Yüzde 95’i su, ciddi bir potasyum ve vitamin kaynağı. Sindirim sistemi ve karaciğere çok faydalı. Ama biz çok tanımıyoruz. O bizim bildiğimiz “kara hindiba”nın kuzeni “beyaz hindiba”. Diğerinden farklı bir öyküsü var. İşte, Türkiye’de ilk kez beyaz hindiba üretimi yapan Nomad Tarım’ın sahibi Arman Badur’un anlatımıyla “beyaz hindiba”...


Bu sebzeyi yetiştirme fikri nereden çıktı?

Yurtdışında çok defa beyaz hindibayı görmüştüm. Şekli, tadı, dokusu ilginç geliyordu ve nasıl üretildiği konusu kafama takıldı. Göbek marula benziyordu ama bahçede yetişen bitkiler gibi yeşil değildi. Bir de adını “endive” olarak öğrenmiştim. Türkçesine baktığımda “hindiba” yazıyordu. Ama babaannemin devamlı bahçelerden topladığı veya pazardan alınıp haşlayarak yediğimiz, hindiba (kara hindiba/radika) diye tanıdığımız şeye hiç benzemiyordu. Üretimini araştırdım. Sonunda kara hindibanın karanlıkta üretilen bir kuzeni olduğunu öğrendim.


Üretimi nasıl?

İki evreli bir üretimi var. İlkbaharda tarlalara tohum atılıyor. Sonbaharda tarladan hindiba kökleri hasat ediliyor. Bu kökler soğuk hava deposuna kaldırılıyor. Sonra üretim odalarına alınıp içleri ılık su dolu tepsilere konuyor ve 3 hafta içerisinde kökler tekrar tomurcuklanarak beyaz hindibayı veriyor.


Avrupa hindibayı nasıl keşfetmiş?

Hindiba kökleri aslında Avrupa’da savaşlar zamanında kahve yokluğunda kahveye ikâme bir içecek yapılmasında kullanılmış. Kurutulan kökler kavrulup toz haline getiriliyor ve suyla pişirilerek içiliyormuş. Rivayete göre 19. Yüzyılın ortalarında Belçikalı bir çiftçi mahzeninde karanlıkta bıraktığı hindiba köklerinin beyaz, yenebilir tomurcuklar vermeye başladığını görmüş. Çeşitli denemelerle ürünü geliştirmiş ve satmaya başlamış. Başkaları da takip etmiş ve beyaz hindiba pazarı oluşmuş. Ürün o kadar Belçika’yla özdeşleşmiş ki birçok yerde adı “Belgian Endive” olarak geçiyor. Ama dünyadaki en büyük üretim artık Fransa’da.

Salata ve çorbalarda

Batı’da yaygın olarak nasıl kullanılıyor?

En çok tereyağlı, limonlu soslarla ocakta veya beşamel gibi beyaz soslarla fırında pişiriliyor. Et ve balığın yanında garnitür olarak da sunuluyor. Salata ve çorbaları da yapılıyor. En basiti birkaç damla limon suyu ve zeytinyağı ile çiğ yenmesi. Hindiba yaprakları kesilmeden ayrıldığında içlerine çeşitli dolgular konarak sunuma çok uygun.


Siz nasıl üretiyorsunuz?

Önceleri kökleri sadece İstanbul’da yetiştiriyorduk, şimdi İstanbul, Eskişehir ve Ankara’da sözleşmeli çiftçilerimizle üretiyoruz. İkinci evre İstanbul Silivri’deki tesisimizde gerçekleşiyor. Üretim Globalgap ve İyi Tarım Uygulamaları standartlarına uygun yapılıyor. Hindiba kök üretiminde çiftçinin periyodik emeğine ve dikkatine ihtiyaç duymakla birlikte üretimi çok zor değil. Şeker pancarı veya marul tarımına benzer. Gerekli hafif toprak yapısında doğru zamanda su ihtiyacının karşılanmasıyla sorunsuz büyüyor. İkinci evrede ise çok daha teknik süreçler devreye giriyor. Hindiba üretim odasında çocuk bakar gibi her gün yakın takiple üretim süreci tamamlanıyor.


Röportaj: Haldun Yazar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.