı ortamdasınız, sokaktan hiç görmediği biri değilsiniz. O nedenle işiniz kolay. Aslında gerçekten de erkeklerin işi çok kolay. Erkeğe tanınan haklardan biri de bu beğendiğinde söyleme hakkı. Niye kullanmayasınız ki? Bütün mesele söylerken kendinizi kasmamanızda, normal davranarak söyleyebilmenizde, karşınızdakine içinizdeki endişe, korku her ne varsa bunları yansıtmamanızda. Sizin ile ilgili bu ilk intibası olacağından onun size karşı bir fikir oluşturmasında rol oynayacaktır, o merhaba derkenki duruşunuz. Kendine güvenen bir erkek profili çizmeniz gerekiyor.

Diğer bir yol da pasajda illaki bu genç bayanla tanışan ortak tanıdığı bulmak, mutlaka her ikinizi de tanıyan biri vardır, bunu kullanabilirsiniz. O ortak tanıdık sayesinde tanışabilirsiniz. Esas önemli olan bu tanışmadan sonra onun gönlüne hitap ediyor musunuz, bunu göreceksiniz. Merhabanın sonrasındaki her uzun kurulan cümleler sizi birbirinize yaklaştıracaktır. Cümleler kısa ise ilgi de o kadardır. Yani karşılıklı konuştukça birbirinize ilginizin sinyallerini de göndereceksiniz. Sizi görünce yanınıza gelmesinden, karşılıklı telefon numaralarının alınması, araması, beraber bir şeyler yapmak istemesi veya teklif ettiğinizde kabul etmesi, sizinle ilgili soru sorması, merakı bunlar hep ilgi demektir. Bir kadın birine sürekli bakıyorsa bu bir çağrıdır. “Seninle ilgileniyorum”dur. O nedenle siz de bu bakmalara merhabayla bir nevi cevap vereceksiniz. Bakışları bir davet de olsa günümüz insanları karışık, siz cesaret gösterip merhabayı deyin. İçinizde, aklınızda kalmasın. Gerisi kendisine kalmış. Ya o merhabanızla hayatının kapısını aralar ya da aralamaz, bilemiyoruz, siz merhaba dediğinizde göreceğiz.

“El sendedir, dil sende, diken sende, gül sende” demiş Mevlana. Her şey sizde, yüreğinizde, dilinizde, bir merhabanın ötesi sizin marifetiniz, bilgi birikiminizde. Hadi cesaret, sevgiler…

***

Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com

Twitter: @yesimtijen