Demet Gül’le fotoğraf çekimimizi Ağva’da gerçekleştirdik. Onun o güzel enerjisi, havanın güzelliği, muhteşem doğayla birleşince ortaya birbirinden hoş kareler çıktı. Onun, SHOW TV ekranında yayınlanan ‘Aşk Laftan Anlamaz’ dizisinde canlandırdığı ‘Tuval’ karakteri herkes tarafından çok sevildi. Açıkçası ben de nasıl biriyle karşılaşacağımı merak ediyordum. Önsezilerimde yanılmadım. Birbirinden güzel kahkahalar atan, esprili ve eğlenceli bir kadınla tanıştım. Hayat hikâyesini merak ediyordum, ben sordum, o anlattı. Ortaya hiç beklemediğim bir öykü çıktı...
Ekranda resmen Tuval fırtınası esiyor. Herkes size bayılıyor...
Ben de çok seviniyorum, eğlenerek oynuyorum. Sete gelip hazırlanmaya başladığım an Tuval oluyorum. Bazen de çıkamıyorum rolden. Çünkü çok seviyorum. Karakter bana çok enteresan geldi, okurken eğlenceli buldum. Bana bir rol sunulduğu zaman hem aklıma hem de gözümün önüne bin tane şey gelmesi lazım, Tuval’de aynen böyle oldu.
Tuval’e senaryonun dışında, kendinizden kattığınız şeyler var mı?
Doğaçlamayı çok seviyorum. Karaktere uygun yeni laflar ve hareketler katıyorum.
Saç renginizi rol için mi değiştirdiniz?
Evet. İlk günler sabahları uyanıp aynaya baktığımda epey korkuyordum. Çünkü saçlarımı boyattığımı unutuyordum, alışmam zaman aldı ama şimdi çok seviyorum.
Böyle daha mı seksi oldunuz?
Bilmiyorum onu başkalarına sormak lazım.
‘Tuval’le tutkumuz ve enerjimiz aynı’
Tuval’le benzer yönleriniz var mı?
İşe ve hayata olan tutkumuz benziyor. Bir de enerjimiz aynı.
Çocukluğunuz Almanya’da mı geçti?
Evet. Çocukluğum güzel geçti ama babamı bir iş kazası sonucu 6 yaşımdayken kaybettik. Annem kardeşime hamileydi. Zor süreçler atlattık. Annem, hem babam hem de arkadaşım oldu. Kardeşimle beni mutlu etmek için elinden geleni yaptı. İstediğim her oyuncağı aldı, flamenko ve kite board derslerine bile gönderdi.
Babanızı erken yaşta kaybetmişsiniz.
Evet, babam beni maça götürürdü, bir de birlikte armut topladığımızı hatırlıyorum. Onunla oturup konuşmak isterdim. Baba-kız ilişkisini merak ediyorum. Bana “Prensesim” derdi...
‘Erken olgunlaşmak zorunda kaldım’
Babanızı kaybedince anneniz evi geçindirmek için çalışmaya başladı. Peki siz o dönem neler yaptınız?
Erken olgunlaşmak zorunda kaldım. Kardeşim bana, “Ablam değil de, daha çok abim gibisin” derdi. Anneme yardımcı olmak için sorumluluk almak zorundaydım ve kardeşimin neler yaptığıyla ilgilenmeliydim.
Peki eve ilk maddi kazancınızı ne zaman getirdiniz?
İlk paramı 16 yaşında garsonluk yaparak kazandım. Annem bana, “Kendine bir şeyler al” deyip para verirdi, çoğunu geri verirdim.
Oyunculuk çocukluk hayaliniz miydi?
Değildi. Okulda bir tiyatro oyunu düzenlediler, oynarken mutlu olduğumu fark ettim. Konservatuvar sınavına girdim, kazanınca Stuttgart’tan Münih’e taşındım.
Türkiye’ye nasıl geldiniz?
Birkaç sene önce bir yapım şirketi projeleri için görüşmek istedi. O sırada yapımcılığa başlamıştım. Bir film hazırlığı içerisindeydim. Görüştük, anlaştık ve kendimi İstanbul’a uçan uçakta buldum.
Şu an Türkiye’ye kesin dönüş yaptınız mı?
Almanya’ya gidip geliyorum. Ama annem ve kız kardeşim haftaya temelli Türkiye’ye geliyor.
Gördüğüm kadarıyla Türkçe’ye artık tamamen hâkimsiniz.
Yani... Bazen takılıyorum ama artık epey düzeldi. Ne kadar çok konuşursam o kadar iyi.
‘İnsanlar bana sarılmak ve öpmek istiyor’
Dışarı çıktığınızda halkın size yaklaşımı nasıl?
Hep sarılmak ve öpmek istiyorlar.
Sizin de Tuval gibi modayla aranız iyi mi?
Modayı severim. Nasıl hissediyorsam o gün öyle giyiniyorum. Kendi içime çekildiysem, çok renkli giymem, pastel tonları tercih ederim. Eğer çok mutlu ve eğlenceliysem, daha çılgın ve renkli kıyafetler giyerim. Elbiselerim benim duygu halimi gösterir.
‘Flört, hayatı canlı tutuyor’
Aşkı nasıl yaşarsınız?
Tutkuyla yaşarım ve sevdim mi tam severim.
Bir erkekte neye tahammül edemezsiniz?
Esprisiz olmasına katlanamam. Böyle biri karşıma gelirse hiç anlaşamam. Bence hem kadın hem erkek espri yapabilmeli.
Hiç aldatıldınız mı?
Zannetmiyorum, şu ana kadar böyle bir şeyle karşılaşmadım.
Evliliğe bakış açınız nasıl?
Biraz daha var.
Peki anne olma fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Ona daha çok var. Çocukları çok seviyorum ama şu an yaşadığım hayatın yoğunluğuna sığmıyor.
Siz de Tuval kadar flörtöz müsünüz?
Yani... Bence flört etmek çok güzel bir şey, hayatı canlı tutuyor.
Şu an kalbiniz dolu mu?
Bu konu da bir şey söylemeyeceğim.
‘Sette hâlâ muhteşem baklavalarım konuşulur’
Güzel yemek yapar mısınız?
Yaparım, cheesecake’te çok başarılıyım.
Yapıp sete götürdüğünüz oldu mu?
Cheesecake değil ama yengemlerle baklava yapıp götürdüm. Kendi ellerimle hamurunu açtım. Sette hâlâ o muhteşem baklavalarım konuşulur. Annemle mantı da açıyorum. Yemek yapmak çok eğlenceli. İnsan sakinleşiyor. Sağlıklı beslendiğim için, yediğim şeylere çok özen gösteriyorum. Kendim pişirince daha iyi oluyor.
‘Hande Erçel çok tatlişko’
Dizideki rol arkadaşlarınız Hande Erçel ve Burak Deniz’i birer kelimeyle anlatmanızı istesem...
Hande çok tatlişko bir kız. Burak da çok espirili bir çocuk.
Hande Erçel ve Burak Deniz’in set dışındaki giyim tarzını nasıl buluyorsunuz?
Güzel tarzları var, ben beğeniyorum. Ne giyeceklerini iyi biliyorlar.
Röportaj: Ömür Sabuncuoğlu
YORUMLAR