Yolculuğu sevmek

Aramızda yolculuğu sevenler kadar tereddütle yaklaşan, mümkün olduğu kadar kaçınanlar da vardır mutlaka... Öncelikle şunu belirteyim; burada yolculuktan kastettiğim, tatil amaçlı bir seyahat değil. Sadece uzun bir mesafe katederek yer değiştirme eyleminden bahsetmek istiyorum. Dolayısıyla özellikle yolculuktan kaçınanlara hitap edecek bu yazıda, yolculuğa daha derin bir bakış açısı kazandırabilecek bazı kavramlara değineceğim.


Kısaca tanımladığım gibi yolculuk, en basit haliyle bir yer değiştirme eylemi... Ancak insanlar her ne kadar doğuştan uyum sağlama becerilerine sahip olsa da, bunları kullanmaya pek hevesi olmayan canlılardır. Buna genel bir örnek verecek olursak; kendisinden veya içinde bulunduğu ortamdan pek de memnun olmayan insan, içten içe daha ideal bir tablonun hayalini kurar. Bu tabloya erişebilmek (yani memnun olunmayan şeyleri değiştirebilmek) imkansız değildir ancak bunun için bazı taşları hareket ettirmek şarttır. Dolayısıyla kendisinde veya çevresinde bazı unsurları farklı bir yöne doğru hareket ettirmeyi hayal eden insan, ilk hamleyi kendisi yapmalıdır. İlk aşamada bunun için cesaret ve belki de kendisini zorlayarak çaba göstermesi gerekecektir. İçten içe 'daha iyi'nin hayalini kuran insan, yine içten içe şu bilgiye de sahiptir: Bütün cesaretine ve çabasına rağmen, başlattığı hareketlilik istediği şekilde sonuçlanmayabilir; yani değişim hareketliliği, bir nebze belirsizliğe sahiptir ve bu endişe vericidir. O yüzden sonuçta risk almamayı, hareketliliği veya değişimi değil her şeyin gördüğü, bildiği hatta alıştığı gibi kalmasını seçer.


Yukarıda açıkladığım süreç, yola çıkmaya niyet etmekten bile kaçınmanın hikayesidir. Evet, belki bir açıdan güvenlidir ancak hayal edilen 'daha iyi'ye ulaşma şansını daha baştan budayan bir duruştur. Bu duruşa sahip olanlar, hayat önlerine ne koyarsa onu yer, yandaki masada ne yeniyor diye dönüp bakmaya bile korkabilir. Olduğu yerde kalmanın avantajlarını bulmakta ustalaşır, yer değiştirmenin riskleri ise gözünde çeşitlenerek büyür.


Gelin görün ki, yaşamın kendisi belirsiz bir yolculuktur ve insan zihninde kendini ne kadar güvende görüp kalbinde ne kadar huzurlu hissederse hissetsin, sürekli değişimden başka bir şey olmayan yaşam ve yaratıcı sürprizleri, ilelebet böyle fanusta yaşamanıza izin vermez. Kendi direnişinizle ertlediğiniz bir yolculuk/hareket/değişim ilerde mutlaka başka bir kılıkta yine önünüze çıkar ve bu sefer sizi kaçamayacağınız kadar dar bir köşeye sıkıştırır. Bu kez o stresten/gerginlikten kurtulmanın tek çıkışı, o yola çıkmak olur...


İşin asıl heyecanlı kısmı bundan sonrasıdır çünkü bu deneyim ne kadar sık yaşanırsa, yolculuklar daha az endişe verici olur. Her yolculuk bir çok yeni/eski deneyime sahne olur, birçok şey öğrenilir, kah gülünür kah ağlanır, sürekli yeni seçimler yapılır, kararlar verilir, güncel durum değerlendirilir ve sonunda bir yere varılır... Artık bilinmeyene doğru gidişe dair bir hayat tecrübesi oluşmuştur ve belirsizlik eskisi kadar endişe vermez. Yolculuk, aslında insana kendisi ve kapasitesi hakkında en çok şeyi öğretebilecek bir okul gibidir. En başta zorunlu bile olsa, sonradan insanın gönüllü olarak ara ara çıkmaya gönüllü olduğu yolculuklar, elimizdeki yaşam hazinesinin en değerli mücevherleri olur.


Değişim kapınıza dayanmadan yolculuğa çıkmaya gönüllü olduğunuz, yolculuğun getirdiklerini heybenize koyarak yola cesaretle devam ettiğiniz ve yaşamın hakkını verdiğiniz günler dilerim...


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.